Davutoğlu: 'Başkanlık' tartışması toplumu yordu
Başbakan Ahmet Davutoğlu "Muhalefetin sürekli Cumhurbaşkanlığı makamıyla ilgili tartışmaları gündemde tutması artık toplumumuzu yordu. Seçim tarihine YSK karar verecek. 25 Ekim, 1 Kasım, 8 Kasım olabilecek tarihler" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, dün bazı gazetelerin Ankara temsilcileriyle kahvaltıda bir araya geldi ve açıklamalarda bulundu. Hürriyet Ankara Temsilcisi Deniz Zeyrek'in haberine göre "CHP ve MHP’ye “Seçime gideceksek en doğrusu TBMM’nin kararıyla gidilmesi. Cumhurbaşkanı’nı böyle bir görevle karşı karşıya bırakmamak... 1, 2 hatta 3 partiyle bir koalisyon kurup seçime gidebilirdik ama bu sefer başarısızlık nedeniyle değil kendi irademizle giderdik. Hâlâ ben bu kapıyı açık tutuyorum. Tekrar görüşlerini gözden geçirirlerse seçim konusundaki rezervlerini CHP, Ak Parti, MHP beraber gidebilir” mesajı yollayan Davutoğlu özetle şunları söyledi:
BAHÇELİ BAŞTAN REDDETTİ
“Sayın Bahçeli çok net bir şekilde, ‘Biz 4 şart öne sürdük, gördüğümüz kadarıyla bu şartlarda sizinle uzlaşmamız, sizin de bu şartları kabul etmeniz mümkün görünmüyor. Dolayısıyla, bir koalisyon imkânı yok’ dedi. Yani bu sonuca müzakereler neticesinde gelmedik. Bu anlamda bir teklif var da reddedilmiş falan da değil. Sonra ‘Sizin azınlık hükümetinize destek vermeyiz, sizin erken seçim teklifi getirmeniz durumunda Meclis’e girer hayır deriz, sizinle seçim koalisyonu da kurmayız’ diyerek aklımdaki seçeneklerin dördünü bir hamlede bitirmiş oldu.
GÖNLÜM MÜSTERİH
‘Gerekirse iade edeceğim’ dedim. Orada ‘Gideceğim ve iade edeceğim’ desem MKYK’ya saygısızlık olur, MKYK partinin en üst karar organı ve karargâhı tabiri caizse. Orada istişare etmeden bir onlara emrivaki yapmayı da uygun görmem. MKYK normalde bugündü (dün), öne aldım ki gecikmeyeyim. Genelkurmay devir tesliminden sonra bir saat bile vakit geçirmedim, Sayın Cumhurbaşkanımıza görevi iade ettim. Her şey meşruiyet çizgisinde oldu, olacak. Her şeyi yaptım. Gönlüm gayet müsterih. 7 Haziran’dan sonraki en rahat, huzuru kalp ile uyuduğum gece dün (önceki) gece oldu. Görevimi yaptım, iade ettim. Önümde kongre var. Ona bakıyorum. Arkama bakmıyorum.
EŞZAMANLI OPERASYON
Terörle mücadele konusunda 3 ayaklı eşzamanlı bir operasyon başladı ve yol haritamız kesintisiz işliyor. Önce yurtdışındaki merkezlerine dönük harekât yapıldı. Şehir yapılanmalarına karşı, aynı gün içinde ilk tutuklamalarla gözaltılarla alındı. Kitlesel görünümlü katılımlar veya şehirlerde kaos ortamı oluşturma çabaları başarısız oldu. Bu terör operasyonlarına halkımızın önemli ölçüde sahip çıktığını gösteren çok ciddi doneler var. Son dönemde DHKP-C’nin Kandil’de eğitim aldığına dair istihbarat var. PKK’nın, DAEŞ’in DHKP-C’nin birbirleriyle savaşsalar, savaşıyor gözükseler dahi, sanki aralarında görünmez kırmızı telefonlarla birbirleriyle irtibatlıymış gibi Türkiye’nin huzurunu kaçırmak için aynı anda harekete geçtiler. İkinci olarak şehir yapılanlarına dönük operasyonlar, üçüncüsü kırsal alanda da terör örgütlerine karşı mücadelemiz devam edecek. Ta ki kamu düzeni kırsal alanda, her yerde sağlanana kadar.
