Bugün size Gümüşpala'dan bir hikaye anlatacağım. “Bu da yazılır mı?” diye sorabilirsiniz ama sosyolojik açıdan bu tür olaylar önemli. Çünkü belediye başkanlarının, muhtarların ve yerel yöneticilerin nasıl baskılar altında kaldığını, nasıl çelişkili durumlarla karşılaştıklarını gösteren bir örnek bu.
Başrolümüzde Gümüşpala Mahallesi Muhtarı İsmail Balıkçı var.
Son zamanlarda Bayraklı Belediyesi'ni ağır bir şekilde eleştiriyor. Sosyal medya paylaşımlarına baktığınızda, muhtarımızın sokaklarda adeta “temizlik savaşı” verdiğini görürsünüz. Çöp konteynerlerinin fotoğraflarını koyarak halkı harekete geçirmeye çalışıyor: “Bayraklı Belediyesi Temizlik İşleri ÇALIŞMIYOR ve çökmüş durumda,” diyor. Hatta bir adım daha ileri gidip vatandaşa çağrıda bulunuyor: “Belediyeyi arayın, şikayet edin!” diyor. Vatandaşlar da tabii haklı, vergilerini veriyorlar ve temiz sokaklar istiyorlar. Sonuçta, herkes temiz ve düzenli bir mahallede yaşamak ister. Muhtar da tam burada devreye girip halkı örgütlüyor: “Gümüşpala Halkı olarak desteklerinizi bekliyoruz” diyor.
Şimdiye kadar her şey gayet demokratik ve güzel…
Ne de olsa, yöneticiler halkın taleplerini dinleyip sorunları çözmek için oradalar, değil mi?
Fakat gelin görün ki, burada ince bir nüans var.
Bizim muhtar sadece muhtarlık yapmakla kalmıyor, aynı zamanda Bayraklı Belediyesi’nde çalışıyor. Hem de o eleştirdiği, “temizlik işleri çöktü” dediği belediyede!
Bir anda işin rengi değişiyor, değil mi? Belediye çalışanı olup da, belediyeyi eleştiren bir muhtar…
İlginç bir kombinasyon!
Şimdi insan düşünmeden edemiyor: “Madem belediyenin bir parçasısın, bu temizlik işlerine neden müdahale etmiyorsun?” Çöp konteynerlerinin fotoğraflarını paylaşmak yerine o konteynerleri temizletmek için neden harekete geçmiyorsun?
Hem işin içinde, hem de dışında olmak biraz tuhaf kaçıyor.
Hele hele sosyal medyada vatandaşa, "Belediyeyi şikayet edin" demek…
Sanki kendi çalıştığın yeri hedef gösteriyorsun.
İşin daha da enteresan bir boyutu var: Dedikodulara göre, bizim muhtar “bankamatik işçi” olabilir miymiş?
Yani işe gitmeden maaş alanlardan mı?
Eğer bu iddialar doğruysa, işte asıl çöp burada birikiyor demektir. Yani sosyal medyada paylaşılan çöp konteynerlerinden ziyade, sistemin içindeki boşluklarda. Düşünsenize, çalışmadığınız bir belediyeyi eleştiriyorsunuz ve halktan destek bekliyorsunuz. Hem belediye maaşınızı ödüyor, hem de o maaşı aldığınız yerin hizmet etmediğini iddia ediyorsunuz. Burada bir ironi yok mu?
Tabii ki, muhtarımızın bu eleştirileri doğru olabilir. Bayraklı Belediyesi gerçekten de temizlik işlerinde sorun yaşıyor olabilir. Evet, belediyede adam eksik olabilir, bütçe sıkıntıları yaşanabilir. Ama muhtarımız, kendi yetki alanında çözüm üretmek yerine, sosyal medyada şikayet eden bir aktivist gibi davranıyorsa burada bir sorun var demektir. Vatandaş haklı olarak soruyor: “Belediyenin bir parçasıysan, neden işini yapmıyorsun? Neden sadece fotoğraf çekip paylaşmakla yetiniyorsun?”
Belediye temizlik işlerinde aksıyor olabilir, ama bir belediye çalışanı olarak bu sorunu çözmeye yönelik adımlar atmadan sadece eleştirmek biraz tuhaf kaçıyor. Muhtarın, halkı örgütleyip belediyeyi şikayet ettirmek yerine, o sistemin içindeki bir çalışan olarak elini taşın altına koyması gerekmez mi?
Yoksa belediyeyi eleştirerek mi daha fazla ilgi çekiyor?
Dahası, bu “bankamatik ” iddiaları doğruysa, işte o zaman işin rengi tamamen değişir. Muhtarımızın görevi sadece halkı yönlendirmek değil, aynı zamanda belediyedeki sorunların çözümü için bizzat çaba göstermek olmalı. Ancak burada hem belediyede çalışıp hem de belediyeyi hedef alan eleştiriler yapmak, vatandaşın kafasını karıştırıyor. O yüzden Gümüşpala halkı olarak biz de soruyoruz: Muhtarımız gerçekten işine gidiyor mu, yoksa sadece eleştiri mi yapıyor?
Gümüşpala sokakları temizlenir mi bilinmez ama bu işin altında bir çelişki olduğu kesin. Muhtarımızın belediyedeki rolü ve eleştirileri arasındaki bu çelişki ortadan kalkmadıkça, sokakların temizlenmesi pek de mümkün görünmüyor. İroni bir yana, belki de vatandaş olarak belediyeyi aramadan önce muhtarımıza bir sormak gerek: "Sen neden bu işi çözemiyorsun?"
Sonuçta, belediyenin içinden dışarıya muhalefet yapmak zor iş…
Hele bir de işin bir parçasıysanız. Ama ne diyelim, belki de bizim muhtar da şikayet edecek...
Belki o zaman işler çözülür!