Son günlerde Çiğli’de sosyal medya rüzgârları esiyor… Başrolde ise, elinde mikrofonla dolaşıp CHP’li isimlere karşı adeta “algı kampanyası” yürüten biri var.
Ama işin daha garip bir tarafı var: Bu kişi İYİ Parti üyesi, CHP’li İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde güvenlik görevlisi olarak çalışıyor ve kendisinin gazeteci olmadığını söylüyor.
Peki, kimin adına konuşuyor bu kişi?
Kendi adına mı?
Hayır, pek öyle görünmüyor. Çünkü yaratmaya çalıştığı şey bir kişisel hırs değil. Ama ne, işte orası muamma…
Elindeki mikrofonu tutuş şekli ve yaptığı röportajların tonu, arkasında birilerinin olduğuna işaret etmiyor mu sizce de?
İzleyenlerin aklında deli sorular: CHP’li bir belediye çalışanının, başka bir CHP’li belediye başkanını hedef alması, İYİ Parti üyeliğiyle birleşince nasıl bir denklem çıkıyor ortaya?
Bu mikrofon şovu kimin çıkarına, kimin aleyhine?
Karma karışık bir durum, değil mi?
Ama tam da bu yüzden Çiğli kamuoyu bu şahsın yaptıklarını dikkatle izliyor. İşte bu köşede, bu garip senaryoyu ve arka planındaki sessizliği sorguluyoruz.
CHP’li İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde güvenlik görevlisi olarak çalışan, İYİ Parti üyesi ve sosyal medya fenomeni Baran Tuncel, son günlerde adeta Çiğli kamuoyunun “görünmez eli” gibi çalışıyor. Hedefinde ise CHP’li Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız ve CHP Çiğli İlçe Başkanı Erkan Akar var.
Tuncel Bey’in “gazetecilik” oyunu oynayarak yaptığı son röportajları gördünüz mü?
Belediye arsalarının satışını Çiğli halkına soruyor ve bir vatandaşın “Niye satılsın, yazıktır, günahtır” demesiyle bir algı yaratmaya çalışıyor. Daha önce de Başkan Yıldız ve Meclis Üyesi Niyazi Arslan’a “mal beyanlarını açıklayın” diyerek ortalığı karıştırmıştı.
Şimdi burada duralım ve birkaç soruyla meseleyi açalım:
CHP’li İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan bir güvenlik görevlisinin CHP’li bir ilçe belediye başkanı hakkında bu tür haberler yapma cesaretini kimden aldığına dair bir fikriniz var mı?
İYİ Parti üyesi olan Tuncel’in, CHP’li bir belediye başkanını hedef almasına neden kimse ses çıkarmıyor?
CHP’nin içinde bu kadar “rahat” davranmasına göz yumulması, acaba partinin “kendi içindeki muhalefete tahammül” anlayışı mı, yoksa birilerinin “kontrollü muhalefet” oyunlarına alet olması mı?
Sorular bitmez. Fakat esas mesele şu: Baran Tuncel, gazeteci olmadığını kendi ifadeleriyle dile getirse de sosyal medya paylaşımlarıyla bir kamuoyu algısı yaratıyor. Peki bu durum, CHP’nin kurumsal kimliğini zedelemiyor mu?
CHP’li bir belediyede çalışıp, başka bir CHP’li belediye başkanını itibarsızlaştırmaya çalışmanın mantığı nedir?
Bir de şunu sormadan geçemeyeceğim: Tuncel’in, İYİ Parti üyesi olmasının bu süreçteki rolü nedir? Yoksa bu, partiler arası “örtülü bir iş birliği” mi?
İYİ Parti’nin Tuncel üzerinden CHP’li isimleri yıpratma planı mı var?
Bilemedim, aklıma deli sorular geliyor.
CHP’ye gönül veren vatandaşlar ise bu durumu nasıl yorumluyor? Her gün partilerinin içinden birilerinin başka CHP’li isimleri hedef almasını izlemekten sıkıldılar mı?
Yoksa artık “Biz alıştık, bu da geçer” diyerek mi bakıyorlar meseleye?
Baran Tuncel’in cesaretini ve yarattığı algıyı takdir ediyoruz (!)
Ancak unutmadan, bir güvenlik görevlisinin bu kadar cesur adımlar atabilmesinin ardındaki güçleri öğrenmek de halkımızın hakkı.
Son sorum şu: CHP’nin bu sessizliği bir demokrasi şöleni mi, yoksa kontrolsüz bir sessizlik mi?
Son olarak; Bu durumun İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay'ın bilgisine ulaşıp ulaşmadığı henüz net değil. Ancak, Başkan Tugay'ın bu konudaki görüşleri merak ediliyor. Özellikle, belediye çalışanlarının siyasi faaliyetleri ve parti içi eleştiriler konusundaki tutumu, kamuoyunun dikkatini çekiyor.
Baran Tuncel'in, hem belediye çalışanı hem de farklı bir partinin üyesi olarak, CHP'li belediye başkanları hakkında eleştirilerde bulunması, parti içi disiplin ve belediye çalışanlarının tarafsızlığı konularında soru işaretleri oluşturuyor. Bu durumun, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve CHP yönetimi tarafından nasıl değerlendirileceği ve olası adımların neler olacağı, önümüzdeki günlerde netlik kazanacaktır.