CHP Parti Meclisi (PM) Üyesi, İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, seçime sayılı saatler kala Ege Postası’nın sorularını yanıtladı. Özkan, 1 Kasım sürecinde 7 Haziran’a göre seçmendeki heyecanın az olduğuna dikkat çekti, vatandaşa mutlaka sandığa gitmeleri yönünde çağrı yaptı. Özkan, İzmir özelinde ise “İzmir Türkiye'nin kümülatif vicdanının sesi. Ben de o sesin sembollerinden biriyim” dedi.
Haberler / Yerel Politika
29 Ekim 2015 Perşembe 10:22
PAYLAŞ
EGE POSTASI - CHP Parti Meclisi (PM) Üyesi, İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, 1 Kasım seçimlerine sayılı saatler kala Ege Postası siyaset muhabiri Sercan Avcı’nın sorularını yanıtladı.
Özkan hem seçmene hem de parti içine yönelik önemli mesajlar verdi.
7 Haziran’da da aday adayı olarak sahadaydınız, 1 Kasım sürecinde de ' Alan çalışmalarınızda iki seçim arasındaki en temel fark olarak neyi tespit ettiniz' Türkiye’nin ödediği bedeller öyle bir fark oluşturuyor ki heyecan yok. 7 Haziran öncesi gördüğümüz seçime dair iddialar hevesler kırılmış durumda. Buna karşı hep söylüyorum insanlar hangi partiye oy verirse versinler önemli olan seçim sandığına gitmeleri.
Sandığa gitmek, katılım neden çok önemli' Kırılmanın faşizmi güçlendireceğinden korkuyorum. İnsanların isteklerinin sandığa yansımaması halinin az katılım getireceğini bundan zalimin yararlanacağını düşünüyorum. ‘Ben siyasi partilere inanmıyorum güvenmiyorum’ diyorsa seçmen o zaman adaylardan beğendikleri için sandığa gitmeli...‘Ben Türkiye’deki sistemden umudum kaybettim’ diyorsanız sistem sizden umudunu kaybetmedi. Değiştirme arzusu çok önemli. Katillerle, hırsızların düzenini yıkmak isteyenlere destek olmak için sandığa gidin. Söz veriyorum biz katillerle hırsızlardan hesap soracağız bu düzeni yıkacağız.
7 Hazirandan 5 ay sonra yeni bir seçim… 1 Kasım sürecinde alanda seçmenin talebi yine aynımı oldu, bir değişkenlik gösterdi mi' Talepler daha yerele indi. Cebimdeki notlarım yerelde çözülmesi gereken sorunlarla dolu…7’sinden önce gittiğimizde emekliye memura ne vereceksin diyorlardı şimdi bunlar konuşulmuyor. Peki seçim vaatleriniz beklenen etkiyi yapıyor mu…Son dönemde CHP’nin vaatleri konuşuluyor ancak baktığımızda bu etkinin sandığa çok yansıdığını görmüyoru? Bunun nedeni nedir' Seçim vaatlerimizi sahada anlatıyoruz ancak CHP lehine bir değişim getirip getirmeyeceğinden şüphelerim var. Bu bir sosyolojik sorun haline dönüşmüş. Toplum o kadar ayrışmış ki toplum öyle alt kimliklere bölünmüş ki ulusal meseleleri algılama konusunda sorunlar yaşanıyor. Konya’da yabancı milli takımla maç yapılıyor. Bizim oyuncumuz gol atıyor. Gol atan kişinin mezhebi inancı golden daha çok konuşuluyor. Bu paramparça bir Türkiye görüntüsü…Hakikat aynası kırılmış, gerçekle bağı kopmuş bir Türkiye var. Daha alt kimliklerde daha gerçek üstü şeylere yoğunlaşmış bir Türkiye var. Bu Türkiye gerçek olanı hemen kabul edemez. Kaygım endişem gerçek üstünün gerçeğe galip gelmesidir. Bunu engellemeye çalışıyorum. Siyasal mücadelem topluma yalan söyleyen bir bakış açısının gerçeği yenmesini önlemek.
7 Haziran’da CHP’den HDP’ye giden oylar çok konuşuldu. Emanet oy dendi! 1 Kasım’da bu oylar geri gelecek mi…Yine bazı oyların HDP’ye gideceği yönünde kaygınız var mı' HDP'nin siyasetin içinde olması güzel bir şey… Sorunları diplomatik yolla, siyasi yolla, barış yoluyla çözmek önemli...Biz CHP'lilerin HDP'ye oy vermesini istemeyiz. Biz HDP' nin barajı kendi oylarını alarak AKP'nin oylarını alarak barajın üstünde olmasını isteriz. Biz zaten baraja karşıyız. Temel soru şu emanet oy gitti kim verdi ne kadar gitti bilmiyoruz. Döner mi bilmiyoruz. Bildiğim bir şey var CHP iktidar olmazsa Türkiye çok şey kaybedecek. Sorunlar büyüyecek. Bundan kurtulmanın yolu CHP'nin iktidarıdır. Bütün seçmenlere sesleniyorum ülkeyi ve çocuklarınızın geleceğini düşünüyorsanız CHP'ye oy verin.
Neden Türkiye’yi İzmir gibi yapmak istiyorsunuz' İzmir'de istediğimiz oyu alamıyoruz ancak burada mesele oy değil. İzmir'in aydınlığı insanlarının dünyaya insana bakışı bizi etkiliyor. Ben İzmir'e aşkla bağlıyım. İki bölgeden 6'şar vekil çıkarttık. AKP dört çıkarttı. CHP İzmir'in kalesi diye bir şey yok. HDP'ye oy versin AKP oy versin değişmez bu dediğim, biz İzmir'i bir bütün olarak seviyoruz. Yaşam biçiminin, ülkeyi sahiplenmesinin büyümesini istiyoruz. Her yerde geçerli olmasını istiyoruz. Türkiye'nin her yerinde kadınlar istedikleri saatte rahatça evlerine işlerine gitmelerini istiyoruz.
