İZMİR - Bozdağlar’dan doğan ve Kiraz, Ödemiş, Tire ve Torbalı’dan geçerek son durağı olan Selçuk’a varıp Pamucak’ta denize dökülen, bir zamanlar geçtiği her yere bereket taşıyan Küçük Menderes Nehri sanayi atıkları yüzünden zehir nehrine döndü ve 2004’ten bu yana tüm çabalar sonuçsuz kaldı.Küçük Menderes kirliliği ve çevreye etkileri adı altıda yapılan toplantıda Küçük Menderes kirliliğinin bir an önce çözülmesi için gerekenlerin yapılması konuşuldu. Selçuk Belediyesi Ahmet Taner Kışlalı salonunda gerçekleşen toplantıya TBMM Çevre Komisyon Üyesi ve CHP Çanakkale Milletvekili Serdar Soydan, CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin, CHP İzmir İl Başkan Yardımcısı Orhan Karaoğlu, Selçuk Belediye Başkanı Hüseyin Vefa Ülgür, CHP İl Sekreteri Sevda Erden Kılıç, CHP Parti Meclis Üyesi Hüseyin Saygılı, CHP İl Yöneticisi Dilek Bilgin, Ödemiş Belediye Başkanı Bekir Keskin, çevre belediye başkanları, CHP Selçuk İlçe Örgütü, Torbalı CHP İlçe Örgütü, Ziraat ve ticaret odaları, İZSU Yöneticileri,Sivil Toplum Kuruluşları temsilcileri, ve çok vatandaş katıldı. Saygı duruşu ve istiklal marşının okunmasıyla başlayan toplantının açılış konuşmasını CHP Selçuk İlçe Başkanı İbrahim Adıgüzel yaptı. Adıgüzel, konuşmasında; “Sadece Küçük Menderes’in kirliliğini değil, Pamucak’a dökülürken taşıdığı kirliliği ve tehlikeyi aktarmaya çalışacağız. Çevre ile ilgili sorunlar sanayinin gelişmesi ile ortaya çıkmaya başlamıştır. İnsanoğlu doğada üstünlük kurmaya çabalarken çevreyi yok etmeye başlamıştır. Neredeyse tüm mağaralara altın ruhsatı ve termik santrallerin açılmasını kurulamasını planlamasıyla hükümet bu anlamda çevre katliamı içine girmiştir. CHP olarak çevre hakkı evrensel bir haktır, çevre hakkının sağlaması CHP’nin en temel politikasıdır. Doğal ve sağlıklı yaşam hakkını savunuruz. Doğayla barışık bir kalkınmayı biz ön görüyoruz. Hepimizin çevre mücadelesinde söyleyecek sözümüz var” dedi.
Hükümet Bu Konuda da Sınıfta Kalmıştır
Hükümetin sanayi atıklarını durdurması gerektiğini belirten Engin, ‘’Özellikle hükümetin gündemine getirmek. Bütün şehir yasasından sonra 30 ilçemizin büyükşehire bağlandığını biliyoruz. İzmir’de arıtması olmayan büyükşehire bağlı hiçbir ilçemiz yok. Bütün Türkiye’de yapılan yatırımların yüzde 35’i İzmir’de. Bu da partimizin çevreye verdiği önemi, çok önemli kaynaklar aktardığını biliyoruz. Tabiki Büyükşehir ile olmuyor bu iş, hem sorumluluk hem yetki Çevre Bakanlığı’nda. Evsel atık değil sanayi atığı bu nehri kirletiyor. Belediyemiz evsel atıkları önümüzdeki günlerde temizleyeceğiz. Bu görevi buradan hükümete seslenmek istiyoruz, sanayi atıklarını denetlemelerini istiyoruz. Birçok konuda olduğu gibi hükümet bu konuda da sınıfta kalmıştır. Çevre sorunu hallolmamış bir ülke gelişemez. Bütün coğrafyalardan oy almak istiyoruz, bütün hemşerilerimizde oy istiyoruz. Biz bu sorunlar çözeriz’’ dedi.
Burada yapılması gerekenin öncelikle siyasi irade olduğunun altını çizen Selçuk Belediye Başkanı Hüseyin Vefa Ülgür, “Ben buradan iddia ile söylüyorum ki, Küçük Menderes kirliliğinin yüzde 50’si keyfiyetten kaynaklanıyor, başıboşluluktan kaynaklanıyor. Zannediliyor ki Selçuk Belediye Başkanı olarak benim, Ödemiş, Tire, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanının ve diğer çevre belediye başkanlarının alanda yetkileri var. Kesinlikle bizim hiçbir sanayi kuruluşunun atık sularıyla ilgili bir işlem yapmaya yetkimiz yok. Çevre Bakanlığı bunları bilerek denetletmiyor. Biz burada Küçük Menderesi temizleyeceksek ilk önce asli görevi olan Çevre İl Müdürlüğünün ve bürokratların görevidir. Bizim burada yapmamız gereken onlara verilen siyasi talimatlara bakmadan onlar hakkında soruşturma, kovuşturma yaptıracak bir takım girişimlerde bulunmamız gerekiyor. Bürokrat devletin bürokratıdır. CHP’nin, AKP’nin, MHP’nin değildir ve bu ülkeye karşı da borçları vardır. Ondan sonra kalan yüzde 50’yi konuşacağız. Yani burada kalan yüzde 50’nin bir kısmı yüzde 15 gibi Belediyelerde var. Ben burada şunu söylüyorum. Hiçbir sanayi kuruluşundan, hiçbir evsel atıktan civa çıkmaz” dedi.
CHP Çanakkale Milletvekili ve TBMM Çevre Komisyonu Üyesi Serdar Soydan, “Son 10 yıldır çevre felaketleri son hızla büyüdü. Bu hızlılık devam ediyor. Çevreyi koruyalım diyoruz onlar da tamam diyor. Biz insan yaşamından bahsediyoruz biz dünyanın geleceğinden bahsediyoruz, onlar çevre dediğinde kendi çevrelerini düşünüyorlar. Eğer toprak olmasaydı yaşam olmazdı. Asırlar boyunca zor şartlar altında oluşan toprak tabakası hızla ayağımızın altından kayıyor. Bir siyasi partiye mensup insanlar değil tüm insanların yaşamını ilgilendiriyor. İleride bir su kıtlığı yaşanacağını sokaktaki çocuk bile biliyor. Dünyada iklim değişinden dolayı su kaynakları hızla azalıyor. Bizim ülkemizde su kaynaklarının bol olduğu bir ülke değildir, kaynaklarımıza sahip çıkmamız gerekiyor. Ama bu 10 yıllık dönemde hem su kaynakları hem çevre vahşice yok edilmeye çalışılmış’’ diye konuştu.
Toplantı sonunda CHP’li Milletvekilleri, katılımcıların sorularını cevapladılar.