Ege Postası
Geri

CHP o davanın sanıklarını yanlız bırakmadı

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, İzmir’de görülen Askeri Casusluk davasını izlemek için İzmir’e geldi. Davayı izledikten sonra basın açıklaması yapan Tezcan, davayı yürüten hakimleri sert sözlerle eleştirirken, benzer bir tepki de CHP’li milletvekillerinden geldi.
CHP o davanın sanıklarını yanlız bırakmadı
Haberler / Politika
29 Temmuz 2013 Pazartesi 13:03
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
İZMİR- Tezcan, sabah saatlerinde başlayan davayı izledikten sonra adliyede bir basın açıklaması yaptı. Basın açıklaması sırasında CHP İzmir Milletvekilleri Erdal Aksünger, Musa Çam, CHP Muğla Milletvekili Nurettin Demir, CHP Manisa Milletvekili Özgür Özer, CHP Çorum Milletvekili Tufan Köse, CHP PM üyesi Hüseyin Saygılı, CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin ve CHP Bayraklı İlçe Başkanı Levent Ölçer de Tezcan’ın yanında yer aldı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Tezcan, “Ettiğiniz yeminlere uyun” diyerek davada görevli hakimleri sert şekilde eleştirdi.

“ÖZGÜRLÜKLERİNDEN MAHRUM EDİLEN YURTSEVERLER”

Sanıkların uzun tutukluluk süresine dikkat çeken Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, hapis yatan sanıkların birer tutuklu değil, tutsak olduğunu belirterek şunları kaydetti; “Duruşma devam ediyor, sizler de izlediniz. Bu dava uzun süre soruşturması sürmüş ama iddianamesi hazırlanmamış olmasına rağmen sanıkların uzun süreden bu yana iddianamesiz tutuklu kaldığı bir davaydı. Türkiye’de son dönemde özellikle yargı, emniyet, soruşturma makamları eliyle bir yoğun itibarsızlaştırma kampanyası yürütülüyor. Savunmalar sırasında da gördük çok net biçimde emniyet binalarında hazırlanan sahte dijital delillerle TSK’nin en nitelikli personeli, en önemli kadroları bugün yüz kızartıcı bir iftirayla hem sosyal yaşamda bir insanı en fazla rencide edecek fuhuş iddiasıyla karşı karşıya. Bir asker için atılabilecek en kötü iftirayla, casusluk iftirasıyla başlatılan soruşturma sonucunda şuanda esir alınmış durumdalar. İçeride bulunan sanıklar aslında tutuklu değil, tutukluluk bir hukuki kavramdır. Ceza muhakemesi kanununda düzenlenen bir önlemi ifade eder. Oysa bu soruşturmanın başından bu yana hiçbir hukuki dayanağı olmadan doğrudan doğruya sahte delillerle içeri atılan ve özgürlüklerinden mahrum edilen yurtseverleri görüyoruz. Onun için bunun adı tutukluluk değil siyasi bir projeyle içeri atıldıkları için onlar tutsaklar.”



TÜRKİYE TUTSAK ALINMIŞ DURUMDA

Tezcan sözlerinin devamında mahkemeye sunulan belgelerin düzmece olduğunu savunarak, “Mayıs ayında evde yapılan aramada bulunduğu iddia edilen flash bellekte eylül ayına ilişkin kayıtlar bulunuyor. Sahte olduğunu anlamak için hukukçu, hakim olmaya gerek yok. Açıkça sokaktan geçen vatandaşın anlayacağı durumdadır. Bugün Türkiye’de en yetenekli kadrolar içeride tutsak alınmış durumdalar. Donanmanın, deniz kuvvetlerinin, kara kuvvetlerinin kadroları bu iftiralarla hesaplaşmanın kurbanı olarak içeride tutuluyorlar. Karadeniz hakimiyetinde Türk donanmasının gücünü kırmak için, Türkiye’de milli gemi projesinden tutun birçok projede başarılı olan bu gencecik beyinleri yok etmek üzere kurulan tezgahın ne yazık ki ülkemizdeki yetkili etkili devlet kadrolarını da bir şekilde işin içerisine katılarak operasyon yürütülmektedir. Amiralin savunmasını dinledik, komutanların sadece telefonla konuşması örgüt üyesi olarak dosyaya konmuş ve bu sebeple tutuklu insanlar var. Görüşmeyle ilgili kayıt yok, ne görüştükleri belli değil. Sadece kayıtlar var diye içeri alınmışılar. Balyoz’da Ergenekon’a kadar, kafes eylemden bugüne kadar aynı yalanların devam ettiğini görüyoruz. Sahte delillerle sürek avı yaşanmaktadır. Bu hukuksuzluğa tahammül etmek, bir insan olarak, vicdanı kanamadan izlemek mümkün değil. Burada bir kırım yaşanıyor. Silivri’den başlamak üzere tüm Türkiye’de doğrudan doğruya planlı bir operasyonla kıyım yaşanıyor” dedi.

