Ege Postası
Geri

Alman özgürlük, eşitlik ve kardeşliği 150 yaşında

Almanya’nın en eski siyasi partisi Sosyal Demokrat Partisi (SPD) temellerinin atıldığı Leipzig’de 150. yılönümünü kutluyor. Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, Başbakan Angela Merkel’in yanı sıra Fransa Cumhurbaşkanı Francois Hollande gibi...
Alman özgürlük, eşitlik ve kardeşliği 150 yaşında
Haberler / Dünya
23 Mayıs 2013 Perşembe 14:51
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Almanya’nın en eski siyasi partisi Sosyal Demokrat Partisi (SPD) temellerinin atıldığı Leipzig’de 150. yılönümünü kutluyor. Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, Başbakan Angela Merkel’in yanı sıra Fransa Cumhurbaşkanı Francois Hollande gibi on ülke devlet başkanı veya başbakan nezdinde kutlamaya katılırken, 300 ülkeyi üst düzey siyasetçi temsil ediyor.

SPD Genel Başkanı Sigmar Gabriel’in ifadesiyle ‘yılın en önemli siyasi etkinliği’nde siyaset dünyasının yanı sıra bilim dünyasından, sivil toplum kuruluşlarından, spor ve diğer birçok alanların temsilcilerinden oluşan yaklaşık bin 500 davetli hazır bulundu.

23 MAYIS 1863- ÖZGÜRLÜK, EŞİTLİK VE KARDEŞLİK TEMELLERİ ATILIYOR

Almanya Birliği’nin kurulmasından 11 yıl sonra 1860 yılında siyasi teşkilatlanma ve yapılanmalara izin verilmişti. İşçilerin kendi haklarını kendilerinin talep etmeleri gerektiğine inanan Ferdinand Lassalle, 23 Mayıs 1863 yılında Leipzig’de Alman İşçi Birliği’ni (ADAV) kurdu. ADAV’nin kurulduğu gün şimdiki SPD’nin temelinin atıldığı gün olarak bilinir. Çünkü Ağustos 1869 yılında August Bebel ve Wilhelm Liebknecht tarafından Eisenach’da kurulan Sosyal Demokrat İşçi Partisi (SDAP) ile ADAV 1875 yılında birleşir ve Gotha’da düzenlenen kongrede ortaya Sosyalist İşçi Partisi (SAP) ortaya çıkar. Bu partinin ismi 1890 yılının sonbaharında Eisernach’da yapılan toplantıda Almanya Sosyal Demokrat Parti olarak değiştirilir. Bu şehirde bir yıl sonra yapılan toplantıda SPD’nin ‘Eisernach Programı’ kabul edilir.

1871 yılından 1912 yılına kadarki Alman Meclisi (Reichstag) seçimlerine bakıldığında Otto von Bismark dönemindeki ‘sosyalist yasa’nın kaldırılmasından sonraki başarı göze çarpıyor. Örneğin 1871 yılında ADAV ve SDAP birleşerek mecliste 2 milletvekiline sahip iken, SAP ile 1887 yılında 11, SPD olarak 1890 yılındaki seçimlerde yüzde 19,8 oyla 35 milletvekili çıkarıyor ve en güçlü parti haline geliyor. 1912 yılındaki seçimlerde ise oy oranı yüzde 34,8 ve milletvekili sayısı 110’la en güçlü meclis grubu oluyor. Reformist (Lassalle) ve devrimci (Karl Marx, Wilhelm Liebknecht) kanatlarından oluşan SPD’yi bu yıllarda ‘işçilerin kralı’ olarak anılan August Bebel yönetiyor. Bebel’in ölümünden sonra 1913 yılında partinin yönetimine Friedrich Ebert ve Hugo Hasse geliyor. Yirminci yüzyılın başında ve I.Dünya Savaşı’ndan sonra SPD’nin devrimci kanadı ağır basıyor. Savaş döneminde parti savaş karşıtı olanlar Rosa Luxemburg ve Eduard Berndstein gibi isimlerin dahil olduğu ‘bağımsız SPD’ (USPD) ve ‘çoğulcu SPD’ (MSPD) olarak ayrılıyor. Weimar Cumhuriyeti döneminde SPD Friedrih Ebert’in 1919’da devlet başkanı olmasıyla ülkenin ‘ilk Cumhurbaşkanı’nı çıkarıyor.

