Ege Postası
Geri

Yugoslavya'yı da futbol bölmüştü

Devlet Bahçeli, derbi olaylarını değerlendirdi.
Yugoslavya'yı da futbol bölmüştü
Haberler / Güncel
24 Eylül 2013 Salı 09:17
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
ANKARA – MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, derbi olaylarını değerlendirirken “Akıllardan uzak tutulmamalıdır ki, Yugoslavya’nın bölünmesinde futbol karşılaşmalarındaki düşmanca tutum ve ayrışmaların, taraftarlar arasındaki kin ve nefretin büyük payı vardır” hatırlatması yaptı.

Bahçeli Türkiye gündemindeki son gelişmeleri yazılı açıklamayla değerlendirdi.
-DERBİ OLAYLARINI DEĞERLENDİRDİ-
Derbi olaylarına değinen Bahçeli, “Dün iki güzide futbol kulübümüz arasında oynanan müsabakanın son dakikalarında yaşanan olaylar, taşkınlıklar, taraflar arasındaki çatışma ve kamplaşmalar esasen Başbakan ve hükümetinin eseri olarak yorumlanmalıdır” dedi.
Sahalara ayar vermeye, seyircileri hizaya getirmeye çalışan iktidarın, toplumun her kesimini birbirine düşürecek fitne ve dedikodu çarkını işlettiğini anlatan Bahçeli, “Dünkü üzücü ve son derece de düşündürücü hadiselerin toplumsal huzur ve barışımızı gölgelediği, sporun centilmenliğine ve rekabetine zarar verdiği meydandadır. 
Yeşil sahalara siyaseti bulaştıran, taraftarları bloklaştırarak birbirine diş bileyen bir hale gelmesine iyice zemin açan AKP zihniyeti olanlardan birinci derecede sorumludur. Hiç kimse Beşiktaş veya Galatasaray taraftarlarını ya da kulüp yönetimlerini suçlamamalıdır” dedi.
-YUGOSLAVYA'YI HATIRLATTI-
AKP takviyeli unsurların, Gezi Parkı’ndan miras kalan çatışma bakiyesini sürdüren küçük bir azınlığın bir bahaneyle ortalığı ayağa kaldırdığını, ilkel ve ileri düzeyde vahamet dolu manzaraların yaşanmasına sebep olduğunu kaydeden Bahçeli şöyle devam etti:
“Spora şiddet karıştıran, dostluğu ve sportmenliği sabote eden hiç kimseye sıcak ve anlayışlı bakmamız mümkün değildir. Fanatizmin, holiganizmin, gözü dönmüş çılgınlığın hiçbir türünü masum ve makul addetmemiz de düşünülemeyecektir. Kaybeden şüphesiz Türk sporu, üzülen tabiidir ki Türk milleti olacaktır ve olmuştur. 
Fırsattan istifade ederek ezeli rekabeti savaşa çevirmek, sahaları işgal ve istilaya teşebbüste bulunmak ve malum sloganlarla etrafa saldırmak bir defa ülkemizin iflas ve hezimet tablosunu da teyit etmiştir. Akıllardan uzak tutulmamalıdır ki, Yugoslavya’nın bölünmesinde futbol karşılaşmalarındaki düşmanca tutum ve ayrışmaların, taraftarlar arasındaki kin ve nefretin büyük payı vardır. Bu itibarla spordaki bir kıvılcımın nerede duracağı, nerelere kadar ulaşacağı iyi hesaplanmalı, Başbakan ve hükümeti meseleye sorumlu ve samimi bir şekilde yaklaşmalıdır.”
-TARAFTARLARA UYARI-
AKP’nin tribünleri terbiye etme, taraftarları sindirme ve kulüpleri kuşatma utanmazlıkları durmazsa ve gerekli tedbirler “Spor’daki Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanuna” göre alınmazsa doğabilecek faturanın herkes için ağır olacağını anlatan MHP Lideri Devlet Bahçeli, “Ayrıca hangi kulübün olursa olsun, genelde spora, özelde futbola gönül vermiş kardeşlerimizin sağduyulu, soğukkanlı ve sakin bir şekilde hareket etmeleri ve kışkırtmalara kapılmadan dirayetlerini muhafaza etmeleri toplumsal huzur bakımından elzemdir” dedi.
Devlet Bahçeli, Futbol Federasyonu’nun yakınlaşan ve yoğunlaşan sorunları ciddiye almasını, siyasi telkin ve yönlendirmelerden uzak durarak yürürlükteki mevzuata göre lazım gelen önlemleri devreye koymasını istedi.
-“BAŞBAKAN İHANET ISRARINI BIRAKMALI”-

