POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM

Eğitim Bir Sen Genel Başkan Yardımcısı Ali Yalçın, eğitimdeki sorunların sonucu olarak ortaya çıkan dershanelerin kapatılmaması gerektiğini söyledi. Yalçın, "Eğitimdeki sorunlar çözüldükten sonra bu kurumlar kendiliğinden ortadan kalkacaktır....

Eğitim Bir Sen Genel Başkan Yardımcısı Ali Yalçın, eğitimdeki sorunların sonucu olarak ortaya çıkan dershanelerin kapatılmaması gerektiğini söyledi. Yalçın, "Eğitimdeki sorunlar çözüldükten sonra bu kurumlar kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Dershaneleri, gelecek seçimler değil, gelecek nesiller açısından tartıştığımızda çoğu şeyleri rahatlıkla aşabiliriz." dedi.

İlim Yayma Cemiyeti, Eğitim Bir Sen ve İstanbul Eğitimcileri Derneği, Sancaktepe Belediyesi’nin de katkıları ile 'Eğitim Yöneticileri Buluşması' düzenledi. Ortadağ Sosyal Tesisleri’ndeki programa Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Müsteşarı Yusuf Tekin, İstanbul Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, Eğitim Bir Sen Genel Başkan Yardımcısı Ali Yalçın, İlim Yayma Cemiyeti Başkanı Yusuf Tülin, İstanbul Eğitimciler Derneği Başkanı Duran Cankatar ve okulların yöneticileri ile aileleri katıldı.

Programda konuşan Ali Yalçın, eğitimcilerin yaşadığı sorunlara dikkat çekti. Eğitimcilerin hayat şartlarının düzeltilmesi gerektiğini söyleyen Yalçın, dershanelerin kapatılmasına ilişkin tartışmalara da değindi. Dershane tartışmalarının uzun süredir gündemin ilk maddesi olduğunu kaydeden Yalçın, sendika olarak dershanelerin kapatılmasından yana olmadıklarını vurguladı. Eğitim sistemindeki sorunların çözülmesi durumunda dershanelerin kendiliğinden ortadan kalkacağını belirten Yalçın, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Eğitim Bir Sen olarak ‘kapatılmamalı kapanmalı’ diyerek bu konuda sistemin sorunlarının öncelenmesi ve onlar tadil edildikten sonra dershanelerin kendiliğinden kapanacağına dair düşünceyi kamuoyu ile paylaştık. Bizim buradaki temel tespitimiz; okullar eğitimin ana unsurudur. Dershaneler sorunların sonucu olarak ortaya çıkmış paralel yapılanmalardır. Onun için eğitimde yarıştıran değil yetiştiren bir sistemi inşa ettiğimizde, değerler eğitime önem verdiğimizde, çocuklarımıza karakter aşılayabildiğimizde, test ile tost arasından kurtarabilecek bir adımı attığımızda, dershaneleri gelecek seçimler değil, gelecek nesiller açısından tartıştığımızda çoğu şeyleri rahatlıkla aşabiliriz.”

Milli Eğitim Bakanlığı’nın sektör temsilcileri ile düzenlediği toplantılara da değinen Yalçın, “Ama görüyorum ki bir tıkanıklık söz konusu. Bakanlığın çözüm mekanizması olarak aynı masada buluşalım önerisinin gardlaşmalara kurban edildiğini görmek bizi üzüyor. Dershane tartışmasının geldiği ve kilitlendiği nokta tartışıldığı ve üretildiği dil bizi kaygılandırıyor. Fitne fücurun kol gezdiği, sosyal tabanın fay hattının harekete geçirilmeye çalışıldığı ve fesatçıların cirit attığı bir zeminde herkesin dikkatli olması gerektiğinin altını çizmem gerekiyor.” şeklinde konuştu.

MEB MÜSTEŞARI TEKİN: KARARLILIĞINI ZEDELEYEN İDARE BAŞARILI OLAMAZ

Milli Eğitim Müsteşarı (MEB) Yusuf Tekin de, dershane tartışmalarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Kendi gündemini belirlemeyen, kendi projelerini uygulayamayan, kararlılığını zedeleyen bir idarenin başarılı olamayacağını söyleyen Tekin, “Biz 2002 yılından beri oluşturulan milli eğitim reform paketini hayata geçirmek için iş başına gelmiş bir bürokrasiyiz. Bizim her attığımız adım, uzun vadeli projelerin bugüne isabet eden ayakları. Biz hiçbir şeyi günü birlik yapmıyoruz. Bir günü birlik problemleri çözüyoruz. Aynı zamanda uzun vadeli projelerden asla taviz vermiyoruz.” ifadelerini kullandı.

Yaz aylarında hayata geçirilen milli eğitim paketinin anlaşılamadığını söyleyen Tekin, “Biz SBS yerine kendi öğretmenlerimizin başarılarını, katkılarını önceleyen, onları önemseyen bir yerleştirme modeli açıkladık. Dershane tartışması bunun ikinci ayağı. 900 bine yakın eğitim gönüllüsü ile birlikte hareket ediyoruz. Bu kadar büyük bir kitle varken ekstra eğitime ihtiyaç olmadığını düşünüyoruz.” şeklinde konuştu.

Ekstra eğitim veren sektörün temsilcilerine emeklerin birleştirilmesini teklif ettiklerini ifade eden Tekin, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Birer eğitim kurumu olarak Türk eğitim sistemine katkı verelim. Bu bir davettir. Bu davetimize olumlu cevap veren çokça arkadaşımız var. Bugün verilmiş bir kararla karşı karşıya değiliz. Yıllar önce verilmiş bir karar. Bu kararın tamamlayıcı unsurları var. Mesela sınav sisteminin öğrencisinin ekstra bir eğitim kurumuna ihtiyaç duymadan, çocuklarımızın bir üst eğitim kurumuna yerleştirileceği sistem. Bu çalışmamız ortaokullar için hayata geçti. Şu anda ÖSYM, TÜBİTAK ve YÖK bir çalışmanın içindeyiz.”