KUVVETLİ İHTİMAL 25 EKİM
Seçim tarihine YSK karar verecek. 25 Ekim, 1 Kasım, 8 Kasım olabilecek tarihler. Daha ileri gitmesi durumunda iklim şartları zorlar. Zorunlu seçim hükümeti konusu Cumhurbaşkanımızın takdiri, hadi diyelim ki görevlendirdi. Ondan sonra Meclis Başkanımız’la istişare edecek, dağılım belli olacak. Tabii ilk defa olacağı için hukuki tartışmalar da olabilir. Anayasa maddelerine bakarak söylüyorum. Görevlendirilen Başbakan tek tek isimleri tespit edecek. Onlara teklif edilecek. Kabul etmeleri durumunda Cumhurbaşkanımıza arz edilecek. Anayasa’da kişiye teklif gibi duruyor. Şimdiden kati şeyler söyleyip bağlamak istemem. Cumhurbaşkanı’na arzdan sonra herhangi bir hükümet kurulmasıyla ilgili süreç işler. Güvenoyu yok, ondan sonra seçim süreci başlar. ‘Davutoğlu kendisine bir rol biçti’ denilmesin. Bakacağım şey, ehliyet liyakat uyum.
SORUMLU BİZ DEĞİLİZ
HDP’nin bir seçim hükümetine girmesi konusunda her şey kamuoyu önünde cereyan etti. Bu 9 opsiyonu da denemiş biri olarak ‘Gelin üçümüz bir araya gelip bunu çözelim’ dedim. Bu durumda bizi kim suçlayabili? Sayın Cumhurbaşkanımız Anayasa’ya uyarak, anayasal çizgide davranacak. Herhalde Cumhurbaşkanımız da böyle bir şeyi arzu etmezdi. Anayasal çizgiyi uygulamak zorunda bırakılmamızın müsebbibi biz olamayız zaten. Bunun müsebbibi aşikardır. Açıkça söylüyorum: HDP’ye oy vermiş seçmene ve ortaya çıkan siyasi tabloya saygımız vardır. HDP’yi Meclis’e biz getirmedik, Meclis’te ortak bir hükümet çıkmamasının sorumlusu biz değiliz.”
3 DÖNEMLİKLERE İYİ HABER
3 dönemin bir felsefesi var ama hukuken 25’inci dönemle birlikte 3 dönemi kalkmış olan arkadaşlar var. Çalışma başlattık ve tüzükte bir değişiklik yaparak hem 3 dönem felsefesinin devam etmesini, hem oluşabilecek haksızlıkları giderecek formülü hayata geçireceğiz. Şu anki 258 arkadaşımızın kapsamlı süreçlerden, objektif değerlendirmelerden geçen ve bunu hak eden arkadaşlar. Ancak, yeni bir değerlendirme olacağı, 258’in üzerine çıkacağımız için yeni bir değerlendirmeye ihtiyaç var.
‘BAŞKANLIK’ TOPLUMU YORDU
Muhalefetin sürekli Cumhurbaşkanlığı makamıyla ilgili tartışmaları gündemde tutması artık toplumumuzu yordu. Sürekli Cumhurbaşkanlığı üzerinden yapılan tartışmaları doğru bulmuyorum. Daha önce başkanlık sistemi konusunda 7 Haziran seçimlerine giderken de zikrettim açık bir şekilde, Türkiye’deki sistem parlamenter sistem değil. Türkiye’de görülmüş parlamenter bir sistem var ama 12 Eylül parlamenter sistemi ve ciddi bir sapmaya yol açan ve Cumhurbaşkanı’nın hep Kenan Evren gibi bir general olacağı varsayımına dayalı bir yapı oluşturuldu. Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında hep gerilim yaşandı.