"İzmir'de istediğimiz oyu alamıyoruz" dediniz. CHP’nin aslında İzmir’de potansiyeli nedir' 8+8 olmalı... Peki AK Parti’nin en büyük kozu Binali Yıldırım için ne dersini? AK Parti’ye ekstra bir katkısı olacak gibi görünüyor 1 Kasım’da… Binali Yıldırım dışa dönük değil iç mücadelelerinin yansıması olarak burada...Siyasetin kabul edemeyeceği şeyler yapıyor. Bütün duvarların Yıldırım'ın fotoğrafıyla dolu olması kabul edilir bir şey m? Böyle bir şey olur m? Rakiplerimiz İzmir'in sorunlarını konuşmaktan kaçıyorlar. Açıkladıkları projeler ne oldu. İstanbul'u b.k götürüyor. Biz bağırıyoruz m? İzmir yerel yönetimde dünyada 3-5 belediyeden biri...Her sabah kalkıp İzmir'e küfür edersen, ‘kokuyor, köy gibi’ dersen oy alamazsın İzmir'den...Şimdi kalkıp iş dağıtıyorlar Başbakanlık ofisinden... Kamunun kaynaklarını kullanıyorlar. Ben de milletvekiliyim bir kişiyi işe sokamadım. Binali Bey nasıl ise sokuyor. Böyle siyaset yarışı olur mu'
Partinin sizi İzmir’den aday yapmasının bir alt yapısı olmalı. Siz nasıl açıklıyorsunuz bun? Aday olarak veya vekil olarak neyi değiştirmeye, bu kente ne katmaya çalışıyorsunuz'
Ben İzmir'in vicdanının sembolize ettiği bir sesim. İzmir Türkiye'nin kümülatif vicdanının sesi. Ben de o sesin sembollerinden biriyim. İzmir'in renklerinden biriyim. Partim Genel Başkanımın bu nedenle beni İzmir'de görevlendirdi. İzmir halkına hizmet etmek için gecemi gündüzüme katıyorum. Benim için önemli olan şey o vicdanı büyütebilmek. İzmir'in çığlı olmak. Işığı olmak. Ben Mustafa Kemal'in sancağa göğsüne dikilmiş biriyim. Ben o sancağı asla indirmem yabancıya da teslim etmem. Sancağın büyümesi için karanlığın üstüne güneş gibi doğmaya hazırız. İzmir'den doğacağız.
Ofis meselesi var. Büyük bir ofis açacağınız konuşuluyor…Ne olacak bu ofiste, neler yapılacak' İzmir'e tamamen yerleştim. İkinci bir adım olarak ofis açacağız. İzmir ve Türkiye için projeler yapacağız. Kente ülkeye ne katabiliriz ne öğretebiliriz diye... Yol, elektrik sorunu, çevresi eğitimi, sporu ne katabiliriz diye kafa yoracağız. İzmir çok büyük bir kent. Dünyanın sayılı kentlerinden... İzmir'de ne ararsanız var. Bilim insanı sanayicisi çiftçisi...Önemli olan helvayı pişirmek. Bütün bunlar varken ben helvayı pişirmeyeceğim dersen haksızlık olur. Biz sorunları çözeceğiz kamuoyuyla paylaşacağız. Ben İzmir milletvekiliyim yapmazsam bunları hakkını vermemiş olurum.
1 Kasım sürecinde 7 Haziran’daki gibi bir strateji mi izlediniz yoksa değişti mi alandaki çalışmalarını? Daha bire bir konuşuyoruz. Evlere gidiyorum. Maraş'ta da Kars'ta da ev ziyaretleri yapıyoruz. Daha yüz yüze tek tek çalışıyoruz. İzmir'de de mutlaka yüz yüze yaptık. Esnafın elini sıkıp geçmiyoruz. Mahallelerin içine giriyoruz. Az oy aldığımız mahallelere gittik daha çok.
Geldiğiniz günden beri örgüt içinde zaman zaman tartışılıyorsunuz…Özellikle il yönetim kurulu toplantılarında adınız sıkça geçiyor…Bize yansıyan sizi çok olumlu anmadıkları… Yok herhalde benimle ilgili güzel şeyler söylüyordur. Hepsinin nitelikli iyi insan olduklarına inanıyorum. CHP'de adalet istemek, özgürlük istemek, güvenilir olmak, halkta karşılığını bulmak, örgütte karşılığını bulmak, dedikodu yapmamak arkadaşları hakkında kötü konuşmamak topluma aşkla bakmak esastır. Bizim arkadaşlar biz de bir eksilik varsa tamamlarlar. Biz etle tırnak gibiyiz. Ben arkadaşlarımın hakkında kötü şey düşünmüyorum. Onlarında bu ahlakta olduklarını düşünüyorum.
1 Kasım’a sayılı saatler kaldı. Seçmene son mesajınız nedir' CHP'den umutlarını asla kesmesinler. Türkiye'yi aydınlığa taşıyacak olan partinin adı CHP'dir. Biz Türkiye'yiz. 2 Kasım günü yaralarımızı sarıp umutla aşkla kucaklaşmak için oylarını mutlaka CHP'ye versinler.
POLİTİKA
Sayfa başına git
