Başkan Arslan'ın hataları
Son günlerin en hareketli ilçesi Çiğli…
Tartışmalarıyla gündemden düşmeyen yine Çiğli…
Evet; Çiğli Belediyesi ve Belediye Başkanı Hasan Arslan için yoğun ve tartışmaların yaşandığı bir hafta geride kaldı…
Seçildikten sonra zaman zaman yaptığı açıklamaların ardından yoğun bir tartışma trafiğine giren Çiğli Belediye Başkanı Hasan Arslan’ın ikinci yılına günler kala hem parti içi muhalefetten hem de AK Parti grubundan ciddi anlamda sert eleştirilerin hedefinde…
Bu güne kadar yaptığı savunma ve icraatlarına her dönem bir kılıf uyduran Çiğli’nin Başkanı Arslan, sanıyorum bu sefer baltayı taşa vurdu…
Şimdi geri dönüp baktığımızda kendisine muhalif olduğunu söylediği İlçe Başkanı Utku Gümrükçü döneminde meclis üyeleriyle zaman sert tartışmalar yaşanmıştı. Daha ileri gidilmiş ve meclis üyeleri bir araya gelerek toplantılar düzenlemiş hatta Belediye Başkanı Hasan Arslan hakkında yenilir yutulur olmayan sözlerle açıklamalar yapılmıştı…
Ve o dönem yaşanan bunca olumsuzluğa rağmen Çiğli Belediye Başkanı Hasan Arslan ve meclis üyeleri arasında yaşanan tartışma sadece grup toplantısında kalmıştı…
Sadece ufak tefek tartışmalar basına sızmıştı…
Geçtiğimiz iki yıl içinde Çiğli’de algı şöyleydi; “Belediye başkanına muhalif olan bir grup meclis üyesi var ve bunların hesabı 2019’da yapılacak yerel seçimler… Başkan ne yaparsa yapsın, bunlar muhalefet etmeye devam edecekler. Zaten İlçe Başkanı da bunların adamı o da ne olursa olsun bu konuda sessiz kalıyor” algısı vardı.
Ve aradan sadece birkaç ay geçti bu algıya ne oldu; Belediye Başkanı, ilçe seçimini kazandı ilk işi daha önce kendisine muhalif olan meclis üyesini partiden atmak için ilçe başkanını kullandı… Zaten ibre bu disiplin hamlesiyle birlikte muhalif meclis üyelerine döndü…
Bu yapılan disiplin hareketinin zamanlaması ve yapılış şekli kesinlikle doğru değil… Zaten geçen süre içinde çıkan tartışmalar kamuoyunun tepkisi bunun yanlış olduğunu ortaya koyuyor… Ve bu durumdan Çiğli Belediye Başkanı Hasan Arslan’ın ciddi anlamda pişman olduğunu düşünüyorum…
Ve bu disiplin sürecinde yapılan hamle kim ne derse desin MYK’dan çıktıktan sonra aday gösterilmeyen ve iki yıldır sessizliğini koruyan Belediye Başkan Adayı Adayı Aziz Buğa’yı büyüttü.
Zaten Başkan Arslan’ın radyo programında yaptığı açıklamalar panik içinde olduğunu ortaya koyuyor… Yoksa bu konu belediye başkanı tarafından çok ciddiye alınmaz ve başkanın orada yapacağı açıklamada “örgütün işine karışmasının doğru olmadığını” kısa bir siyasi dille geçiştirebilirdi.
Meclis üyeleri ile birlikte Ankara’ya giden ve Genel Başkan’la çekilen fotoğrafta Buğa’nın verdiği poz Arslan’ın panik olmasına neden oldu…
Bir de buna muhalif meclis üyelerinin Ankara’da Genel Başkan Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşme ve orada Belediye Başkanı Hasan Arslan hakkında sarf ettikleri cümleler Başkan Arslan’ın hata yapmasına neden oldu. Panik yapan Başkan Arslan çıktığı programda kendisini polemiklerin içine atarak yanış açıklamalar yaptı…
Yani anlayacağınız duyguları mantığının önüne geçti. Zaten radyo programının zamanlaması da yanlıştı. Akıllı bir siyasetçi böyle bir dönemde medya önünde olmaz…
Başkan Arslan’ın programda iki yıl öncesine gitmesi tam anlamıyla siyasi acemilikten başka bir şey değil…
Zaten Başkan Hasan Arslan’ın siyaseti çok iyi bildiğini düşünmüyorum…
Çünkü meclis üyeleriyle yaşadığı polemikten büyük zarar gören ve adeta karizmayı çizdiren Başkan Arslan’ın bu programda söyledikleri cepheyi genişletmesinden başka bir işe yaramadı. Ve seçimlere üç yıl kala bu tartışmaların içine girmesi önümüzdeki günlerde ciddi sıkıntıların yaşanacağına olan işarettir…
Aslında biz bu filmi daha önce Buca’da da izlemiştik… Senaryo aynı oyuncular farklı… O dönem belediye başkanıyla meclis üyeleri 5 yıl boyunca karşı karşıya gelmiş ve filmin sonunda kazanan ne belediye başkanı oldu ne de meclis üyeleri. Her iki tarafta kaybetmişti.
Başkan Arslan’ın yaptığı hatalara yanında olan hayatları boyunca birilerinin eteğine tutunarak siyaset yapan kişilerin “akıl hocalığı yaptığını” düşünürseniz, Allah Başkan Arslan’a yardım etsin…
Ben Hasan Arslan’ın “kaçak dövüştüğüne inanıyorum” zaten yaşadığı bütün sorunlar ve meclis üyeleriyle yaşanan tartışmaların tek nedeniyse, Başkan Arslan’ın açık ve şeffaf olmaması… Sorulan sorulara yanıt alamayan ve daha önemlisi kendilerinin ciddiye alınmadığını defalarca ifade eden meclis üyelerinin bu serzenişlerinin ciddiye alınmaması işlerin bu noktaya gelmesine neden oldu…
Oysa Başkan Hasan Arslan sorulan sorulara yanıt vermiş olsaydı, padişah gibi “ben ne dersem olur” kavgası içinde olmasaydı bugün bu yaşananların hiç biri yaşanmayabilirdi…
Ve çok net ifade ediyorum Başkan Arslan iki yıl içinde bütün kredisini tüketmiştir. Çünkü bu hafta içinde yaşananlara baktığınızda taraflı tarafsız herkes bir taraftan Başkan Arslan’ın yaptığı yanlışları dillendirmeye başladı…
İki yıldır neredeyse bütün meclislerde birkaç kritik karar dışında gelen bütün kararlara “evet” veren AK Partili meclis üyeleri kalkıp belediye başkanı hakkında suç duyurusunda bulunuyorlar… Yani anlayacağınız Çiğli’de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak…
Ve bence Başkan Arslan’ın bunlardan daha önemli aşması gereken bir de güven problemi var… Geçtiğimiz günlerde insanların gözlerinin için bakarak “İlçe Başkanı belediyede çalışmıyor, İlçe Başkanı oldu diye ekmeğinden ettiler” açıklamasından sadece bir gün sonra İlçe Başkanı’nın belediyede çalıştığının ortaya çıkması Arslan’ı güç durumda bıraktı. Bence aşılması gerçekten zor bir durum…
Bu kadar küçük bir şey için doğru söylemeyen bir belediye başkanına Çiğli halkı bundan sonra neden inansın… Ben Arslan’ın çıkıp Çiğli kamuoyundan bu konuda samimi davranmadığı için “özür dilemesi” gerektiğini düşünüyorum…
Oysa Arslan’ın Çiğli’de oluşacak baskıdan dolayı böyle bir yola başvurmayacağını düşünüyorum. Çünkü geçmişte bunun birçok örneği var… Örneğin Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur ile Balçova Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya ilçe başkanları yıllarca belediyede çalıştı ve bunu hiçbir zaman gizlemedi…
Her yerde açık açık dile getirdiler…
Bir diğer örnekse Bayraklı’da yaşandı… Bayraklı’da bırakın ilçe başkanını yönetim kurulundan 10’a yakın isim Bayraklı Belediyesi’nde çalıyordu…
Ve gelen eleştirilerin hepsine belediye başkanları göğüs geriyordu…
Ve bu durumu kendi içlerinde hiç tartışma konusu dahi yapmadılar… Eğer siz yaptığınız işin doğru olduğuna inanıyorsanız bu saklamanıza, gizlemenize gerek yok, o zaman yaptığınızın arkasında aslanlar gibi duracaksınız…
Duramıyorsanız o zaman bu iş yapmayacaksınız…
Duramadığınızda başka yollara başvurmak zorunda kalıyorsunuz…
Şahsen kamu görevi yapan bir kişi olarak Başkan Arslan’ın içine düştüğü durumdan büyük bir üzüntü duyduğumu ifade etmek isterim…
Siyasette ağzınızdan çıkan her söze dikkat edeceksiniz. Bir taraf İlçe Başkanı “Belediyede çalışıyor” diyor toplum içinde gördüğü itibar ortada… Diğer tarafta ise çalıştığı halde “çalışmıyor” diyen belediye başkanının içinde bulunduğu durum ortada…
Oysa ilçe başkanı için kendi kariyerinizi sıkıntıya sokacak bir risk alınması doğru mudur'
Bence çok anlamsız…
Başkan Arslan’ın belediyede bütün işini gücünü bırakmasını “siyasi hırslarının esiri” olmasını çok anlamsız ve gereksiz olduğunu düşünüyorum
Bir belediye başkanının en büyük görevi o ilçeye hizmet etmektir. Bu kadar siyasetin içine girmiş iç hesaplaşmaların içinde kendisini koyan ve bunun içinde “ben kral olmak istiyorum” mantığı ile hesaplaşmak bir belediye başkanına hiçbir şey kazandırmaz…
Bu durumlara kafa yorarsanız işte böyle içinde çıkılmaz bir hal alırsınız… Başkan Arslan’ın bir an önce etrafında kendisine “padişahım çok yaşa” diyenlerden kurtulması gerekiyor. Aksi takdirde üç yıl içinde yok olup gider… Ve bu işler bittiğinde yolda kendisine selam verecek adam kalmaz benden söylemesi…