Sevgili okurlar, gazetecilik mesleğinde bazı hikayeler vardır ki, onları yazarken insanın kalbi heyecanla atar, parmakları klavyede dans eder. Bugün sizlere tam da böyle bir hikayeyi anlatmak istiyorum. Adıyaman’da yaşanan bu mucizevi dönüşümün arkasında, İzmir siyasetinin önemli simalarından biri var: Ceyhan Kayhan.
Karabağlar’ın eski belediye başkan yardımcısı, uzun yıllar boyunca İzmir’de önemli görevlerde bulunmuş, idealleriyle tanınan bir isim. Şimdi ise Adıyaman Belediye Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyor. Evet, yanlış duymadınız, İzmir’in rahat ve konforlu yaşamını bırakıp, deprem bölgesi Adıyaman’a gitmeyi tercih etti.
Peki, Ceyhan Kayhan’ı nasıl ikna ettiler?
Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere’ye bunu sorduğumda, “İdealist birini ikna etmek zor değil” cevabını aldım. Bu cümle, Kayhan’ın Adıyaman’a gitme nedenini özetliyor. İzmir’de birçok belediyede önemli görevler alabilecekken, Kayhan’ın Adıyaman’ı tercih etmesi, artık görmekte zorlandığımız idealizmin hala bu topraklarda var olduğunu gösteriyor.
Bu sözleri ajitasyon olsun diye söylemiyorum.
İzmir’de şatafatlı bir görev yerine neden “konteynerde” yaşamayı tercih ediyor?
Belki de bu fedakarlık, günümüzde pek sık rastlanmayan bir değere işaret ediyor: idealizm. Hani şu günümüzde antika bir kavram gibi duran, ama aslında gerçek kahramanların sahip olduğu o değer.
Birçok kişinin alışveriş merkezlerinin kafelerinde kahve içerken idealizmden bahsettiği bir dönemde, gerçek hayatta idealist bir hareket görmenin zor olduğu bir zamanda, Ceyhan Kayhan’ın hikayesi adeta bir efsane gibi. İzmir’in parlak ışıkları ve rahat yaşamı varken, kendisini Adıyaman’da bulması tam anlamıyla bir fedakarlık örneği değil mi?
Sevgili okurlar, Ceyhan Kayhan’ın bu fedakarlığı bize idealizmin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Kendisi, sadece Adıyaman’a değil, tüm Türkiye’ye ilham verecek bir hikayenin baş kahramanı.
İdealist insanların hala var olduğunu görmek, bizlere umut veriyor.
Ceyhan Kayhan’ın bu fedakarlığı, belki de birçok gencin yolunu aydınlatacak. İdealizmin peşinden gitmenin ne kadar değerli olduğunu, konfor alanından çıkmanın bazen en büyük başarıları getirdiğini bizlere gösteriyor.
Sevgili okurlar, böyle hikayeler bize gazeteciliğin ne kadar özel ve değerli bir meslek olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Bizler için önemli olan, bu hikayeleri sizlerle paylaşmak ve kamuoyunu bilgilendirmek.
Abdurrahman Tutdere ve İzmirli bürokratımızın zafer hikayesi de işte böyle bir hikaye.
Bu başarı öyküsünü sizlerle paylaşırken, önümüzdeki seçimlerde daha neler göreceğimizi merakla bekliyorum. Belki de sıradaki zafer, yine böyle bir gizli kahramanın eseri olacak. Hep birlikte göreceğiz…
Evet, bu ülkeyi idealleri uğruna kuran ve ayağa kaldıran kahramanlar olduğu sürece bu ülke ayakta kalmaya devam edecektir. Ceyhan Kayhan gibi isimler Adıyaman’da olduğu sürece, Adıyaman en kısa zamanda ayağa kalkacaktır. Bir İzmirli olarak, böyle kahramanların İzmir’den çıkması ve bir başka şehrin ayağa kalkması için büyük bir fedakarlık yapması beni inanılmaz gururlandırıyor.
Bence yazdıklarımı anlayabilmek için Adıyaman'a gitmek lazım...
Orada yaşananları görmek ve gerçekten bir kentin ayağa kalkma hikayesine şahitlik etmek lazım. Adıyaman’ın yaralarını sarmaya çalışan insanların çabalarını, bir enkazdan yeniden doğan umutları görmek lazım. İşte Ceyhan Kayhan’ın hikayesi tam da bu noktada önem kazanıyor.
Ceyhan Kayhan’ın bu fedakarlığı bize idealizmin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Kendisi, sadece Adıyaman’a değil, tüm Türkiye’ye ilham verecek bir hikayenin baş kahramanı. İdealist insanların hala var olduğunu görmek, bizlere umut veriyor.