Bahçeli, “Demokratikleşme paketiyle PKK’ya gülücükler saçan, ikramlarda bulunan Başbakan bu ihanet ısrarını bırakmalı, hayatın her alanında patlamaya ramak kalmış bombalara dikkat kesilmelidir” derken barış, huzur, emniyet, dirlik, birlik ve istikrar arayan milletin sesini duymayan, ihtiyaçlarını önemsemeyen, toplumsal yapıyı eylem ve icraatlarıyla terörize eden iktidarın meşruluğunun kesinlikle boşluğa düşeceğini, ahlaki tutarlığının yok olacağını bildirdi.
Türkiye’nin asıl sorununun da burada aranması gerektiğini kaydeden Bahçeli, “Bugünkü kördüğümün açılması, karanlık kampanyanın son bulması ve insanlarımızın arasına çekilmeye çalışılan duvarların tamamen yıkılması için AKP’nin tasfiyesi ve demokratik yollardan görevden alınması mecburiyet halini almıştır” iddiasında bulundu.

Bahçeli açıklamasında MHP’nin bu uğurda ne gerekiyorsa yapacağını, hainlere direneceğini, çözülmeyi ve parçalanmayı çabuklaştıracağını paketlere göğsünü gereceğini, milletin eşsiz basiretine, kararına ve tercihine sonuna kadar inanıp, güveneceğini kaydetti. 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye’nin bir ucunda AK Parti’nin, diğer ucunda PKK’nın pozisyon aldığı çıkmaz bir sokağa kıstırılmış halde olduğunu öne sürerek, “Günlerdir konuşulan, İmralı-Kandil ve Ankara üçgeninde içeriği hazırlanan, kamuoyuna bazı maddeleri sızdırılarak tartıştırılan ve bu ayın son gününde açıklanması beklenen demokratikleşme paketi PKK’nın zorla, baskıyla ve dayatmayla elde ettiği yeni bir kazancı, yeni bir başarısıdır” dedi.
Bahçeli, AKP iktidarının istikrarsızlık ateşini her tarafa sıçrattığını, kutuplaşmaları toplumsal yapının en ücra köşelerine kadar yaygınlaştırdığını belirtti. 

“AKP hükümeti zayıfladıkça, etki ve nüfuz alanını kaybettikçe, sahip olduğu siyasi destek ve ilginin seviyesi azaldıkça hırçınlaşmakta, hırslanmakta ve hezimetle neticelenecek söz ve kararların tarafı olmaktadır. Türkiye bir ucunda AKP’nin, diğer ucunda PKK’nın pozisyon aldığı çıkmaz bir sokağa kıstırılmış haldedir” diyen Bahçeli, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün Dikmen’deki binalarına yönelik hain saldırının bunun en açık kanıtı olduğunu vurguladı. Başbakan Erdoğan’ın, PKK’nın taleplerine boyun eğdiğini ve çaresizce diz çöktüğünü iddia eden Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:

