EGEPOSTASI- İzmir Büyükşehir belediyesi'nde başlayan işçi çıkara krizi tüm hızıyla sürüyor.
Türk-İş’e bağlı Belediye-İş ile görüşmeler sürerken geçtiğimiz günlerde sendika üyeleri İZSU ana binasına gitmiş ve o esnada güvenlik görevlileri ile arbede yaşanmıştı.
Arbedenin ardından açıklama yapan büyükşehir, 'ihtiyaç fazlası' vurgusu yapmıştı.
Büyükşehir açıklamasında, “Bu çerçevede belediye ve iştiraklerinde ihtiyaç fazlası istihdam bulunduğu görülmektedir. Bunların önemli bir kısmı seçimin hemen öncesinde göreve başlatılmış durumdadır. 1 Ocak’tan sonra belediye ve iştiraklerinde toplam 1909 kişi işbaşı yaptırılmıştır. Ayrıca işbaşı yapmak için 912 kişiye ilave olarak çağrı yapıldığı ve işlemlerin başlatıldığı anlaşılmıştır. Yerel seçimin ardından mazbata alım sürecine kadar 1-6 Nisan tarihleri arasında da belediye iştiraklerinde 312 kişinin işbaşı yaptığı tespit edilmiştir. İhtiyaca yönelik alımlar konusunda olumsuz bir tasarrufta bulunulmamıştır. İhtiyaç fazlası olduğu, aranan kriterleri taşımadığı, işe başlama öncesi işlemlerinde eksiklikler saptanan yaklaşık 250 kişinin de çalıştırılmasının kurum açısından idari, hukuki ve mali yönden uygun olmadığı kanaati oluşmuştur” ifadelerini kullanmıştı.
Büyükşehir'in açıklamasının ardından Sendika yeni bir açıklama yaptı. Sendika tarafından yapılan açıklamada, 'bankamatikçi' vurgusu dikkat çekti.
Sendika'nın açıklamasının tamamı şu şekilde;
"Yapılan açıklamalarda, İZDOĞA’da işten çıkarılan işçilerin seçim öncesi 6-7 Mart’ta işe alındığı söyleniyor. Bu açıklama gerçeğin sadece bir yüzünü ifade ediyor. İşçi işe almada yasal prosedürler görmezden geliniyor.
İZDOĞA'da işten çıkartılan arkadaşlarımızın işe alım süreçleri Ekim-Kasım Aralık 2023’te başladı. Mevzuata göre işe alınma kararı verilen işçilerin güvenlik soruşturmaları valilik tarafından yapılıyor. Güvenlik soruşturması bazen 2 bazen de 3 ay sürüyor. Ardından da sağlık raporu için süreç işliyor.
Üstelik de o dönem kimin İzmir Büyükşehir Belediye başkanı olarak aday olacağı da belli değil. O nedenle onun yakını, bunun döneminde işe girdi, eski yönetimde istihdam edildi gibi gerekçelerle insanlar işten çıkartılamaz. Alın teri döken işçi ile çalışmadan ücret alanları hiç kimse aynı kefeye koyamaz. Koymamalı.
Ülke çapında bir çok belediyenin borç batağında olduğu açık. Ancak tasarruf deyince ilk akla gelenin de, işçinin ücreti veya işçiyi işten çıkarma düşüncesi olması da kabul edilebilir bir düşünce değildir. Son seçimde halkımız, rantçı belediyeciliğe karşı sosyal politikalara önem veren halkçı belediyeciliği ve kamucu siyaseti tercih ettiğini ortaya koymuştur.
Eğer tasarruf yapacaksanız, tasarrufu çalışmadan ücret alanlardan yapın. İşçinin asıl işini taşere edenlerden tasarruf yapın."