NAZİ REJİMİNE BOYUN EĞMEYEN TEK PARTİ

Adolf Hitler, Reichskanzler (başbakan) olmasından bir kaç hafta sonra 1933 yılının 23 Mart tarihinde meclise ‘Yetki Yasası’ sunuyor ve tüm yetkilerin kendisine aktarılmasını istiyor. Meclisin yetki ve etkilerinin ellerinden alınmasına karşı çıkan Otto Wels’in yönetimindeki 94 SPD’li yasaya ‘hayır’ derken, diğer 444 milletvekili yasayı destekliyor. SPD bu yasayı imzalayarak tarihe adını Nazilerin “Yetki Yasası’nı imzalamayan tek parti” olarak yazdırıyor. Yasaya karşı çıkan SPD ‘devlet düşmanı teşkilat’ olarak ilan ediliyor ve parti yasaklanarak malvarlığına el konuluyor. Birçok sosyal demokrat hapis ve toplama kamplarına atılıyor, birçoğu ülke dışına kaçarak orada Nazilere karşı mücadelesini sürdürüyor. Sürgündeki sosyal demokratlar SoPaDe’yi Prag’da kuruyor, bu teşkilatlanmanın merkezi Paris’e, daha sonra Londra’ya taşınıyor. SPD’nin şimdiki Genel Başkanı Sigmar Gabriel partisinin geçmişini değerlendirirken “SPD, hürriyet ve demokrasi için öncülük yaptı” diyor.

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra 15 Haziran 1945’de Merkez Konseyi’ni kurarak SPD yeniden yapılanmaya başlıyor. 9-11 Mayıs 1946’da Hannover’de düzenlenen kongrede Kurt Schumacher Genel Başkan seçiliyor. Doğu Almanya’da ise SPD ile Almanya Komünist Partisi (KPD) birleştirerek Sosyalist Birlik Partisi (SED) kuruluyor.

MUHALEFET YILLARI VE ‘İŞÇİ PARTİSİ’NDEN ‘HALK PARTİSİ’NE GEÇİŞ

Batı Almanya’da 1949 yılında yapılan ilk seçimlerde kıl payıyla Kurt Schumacher’in SPD’si Konrad Adenauer’in Birlik Partileri’ne (CDU/CSU) karşı seçimleri kıl payı kaybediyor. Sosyal Demokratlar, hükümetin sosyal pazar ekonomisini eleştirerek, tüm hayati endüstri alanların devletin elinde olmasını talep ediyor. 1953 ve 1957 yıllarında da seçimleri kaybeden SPD, 1959 yılında Godesberg’de kabul ettiği programla ‘işçi partisi’ olmaktan çıkıp, toplumun her kesimini kucaklayan bir ‘halk partisi’ olmak için adım atılıyor. Daha önce Batı’ya yönelmeyi reddeden SPD, 1960 yılında bu konuda da kararını değiştiriyor. Tüm bu değişimler partinin 1961 ve 1965 seçimlerine oy artışı olarak yansıyor. Berlin’in Büyükşehir Belediye Başkanlığını yapan Willy Brandt 1966 seçimlerinde hükümete girmeye başarıyor ve SPD Büyük Koalisyon’un küçük ortağı oluyor.

İLK BAŞBAKAN VE SPD’NİN YÜKSELİŞİ

SPD, 1969 yılındaki seçimlerde ilk kez Başbakan çıkartıyor. “Daha fazla demokrasi risk ise, biz bu riski göze alırız” diyen Willy Brandt, sosyal demokratların ilk başbakanı oluyor. Brandt tarihe Doğu Avrupa ile barışma sürecini başlatan başbakan olarak geçiyor. Brandt’ın özellikle 7 Aralık 1970’de Varşova’da Naziler tarafından katledilen Yahudiler için kurulan anıtın önünde diz çökmesi akıllarda kalıyor. Brandt, Almanya’nın tarihi ile hesaplaşıp doğudaki komşularıyla barış sürecine geçmesinden dolayı Barış Nobel Ödülü alıyor. Ancak Brandt, bürosunda çalışan Günter Guillaume’nin DDR ispiyonu olduğu ortaya çıkması 1974 yılında istifa ediyor ve Başbakan Helmut Schmidt oluyor. SPD’li ikinci Başbakan Schmidt, 1976 yılında Helmut Kohl ve 1980 yılında Franz Josef Strauss’a karşı seçimleri kazanarak iki dönem başbakanlık yapıyor. Schmidt’in 1980’de FDP ile kurduğu koalisyon çatlak veriyor ve 1982 yılından 1998’e kadar SPD yine ana muhalefet oluyor.

