Geçtiğimiz hafta sonu CHP İzmir İl Örgütü danışma kurulunu gerçekleştirdi.
Şehir dışında olan Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer dışında hemen hemen herkes oradaydı. Çünkü uzun zamandır, seçimlerden dolayı danışma kurulu yapılmamış ve herkesin cebinde biriktirdiği kelimeler vardı.
Basına açık bölümde Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Tuncay Özkan ile İl Başkanı Deniz Yücel konuştu.
Özkan’ın, parti içi en önemli mesajı “safları sıklaştırmalıyız” olurken, partinin iktidar hedefini bir kez daha yineledi. Çok uzun konuşmadı.
Tuncay Özkan özetle, “Bugün konuşacak olan sizlersiniz” dedi.
İl Başkanı Deniz Yücel ise Diyarbakır, Van ve Mardin büyükşehir belediye başkanlarının görevden alınıp yerlerine kayyım atanmasına bir kez daha tepki gösterirken, çok sert açıklamalar yaptı.
Örgütüne 31 Mart teşekkürünü iletmeyi de ihmal etmedi.
İktidara eleştirilerini sıraladı, iktidara yürüdüklerini belirtti, “birlik ve beraberliğimizi sağlamalıyız” dedi.
Ve parti içi önemli mesajlar vererek konuşmasını sonlandırdı.
Ne dedi'
“19 aydır görev yapıyorum. Basında ve sosyal medyada yer alan haberlere göre; 10 kere görevden alındım, 12 defa istifa ettim. Buradan sesleniyorum. Ben buradayım ve yapacak daha çok işim var. Ben yetkilerini kullanan bir il başkanıyım. Partiye zarar verecek bir durum için yetkilerimi kullanmaktan çekinmem. Kamplaşma, kutuplaşma ve hizipleşmeye izin vermiyoruz. Adamcı siyaset çok tehlikelidir, izin vermeyeceğiz.”
Yücel, lafı hiç dolandırmadan kendisini eleştirenlere net yanıt vermiş oldu.
Gün boyu sakin geçen danışma kurulunda, CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan’ın kürsüye gelip, sözü il kongre sürecine getirmesiyle tansiyon yükseldi..
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Afyon’daki belediye başkanları toplantısında “kongrelere müdahil olmayın” uyarısında bulunmuştu.
Kılıçdaroğlu’nun bir de iktidar alternatifi olduklarını vurgularken, “Mümkünse il kongrelerine uzlaşı aday ile gidelim” önerisi danışma kurulunun bir numaralı gündem maddesi haline geldi.
Kılıçdaroğlu’nun önerisini doğru bulmadığını söyleyen Murat Bakan’ın açıklamaları danışma kurulunda tartışmalara sebep oldu.
Bugün de bir diğer milletvekilinden, bununla ilgili açıklama geldi. Bir internet televizyonuna konuşan Tacettin Bayır, "İzmir'e tek aday yakışmaz" diyerek en azından çarşaf liste olması gerektiğini savundu.
Tartışan neden tartışıyor.
Onu irdelemek lazım.
“Gelecek planlaması için olabilir mi'” demekten alamıyorum kendimi...
Cumhuriyeti kuran partinin lideri bence nezaket çerçevesinde bir öneride bulunuyor.
Bugüne kadar Kılıçdaroğlu’nu en acımasız şekilde eleştirenlerden biriyim.
Ancak Kılıçdaroğlu’nun bu isteği her ne kadar demokratik olmasa da altında yatan neden kanımca yeterli bir sebep.
Bilmeyenler için tekrar hatırlatalım.
31 Mart ve 23 Haziran seçimleri CHP açısından gayet başarılı geçti.
Özellikle 23 Haziran, örgütün birlik ve beraberlik sağlaması adına takdire şayandı.
Kılıçdaroğlu da buradan hareket ederek, bence “Enerjimizi içe dönük, kongrelere harcamayalım.. İktidar alternatifiyiz ve kamuoyu önünde kavga- gürültü olmasın.. Örgüt bir isim üzerinde uzlaşsın ve il kongrelerine tek aday gidelim” demek istedi.
Gayet net bir açıklama...
Partiler demokratik olmalarıyla övünmek isterler.
Fakat CHP yıllardır belki de ilk defa gerçekten iktidara bu kadar yakın.
Geçmiş yıllarda kavgaların ve kurultayların partisi izlenimiyle anılmanın acısını iktidara hiçbir zaman yaklaşamayarak çekti.
Seçmenin gözünde “Küçük olsun benim olsun” imajlı partiydi.
İlk kez umut vadetmeye başladı. Ve yeniden yıldızı parladı. Kongrelerde başkanlık yarışının kaos ortamı yaratacağını tahmin etmek müneccim olmayı gerektirmez. Şimdiden bir milletvekilinin “uzlaşı adayı”na karşı çıkması da bir anlamda bunun habercisi değil mi'
İzmir milletvekilleri tek adaya neden karşı çıkıyor ve genel başkanın “Bu ricasını” neden acımasızca eleştiriyor. Neden yeni bir cephe oluşturuyorlar.
Anlamak gerçekten güç.
Vekillerin hesabı ne'
Kongre sürecinde daha net göreceğiz.