Avukatlar yasağı dinlemedi

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Bayraklı Adliye Sarayı ve etrafında basın açıklaması ve eylem yapmayı yasaklayan 23 Şubat'taki kararından sonra, bu yasağı ilk delen Çağdaş Hukukçular Derneği ve Birleşik Haziran Hareketi oldu. 500 avukatın verdiği vekaleti ulaştırmak için

Haberler / İzmir

26 Şubat 2015 Perşembe 14:33

PAYLAŞ

İZMİR - Çağdaş Hukukçular Derneği ve BHH, İzmir Adliyesi C- Kapısı önünde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği iddiasıyla geçen hafta tutuklanan ÖDP İl Yöneticisi ve Parti Meclisi üyesi Onur Kılıç'ın tutukluluğuna itiraz ve 500 avukatın verdiği vekaleti ulaştırmak için bugün 12.00'de basın açıklaması yapacağını açıkladı. Emniyet yetkilileri yaklaşık 50 avukatın bulunduğu ÇHD ve BHH üyelerine, Cumhuriyet Başsavcılığı'nın adliye içinde ve etrafında basın açıklaması yapılmasının yasakladığını, buna uyulmaması halinde haklarında işlem yapacaklarını belirtti. Avukatlar da basın açıklamasının Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne göre, demokratik hakları olduğunu ve açıklamayı yapacaklarını belirtti. Emniyet yetkilisi ile kısa süren bir konuşmanın ardından ÇHD'li avukatlar ellerinde, 'Onur Kılıç yalnız değildir' yazılı pankart açıp, basın açıklamasını yaptı.

Grup adına basın açıklamasını ÇHD İzmir Şube Başkanı Avukat Şule Aslan Hızal okudu. Onur Kılıç'ın 'Laik, bilimsel ve anadilde eğitim, öğrenim hakkı' talebi ile Alevi derneklerinin, Eğitim-Sen Sendikası'nın ve Birleşik Haziran Hareketi'nin Ocak ayından beri yürütmekte olduğu kampanyanın, tüm ülkede bir günlük okul boykotu ile gündeme getirildiği 13 Şubat'ta gözaltına alınıp tutuklandığına değinen Hızal, şöyle dedi:

"Onur Kılıç ve bileşeni olduğu BHH, Cumhurbaşkanı'na, Başbakan'a ve AKP'ye hürmet etmediği gerekçesi ile henüz İç Güvenlik Kanunun Paketi Meclis'ten geçmeden, İzmir Valiliği tarafından hedef gösterilmiştir. Kılıç, parti yöneticisi ve meclis üyesidir. Siyasi parti yöneticileri hiç bir zaman ileri sürdürdükleri görüşleri gizlemez, saklamazlar. Zaten o görüşleri yaymak için siyaset yaparlar. Dolayısı ile dellileri yok etmek, değiştirmek gereği ve imkanı yok. Kaçma süphesi hiç yok. Onur Kılıç'ın suçlandığı fiil için dava açılabilmesi, Adalet Bakanlığı'nın iznine tabi. Böyle bir izin şu aşamada yok. Dava şartı henüz yok."

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın adliye binası ve eklentilerinde, çalışma ve duruşma düzeninin etkilediği gerekçesi ile basın açıklaması yapılmasına yasaklama getirdiğini söyleyen Hızal, şöyle devam etti:

"Bireylerin adalet arayışı, Adliye binalarının dışına taşıyor ise, çare o binalarda 'adalet' üretilmesinden geçmektedir. Adalet arayışının yasaklanmasından değil. Adliye binalarının önünde dahi basın açıklaması yapılmasına imkan tanımak istemeyen zihniyet, 'gidin burada adalet yok' demektedir. En kötüsü, en olumsuzu, bireylerin, adliye binalarında adalet aramanın anlamsız olduğuna ikna edilmesidir. Biz, Onur Kılıç özgürlüğüne kavuşuncaya değin, onun yerinde de hep birlikte, 'laik, Bilimsel ve Anadilde Eğitim, Öğrenim Hakkı' talebini seslendireciğiz. Yüzlerce, binlerce imzalı dilekçemizle, gerekirse yüzlerce, binlerce ayrı dilekçe ile Onur Kılıç için özgürlük isteyeceğiz."