“Günlerdir konuşulan, İmralı-Kandil ve Ankara üçgeninde içeriği hazırlanan, kamuoyuna bazı maddeleri sızdırılarak tartıştırılan ve bu ayın son gününde açıklanması beklenen demokratikleşme paketi PKK’nın zorla, baskıyla ve dayatmayla elde ettiği yeni bir kazancı, yeni bir başarısıdır. Paketlerle, torba kanunlarla ve gece yarısı düzenlemelerle ülke yönettiğini zanneden Başbakan ve hükümeti Türk milletinin aleyhine olacak ne varsa hayata geçirmenin ve uygulamanın telaşındadır. Demokratikleşmeyi pakete sığdıran, özgürlük ve demokrasiyi teröristlere endeksleyen, barış ve çözümü İmralı canisinin yeni format arayışına çivileyen Başbakan ateşle oynamaktadır. 30 Eylül günü bizzat Başbakan tarafından kamuoyuna duyurulacak olan PKK patentli ve damgalı sözde demokratikleşme paketinde; anadilde eğitim konusunun bölücü çevrelerin isteği doğrultusunda düzenleneceği, Terörle Mücadele Yasası’nın budanacağı, yüzde 10 barajının kaldırılacağı, dar bölgeli seçim sisteminin uygulanmasına dönük adımlar atılacağı, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’ndaki bazı maddelerle ilgili şerhin kaldırılacağı, yerleşim yerlerinin isminin değişeceği, PKK-KCK tutuklularının salıverilmesi konusunda esneklik ve kolaylıkların gösterileceği gündeme yansıyan bilgi, haber ve yorumlardan anlaşılmaktadır. Bunların hepsi PKK’nın silahla yapamadığı ve elde edemediği ihanet listesinin ana başlıklarından bir kısmı olarak yıllardan beridir terörist mihrakların gündemindedir. Bu ahlaksızlığın, bu densizliğin ve bu melanetin gerçekleşmesi için AKP-PKK tam bir uyum, eşgüdüm ve koordinasyon halinde faaliyet yürütmektedir.”

-“TÜRK MİLLETİ, TUZAĞIN VE OYNANAN OYUNLARIN FARKINDA”-

Türk milletinin, tuzağın ve oynanan oyunların farkında olduğuna dikkat çeken Bahçeli, şunları ekledi:

“Başbakan Erdoğan’ın, imalat çalışması yaptığı zehirli ve marazi paketi, ‘toplumun her kesimini, 76 milyonun her bir ferdini ilgilendiren düzenleme’ diyerek maskeleme gayretleri elbette karanlık niyetleri kapatamayacak, akılları çelemeyecektir. Başbakan’ın istismarcı özelliği, yalanla iç içe geçmiş politikaları gerçekleri örtemeyecektir. 

Yaklaşık 11 yıldır demokratikleşme konusunda bir arpa boyu mesafe alamayan AKP zihniyetinin, PKK ivmeli ve icazetli paketlere umut bağlaması, bu kapsamda kardeşlik adına son derece önemli bir adım atılacağını iddia etmesi kuyruklu yalan olmanın ötesinde yenilmiş ve aşağılanmış iktidar halinin tercümesinden başka bir şey değildir. Yasakçı, baskıcı, tahammülsüz, saygısız, ayrımcı, ifade ve inanç özgürlüğüne duyarsız AKP’nin demokratikleşme beyanları yalnızca günü ve durumu kurtarmaya dönük taktik hamlelerden ibarettir. Başbakan Erdoğan’ın demokrasinin derinleşmesi, özgürlüklerin genişlemesi, uzlaşma ve hoşgörü kültürünün kökleşmesi gibi bir gayesinin olmadığı tecrübelerle sabittir. Türk gençliğini inançlı ve tinerci diye ikiye ayırması, Gezi Parkı’ndaki demokratik tepkileri hiddetlenerek ve öfkelenerek şiddetle bastırmaya çalışması, tencere-tava çalanları horlaması ve öğrencilere orman yolunu göstermesi Başbakan’ın ruh halini ve kararmış kimliğini ortaya koymuştur. Başbakan Erdoğan bölücüye, teröriste, sırdaşı haline gelen cani başına karşı anlayışlı, cömert ve çelebi; masum vatandaşlarımıza, bireysel haklarının peşinde olanlara acımasız ve vandal olarak ön plana çıkmıştır.” (Gerçekgündem)

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası