Milletin meclisinde oturup “halkın vekili” sıfatını taşıyan bir isim düşünün. Ama bu vekil, ne halkın dertleriyle ne de milletin sorunlarıyla anılıyor. Mehmet Mustafa Gürban, skandallarla dolu bir geçmişle geldiği TBMM'de şimdi de akıl almaz bir iddiayla gündemde:
8 milyon euro!
Evet, yanlış duymadınız.
iddialara göre, Gürban milletvekili listesine girebilmek için tam 8 milyon euroyu bastırmış ve bu parayı İYİ Parti’nin eski genel başkanı Meral Akşener’in oğlu Fatih Akşener’e vermiş.
Şimdi burada biraz duralım.
Düşünün ki, bir vekil sıralamaya girmek için bir servet harcıyor.
Peki, neyin karşılığında?
İdealleri uğruna mı?
Gaziantep halkına hizmet için mi?
Yoksa bu "yatırımın" karşılığını mecliste çıkar oyunlarıyla geri almak için mi? İşte bu soruların yanıtı, Gürban'ın siciline bakınca çok daha net bir şekilde ortaya çıkıyor.
Borsa spekülasyonlarıyla ceza almış bir geçmiş…
Kripto piyasasında manipülasyon yaparken avlanıp mağdur(!) rolüne bürünmüş bir hikâye… SPK’dan defalarca ceza yemiş ve “piyasa dolandırıcılığı” nedeniyle işlem yasağı almış bir geçmişle, Gürban nasıl "milletin vekili" oluyor, anlamak mümkün değil. Halkın alın teriyle kazandığı paranın peşindeki bu kişi, şimdi de "8 milyon euro karşılığında listeye girme" iddialarıyla gündemde.
Ve işin daha vahim yanı, bu paranın adresi olarak Fatih Akşener’in adı geçiyor. Daha önce seçim döneminde "poşetlerle para dağıttı" iddialarıyla gündeme gelen bir ismin, şimdi de bu skandala karışması manidar değil mi?
İYİ Parti, bu iddialar karşısında ne yapacak?
Sessiz mi kalacak?
Yoksa her zamanki gibi “bizim çocuklar” diyerek görmezden mi gelecek?
Gaziantepliler adına sormak istiyorum: Siz böyle bir vekili mi hak ediyorsunuz? 8 milyon euro'luk koltuk oyunlarıyla seçilmiş bir vekil, sizin temsilciniz olabilir mi? Halkın hakkını savunması gereken bir kişi, kendi menfaatlerini bu kadar önceliyorsa, o koltukta oturmaya devam etme hakkı var mı?
Buradan çağrım net: Mehmet Mustafa Gürban ve Fatih Akşener, bu iddialar karşısında susamazsınız!
Eğer bu iddialar doğruysa, bu yalnızca bir skandal değil, siyasetin nasıl yozlaştığının en somut kanıtıdır. Eğer doğru değilse, çıkın ve kamuoyuna belgelerle açıklama yapın.
Ama susmak, bu suçlamaları kabullenmek demektir.
Ve İYİ Parti’ye de bir çift sözüm var: Demokrasi diyerek çıktığınız yolda, bu iddiaları görmezden gelerek nereye varmayı düşünüyorsunuz? Siyaset, koltuk kavgalarından, liste ticaretinden ve servet oyunlarından ibaretse, halk size neden güvensin?
Sonuç olarak, bu tablo yalnızca Mehmet Mustafa Gürban’ın değil, Türk siyasetinin kara bir lekesidir. Ve bu lekeden kurtulmanın tek yolu, şeffaflık ve hesap vermektir. Halk, "borsacı vekiller" ve "8 milyon euro'luk siyaset" oyunlarını kabul etmeyecek kadar uyanık.
Bunu sakın unutmayın.
Sözün özü: Milletin meclisi, milletin malı değildir. Paranın malı hiç değildir.
POLİTİKA
Sayfa başına git