Genel Başkan Yardımcısı Tezcan, sözlerinin sonunda hakimleri de eleştirmeyi ihmal etti ve şunları söyledi; “Hukuk fakültesinden mezun olduktan sonraki hallerini hatırlasınlar. Hakimlik mesleğine başlarken ettikleri yeminleri hatırlasınlar. Namusları ve vicdanları üzerine ettikleri yemini hatırlasınlar, bu hukuksuzluğa derhal son vererek bütün tutsakları serbest bıraksınlar. Amaçlarına kısmen de olsa ulaştıklarını sanabilirler, hiç kimse unutmasın bu adaletsizlik ve hukuksuzluk kimsenin yanına kalmayacak. TSK’de bu tasfiye operasyonun sonuçlarını ortadan kaldıracak bütün adımları siyasetin atması gerektiğini düşünüyoruz. Mağduriyetleri ortadan kaldıracak adımları hep beraber atacağız. Mahkemeden adaletli olmasını bekliyoruz. Hukuk ve adalet herkese lazım olacak. Sahte delil ve soruşturmalarla insanları özgürlüklerinden edenlere de lazım olacak. Gerçek yasadışı örgütün bu soruşturmaların arka planında olduğunu biliyoruz. Türkiye’de vicdanı olan hukuk bu gerçeği de bulup çıkaracaktır. Yargılanması gereken ama dışarıda olanlar bir gün yaptıklarının hesabını verecek.”

ENGİN: TAM BİR KURGU YAPILIYOR

Süreçle ve dava ile ilgili açıklama yapan CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin ise, “Tam bir kurgu yapılıyor. Buradaki amaç askeri ve orduya itibarsızlaştırmaktır. Bunun üzerinden her kademedeki devlet görevlisine korku salmak için yapılıyor. Umuyorum ki hakimler bir an önce doğru kararı verirler ve 14 aydır içeride olan insanlar görevlerinin başına dönerler” diye konuştu.

ÇAM: KURGU BELGELER

CHP Milletvekili ise Musa Çam da iddianamenin kurgu belgelerden oluştuğunu belirterek; “Arkadaşlar 14 aydır içerideler. Bugün mahkeme salonunda sabahtan beri izliyoruz. Belgelerin hepsi tamamen dijital ortamda hazırlanmış, kurgu belgeler. Tutuklu tüm arkadaşlarımız gerçek bilgilere ve belgelere dayanarak savunma yapıyorlar” dedi.

AKSÜNGER’DEN “FIKRA” BENZETMESİ


CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger davaya fıkra benzetmesinde bulunarak, “Bu fıkra gibi bir davadır. Casusluk suçu atılan adam yıllarca bu ülkede çok önemli stratejik görevlerde bulunmuş. Askeri ateşelik yapmış bir adam. Ben 20 25 yıldır Türkiye’de bilişim alt yapısını bilen bir insan olarak söylüyorum. Dijital dosyaların hazırlanış şekilleri çok amatörce. Ana makineye Deniz Kuvvetleri Komutanlığı adını koymuşlar. İlk okul çocuğu bile bunu yapmaz. Bir evrağın üzerine bu tanımlamayı koymaz. Eğer koyuyorsa zaten bu gizli bir belge değildir. Dijital bir araştırma yapıldığı zamanda görülüyor ki bir yerde hata yapılmış. İsmi otomatik atmıyor. Otomatik atsa o hata olmaz. Demek ki biri bunu manuel yapmış. Sadece buradan bile anlaşılıyor ki bu işin altı çürüktür” ifadelerini kullandı.

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası