İZMİR - İzmir'de 19 Ağustos 2014’te terör ve yolsuzluğu soruşturan emniyet mensuplarına yönelik yapılan operasyon sonucunda açılan dava başladı. İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki yasa dışı dinleme iddiasıyla açılan davaya, tutuksuz 32 polisten 31'i katıldı. Emniyet eski Müdürü Hasan Ali Okan, beyin kanaması şüphesiyle mahkemeye sağlık raporu gönderdi.
KOPYALA YAPIŞTIR YAPMIŞ
Polislerin avukatı Ali Aksoy, 36 sayfalık iddianameyi hazırlayan savcının, kopyala yapıştır sistemiyle isimleri eklediği için en az 30 tane bariz hata yaptığını söyledi. Aksoy, “İddianame 36 sayfa. Bunun 20’ye yakını, kişilerin kimlik ve adres bilgilerinden ibaret. Zaten garabet olan iddianamede müvekkillerin isimleri yanlış yazılmış. Başka isim yazılmıştır. Savcı, en az hata yaptığı sayfada müvekkillerin isimlerinde iki defa hata yapmış. Yani kopyala yapıştır yapmış, 36 sayfalık bir şeyde, zaten bunun 20’ye yakın sayfası kişilerin isimleri ve adresleri olduğu halde 30’un üzerinde hatası var. İsim hatası var, yani böyle çok bariz hatalar var” dedi. Polislere destek vermek için İzmirli esnaf ve polislerin yakınları da adliye önüne geldi. Polis yakınları Cevşen ve Kur’an-ı Kerim okuyarak yakınlarına dua etti.
DEĞİL SOMUT DELİL OLGU DAHİ YOK
İzmir merkezli 13 ilde, önleme dinlemesi yapan polislere yönelik operasyonda 32 kişi gözaltına alınmıştı. 21 polis serbest bırakılmıştı. Jet hızıyla hazırlanan iddianamede polisler için toplam 310 yıldan 961'er yıla kadar hapis cezaları istemişti. İtiraz sonucu, yaklaşık 40 gün tutuklu kalan 11 polis de daha sonra tahliye edilmişti. İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi, tahliye kararında suçlamalarla ilgili değil somut delil, olgu dahi bulunmadığına dikkat çekmiş, örgüt suçlamasını ‘hukuki garabet’ olarak değerlendirmişti.
YASADIŞI DİNLEME DAVASINDA İKİNCİ GÜN
İzmir 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün görülmeye başlanan davanın duruşmasına, iddianamede suç örgütü liderleri arasında sayılan ve beyin kanaması teşhisiyle raporlu bulunan eski Batman Emniyet Müdürü Hasan Ali Okan'ın dışındaki 31 tutuksuz sanık, mağdurlar ve avukatları katıldı.
TALİMATLARI KİMDEN ALDIN'
Sanıklardan Erdinç Sezgin, 19 yıllık polis memuru olduğunu, bu süre boyunca vatanın bölünmez bütünlüğü için çalıştığını, istihbarat şubelerinde, organize, kaçakçılık, narkotik bölümlerinde görev yaptığını, her zaman doğrular neyse onu söylediğini belirtti. Mahkeme başkanının, çalışmalarına dair kimlerden talimat aldığını sorması üzerine Sezgin, yasal sıralamada hiçbir zaman memurun kendi başına çalışamayacağını, kendisinin de talimatlarını yasal amirlerinden aldığını söyledi.
Sezgin, dinlemeler konusundaki soru üzerine, “Ben ekip memuruyum. Dinleme yapmam, çözüm de yapmam. Suçlandığım üç konuyla ilgili Kürşat Şenol Yılmaz'dan talimat aldığımı hatırlamıyorum" dedi. Kısım amirleri tarafından mobinge, ayrımcılığa maruz kaldığını, dışlandığını söyleyen Sezgin, o dönemde doğruları söylediği için bu dışlanmaların 2012 Ekim ayna kadar sürdüğünü ve Organize Suçlarla Mücadele'den uzaklaştırıldığını belirtti.
TUTUKLANMAMA GARANTİSİ VERİLDİ Mİ'
Bazı sanık avukatlarının, 18 Ağustos akşamı emniyete gidip gitmediğini, gittiyse kimin çağırdığını sorması üzerine Sezgin, “Beni kimse çağırmadı, çalışmakta olduğum konuları çalışmaya devam etmek için gittim. Sabaha kadar konularıma çalıştım. Ertesi gün ayrılma vaktim geldiğinde de gözaltına alındım" yanıtını verdi. “İddianame sizin ve diğer iki kişinin ifadeleriyle oluşturulmuş. Tüm sanıklar açığa alınmışken, siz, Emrah Durdu ve Mevlüt Çakar açığa alınmadınız. Sizi emniyete çağıranlar, açığa alınmayacaksınız, tutuklanmayacaksınız diye garanti verdi mi'" sorusu üzerine Sezgin, “Biz kimseden talimat almadık. Açığa alınmalar, meslekten ihraçlar sadece bu operasyonla olan olaylar değildi, 17 Aralık sürecinden beri oluyor" yanıtını verdi.
Sezgin'e, “Mobbing yüzünden usulsüz işlem yapmak zorunda kaldınız m? Mobinge örnek davranış, olay ya da kimin yaptığını söyleyebilir misiniz" sorusu da yöneltildi. Sezgin, “Usulüne uygun olmayan iş yapmadım. Direkt gelip bana bunu yapan birisi olmadı" dedi.
“ÇAKMA GAZETE HABERLERİ"
Sanık Haldun Çabuk, örgüt ve diğer suçlamaları kabul etmediğini, 2006 yılı Aralık ayından bu yana istihbaratta çalıştığını, emniyet amiri olduğunu belirterek, “Bana gösterdiğiniz evraklar talep formudur, resmiyeti yoktur. Kaldı ki 8 sene içindeki 40-50 evraktan 5'i bana gösterildi. İddianamede bazı müdürlerin ismi geçiyor, mevzuat gereği CMK'da geçen suçlarla ilişkili olduğu kanaati varsa önleme dinlemesi yaptırıyoruz. Mevzuat gereği bilgi toplamayla yükümlüyüz, bunlarla ilgili bir kanaat oluştuysa hedefi takip etmekle yükümlüyüm. 17 Aralık'tan sonra gazete haberleriyle bir algı oluştu. 8 senedir bu işi yapıyorum, hakkımda bir tane şikayet yok, çakma gazete haberleri dışında" diye konuştu.
"AMİRLER HER ŞEYİ BİLİR"
Sanık Erdinç Sezgin'in “Bürolarda amirler her şeyi bilirler" gibi bir iadesinin bulunduğunu hatırlatan Çabuk, “Kısım amirleri her şeyi bilmezler, göremezler, her şeye vakıf olamazlar. Bir büroda 10 tane personel var. İzmir 3.5 milyon, terör örgütleri var, ne kadar vakıf olabilirsiniz" dedi.
Diğer sanıklar da üzerlerine atılı suçlamaları reddederken, sanık Haluk Balaban hiçbir yapılanma içinde bulunmadığını, bundan sonra da bulunmayacağını, 'bilgi notu'nu düzenlemek için kimseden talimat almadığını söyledi. Sanık Sanık Hamza Doğan da ne teknik, ne saha çalışması yapmadığını, hiçbir sahte belge düzenlemediğini belirtti.
Duruşmaya verilen öğle arasından sonra devam edilecek.