Eskiden hali vakti yerinde şehirliler, çuha kumaştan elbise, tarlasını ekip biçerek geçimini sağlayan köylüler de keçeden yapılmış kolsuz aba yelek giyerdi.
Rivayet o ki, bir kasabanın uzun çarşısında öğle vakti dükkânların önünde alış veriş için gezinen kalabalıktan iki kişi bilinmeyen bir nedenle tekme tokat kavgaya tutuşmuştu…
Çarşıdaki leblebici dükkânının sahibi, kavga edenleri ayırmaları için kalfalarına, "Seyre dalmayın; gidin vurun! Ayırın şunları" diye bağırınca kalfalar sormuş, "Usta hangisine vuralım?"
Dükkân sahibi şaşırmış, kavga edenlerden zengin olduğu anlaşılan çuha elbiseliyle başı derde girer korkusuyla, "Ulan! Oğlum, bu da sorulur mu? Vurun abalıya gitsin." demiş.
+ + +
Sosyal demokrasinin kalesi bilinen İzmir'de CHP’nin seçim kaybetmesi pahasına, "Vurun Abalıya" anlayışıyla İzmir Büyükşehir adayı Dr. Cemil Tugay'ı linç etmeye kalkışmak sosyal demokratlıkla bağdaşmaz.
Toplumsal beklentilerin, kişisel beklentilerinden daha önemli olduğuna inanmış bir siyaset adamı olan sayın Dr. Cemil Tugay'ı, yerel seçimler öncesi gözden düşürmeye çalışmak egoizmin dik alasıdır.
Partisinin apoleti sayesinde siyasi kariyer edinmiş, önemli mevki ve makam sahibi olmuş kişilerin, 31 Mart yerel seçimlerine günler kala küskünlük egosuyla kenara çekilmeleri siyasi etiğe yakışmıyor.
Önceki yerel seçimlerde yüksek oy oranlarıyla CHP'yi zirveye taşıyan başta Karşıyaka olmak üzere bazı metropol ilçelerde, olası bir oy düşüşünün bedelini, seçim çalışmalarında görünmezlik zırhına bürünenlerin ödemesi kaçınılmazdır.
POLİTİKA
Sayfa başına git