‘TÜRKİYE DOSTU’ GERHARD SCHRÖDER’Lİ YILLAR

On altı yıl muhalefette kalan SPD, 1998 yılındaki seçimlerde Yeşiller Partisi ile koalisyon kurarak hükümete geliyor. Daha sonra SPD’den ayrılarak Sol Parti’ye dahil olan Oskar Lafontaine bu yıllarda SPD Başkanı olarak görev yapıyordu. 2002 yılında ise SPD yüzde 1,4’lük oran farkıyla seçimleri kazanıyor. Böylece SPD’nin 3. Başbakanı Schröder ikinci dönemine girmiş oldu. Ancak 2000’li yılların başında patlak veren ekonomik kriz, işsizlik oranının rekor seviyelere ulaşması Kırmızı-Yeşil Koalisyonu’nu harekete geçiriyor ve ortaya ‘Agenda 2010’ ortaya çıkıyor. Schröder’in 14 Mart 2003’de tanıtılan bu çaplı reform paketi parti içinde de hararetli tartışmalara sebep olur ve Lafontaine gibi bazı siyasetçilerin yanı sıra 1 milyonun üzerinde üye sayısının 500 binlere gerilemesine sebep olur. SPD 2005 yılında yüzde 34,2’lik oyla seçimleri kazanmasına rağmen Yeşiller’le hükümet kuracak oy çoğunluğuna sahip olmaz. 2004 yılında Türkiye’ye yaptığı ziyareti sırasında “Türkiye’nin Avrupa Birliği üyesi olmasını istiyorum” diyen Schröder, 2005 yılında siyasetten ayrılacağını açıklıyor ve Angela Merkel’in Başbakan seçilmesinden sonra 24 Kasım 2005 itibariyle Federal Meclis Üyeliği’ni bırakıyor. Merkel ise 29 Kasım 2005’de meclisteki ilk konuşmasında Schröder’in Agenda 2010 reformundan övgüyle söz ediyor.

SPD, 2005-2009 yılları arasında Birlik Partileri ile Büyük Koalisyon kurarak hükümet ortağı oluyor. Ancak 2009’daki seçimlerde yüzde 23 oy alarak tarihi yenilgiye uğruyor. Bu yıl 22 Eylül’de yapılacak Genel Seçimler’de ise SPD Yeşiller’le birlikte yeniden hükümete gelmek istiyor. SPD’nin 4.Başbakan Adayı ise Peer Steinbrück. Steinbrück ve Genel Başkan Gabriel, partilerinin 150.yıldönümünde bu başarıya imza atacaklarına inanıyor. Uzmanlar da bu hedefin başarılabileceğini belirtiyor. Ancak bunun için ‘halk partisi’ olmaktan çıkmakla yüz yüze olan SPD’nin ırk, köken, sosyal sınıf ve tüm farklılıklara bakmaksızın eşitlilik, özgürlük ve demokrasi için mücadeleye ağırlık vererek ‘özüne’ dönmesi öneriliyor. SPD 150.yıldönümünü “İyi ülke kendiliğinden oluşmaz” başlığı altında düzenlemesi göz önünde bulundurulursa, bu sloganın altı doldurulması umuluyor.

ÜÇ CUMHURBAŞKANI ÇIKARDI

Weimar döneminde Friedrih Ebert’in 1919’da devlet başkanı olmasıyla ülkenin ‘ilk Cumhurbaşkanını’ çıkartan SPD’den daha sonra iki siyasetçi Cumhurbaşkanı oldu. Gustav Heinemann 1969-1974 yılları arasında bu makamı süslerken, Johannes Rau 1999-2004 yılları arasında ülkenin en üst unvanına sahip oldu.

SİYASET YAPMAK İSTEYEN TÜRKLER SPD’Yİ TERCİH EDİYOR

Irkçılık yaptığı Birleşik Milletler tarafından tescillenen Thilo Sarrazin’in üyesi olduğu SPD’de eyalet ve federal düzeyinde aktif siyaset yapan Türklerin sayısı az değil. Şimdiki yasama döneminde SPD’den Federal Meclis’e üye olan Aydan Özoğuz aynı zamanda partisinin Genel Başkan Yardımcısı. Eyaletler düzeyinde ise SPD’li iki Türk bakan var: Berlin’de Dilek Kolat, Baden-Württemberg’de ise Bilkay Öney.

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası