CHP'de ön seçim kıyameti
CHP Genel merkezinden PM toplantısı sonrası yapılan açıklamayla tüm Türkiye'de olduğu gibi İzmir’de de milletvekili adayı belirleme yöntemi belli oldu. Bu açıklama ile uzun süredir devam eden yöntem tartışmaları son buldu.
CHP Genel Merkezinin aldığı karar doğrultusunda her iki bölgede 1.3.5’inci sıralara genel merkez kontenjanından isimler yazılacak.
Peki; bu karar İzmir’de CHP üzerinde nasıl bir hava yarattı ona bakmak lazım…
Kararın açıklanmasından hemen sonra CHP’nin ağır toplarının açıklamalarına baktığınızda tepkileri hiç beklemediğimiz kadar sert…
Peki, bu tartışma İzmir’de CHP’yi nereye götürür ona bakmak lazım…
Bu tartışmaların CHP’yi hiçbir yere götürmeyeceği kesin… Bu tartışmaların içinde olanlar “havanda su dövüyor”
CHP Genel Merkezinden yapılan açıklamadan hemen sonra, İzmir örgütünden yapılan açıklamalar baktığımızda bazı aday adaylarının açıklamalarından sonra adaylıktan çekilmeleri gerekiyor…
Örneğin eski İl Başkanı Tacettin Bayır’ın açıklamalarına baktığınızda en sert tepki ondan gelmiş… Bayır açıklamasında “İzmir CHP’nin kalesiydi, şimdi kontenjanların kalesi oldu. Ben PM’den çıkan kararı şiddetle reddediyorum. Ben İl başkanıyken ithal aday gönderdiler taşı bakalım başkan dediler. Birçoğunun İzmir’de evi yoktu. Biz kurultayda Genel Başkan’a iki kontenjan yetkisi vermiştik ama 3 çıktı. 26 vekil olan yerde 6 kontenjan kullanıyorsunuz. Ankara’da 32 vekil var orada da 6 kontenjan kullanıyorsunuz adalet neresinde bunun. Örgüt cezalandırılmış oldu.” Diyerek tepkisini ortaya koyuyor…
Koyuyor koymasına da, Bayır kendi İl Başkanlığı döneminde ön seçim için neden ısrarcı olmadı…
Bu açıklamalardan sonra Genel Merkezin kararına tepki gösteren eski İl Başkanı Tacettin Bayır’ın adaylıktan çekilmesi lazım…
Oysa Tacettin Bayır’ın İl Başkanı olduğu dönemde ön seçim için toplanan 10 bini aşkın imzanın akıbetinin ne olduğunu hala CHP’liler soruyor…
Bayır Diploma skandalından sonra, SMS skandalı ve şimdi de yaptığı tuhaf açıklama ile gündemde kalacaktır.
Neyse anlayacağınız yapılan eleştiri ve itirazlar çok samimi olmadığını görüyoruz…
Oysa CHP ‘yi yakından takip edenler çok iyi bileceklerdir ki, Deniz Baykal’ın 18 yıllık Genel Başkanlığı döneminde bırakın ön seçim yapılmasını, ön seçimin adı dahi geçmemişti… Bugün kontenjanlı ön seçime karşı çıkanlar o zaman neredeydi. O zaman neden alanlara inip ön seçim diye ortalığı ayağa kaldırmadılar. Neden Genel Merkez koridorlarından Genel Başkan ve Genel Başkan yardımcılarının odasının kapısında günlerce yattılar…
Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlığı ile birlikte CHP’de bir değişimin olduğunu görüyoruz…
Bu değişim sırasında bazı sancılar olacak, bunuda anlamak ve göğüs germek gerekiyor…
Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkan seçildiği ilk Kurultay’da “Genel Başkanın kendisine yakın isimleri seçmesi için Çarşaf liste olmasın, blok liste olsun” diyerek Kurultay salonunda delegenin kararına ipotek koyanlar şimdi kalkmış yüzde elli ön seçimin yapılmasına karşı çıkıyorlar…
Bu tavrı ne demek gerekiyor bunu siz okuyucularıma bırakıyorum…
Neyse değişime gelelim. Bu değişim sırasında Baykal döneminde CHP içinde yılların getirdiği “sağcılaşma ve anti demokratik uygulamalardan nemalananlar” artık CHP’de kendisine yer bulamayacaklardır. Onun bunun adamı olma derdi sona erecektir.
Artık onun bunun adamı olarak bir yerlerde kendisine koltuk ve mevki bulanlar prim bulamayacağı gibi örgüt içinde yok olup gideceklerdir.
CHP PM’sinin aldığı kontenjanlı ön seçim kararı kesinlikle CHP tarihinde önümüzdeki dönem için çok önemli ve hayati bir karardır. Bu önümüzdeki dönem yerel seçimlerde örgütün kendi Belediye Başkanı ve meclis üyesini seçmesi için önemli bir adımdır.
Ve bu karar CHP seçmeni ve üyesinin daha fazla parti içinde oluşacak yönetim kadrolarının oluşumunda etkili hale gelecektir.
Ve bu karar CHP Genel merkezinde koridorlara kendisini anlatmaya çalışan partililerin artık koridorlar yerine üyeye ve dolayısı ile parti örgütlerine giderek kendisini anlatacaktır. Bu çalışma CHP’nin sokaktaki gücünü arttırdığı gibi iktidar olma yolunda önemli bir hamle olacaktır. Bu nedenle CHP’nin 2015 Genel seçimlerinde aldığı ön seçim kararı 1 kişi dahi seçilse bile CHP üyesi için çok kıymetlidir.
Bu oluşunda yer almak istemeyen, ön seçime girmemek için itirazı olanların kendi örgütünden korktuklarını düşünüyorum. Kendi örgütünün iradesine inanmayan ve bu yarışın içinde olmak istemeyen adayların aday adaylığında çekilmesi gerekiyor…
Bu nedenle CHP’de yaşanan bu değişimin öncüsü olmak ve bu kontenjanlı önseçime destek vermek önümüzdeki seçimlerde tam üyeli önseçimi getirecektir.
Aksi takdirde bu kaosdan zarar görecek ve başarısız olacak bir CHP’nin kimseye yarar getirmeyeceği aşikardır.
Bu neden yapılacak yarışta ön sıralarda yer almak için adayların kendi bölgelerinde bütün imkanlarını ve koşullarını kullanarak ön sıralardan örgütün vizesini alarak Ankara’nin vizesini almaları gerekiyor.
Aksi takdirde örgütten vize alamayacakları için yaygara yapanların sessiz kalmaları onlar için daha hayırlı olacaktır benden söylemesi….