Erdoğan: Cumhurbaşkanı olmak konusunda kesin bir kararım yok
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, katıldığı bir televizyon kanalında, Cumhurbaşkanlığı için aday olup olmayacağı, Abdullah Gül'ün de aktif siyasete devam edip etmeyeceği sorusuna, "Bizim kendi aramızda bu tür şeyleri oturup konuşmadık....
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, katıldığı bir televizyon kanalında, Cumhurbaşkanlığı için aday olup olmayacağı, Abdullah Gül'ün de aktif siyasete devam edip etmeyeceği sorusuna, "Bizim kendi aramızda bu tür şeyleri oturup konuşmadık. Vakti saati geldiğinde kendi aramızda konuşma imkanımız olabilir. Olacak mıyız olmayacak mıyız. Kimin olması ülkemiz için isabetli olur. Cumhurbaşkanı olmak konusunda kesin bir kararım yok. Olsa açıklama noktasına giderdim. Açıklardım." şeklinde cevap verdi.
Ak Parti'nin kararı doğrultusunda adım atacağını belirten Erdoğan şöyle devam etti: "Partim bu noktada hangi görevi bana yıkarsa benden isterse ben onu yapmanın gayreti içinde olurum. Siyasi noktadaki terbiyem böyle geldi. Hiçbir zaman isteyen olmadım. Talep bizde yanlış algılanmıştır bu noktada görevlendirme noktasındaydım. Teşkilatın görevlendirmesi olursa oraya gelirsiniz. Burada da partimiz özellikle bu konuda böyle bir tercih kullanırsa hangi istikamette adım atarsa biz de o istikamette adım atarız. Partinin içinde bölünmenin olmasına fırsat vermeyiz. Parti kimi isterse o aday olur. Aramızda yol ayrımına fırsat verecek bir kararın olmayacağına inanıyorum Sayın Gül'le. Gerekirse aramızda istişaresini yaparız, adımımızı atarız. Partim ne kadar önemliyse cumhurbaşkanının makamı gereği tarafsızlığı ilkedir ama AK Parti onun için de önemlidir. Böyle bir sıkıntının yaşanacağına ihtimal vermiyorum."
ÖCALAN HAPİSTEN ÇIKAR MI'
Erdoğan, partilere üyelik noktasında getirilen özgürlüğün sınırlarına, hükümlüleri kapsayıp kapsamadığına ilişkin bir soru üzerine "Oy verme yetkisine sahipse onlara partilere üye olma hakkını tanıyoruz. Çıktıktan sonra oy kullanma hakkı varsa gelir siyasi partiye üye olur. Adaylık konusu ise sabıka kaydına bakılır. Ona karar verecek merci bellidir." dedi. Öcalan'ın hapisten çıkıp aday olma ihtimali sorulması üzerine ise soruyu soran spikere hitaben net bir dille konuştu: "Olamayacağını biliyorsun bilerek niye bana soruyorsun'"
Erdoğan'a ayrıca demokratikleşme paketinin, AB ile ilişkilere bir ivme kazandırıp kazandırmadığı soruldu. Erdoğan da "Temenni ederim ki kazandırsın. Bugüne kadar birçok paketler açıkladık. Birçok değişiklik müktesebata uygundu. Yine olumlu açıklamalar geliyor. Ama bardağın boş tarafına bakıyorlar neresi boş kaldı diye. AB Bakanımız fellik fellik ülkeleri dolaşıyor. Gelişmeleri anlatıyor ama hala 14 maddedeyiz. Son olarak yine Fransa'nın desteği ile 5 maddeyi birden açamıyoruz. Ama açacaklarına da sinyaller verdiler. Temenni ederim ki o süreç hızlanırsa fasılların açılması hızlanabilir. Umutluyuz. Çalışıyoruz. Arkadaşlar biz çekiliyoruz biz yokuz böyle bir şeyin içinde değiller." şeklinde konuştu.
RUHBAN OKULU NEDEN YOK
Erdoğan'a ayrıca demokratikleşme paketi içerisinde Alevilere yönelik düzenlemelerin ve Ruhban Okulu meselesinin neden yer almadığı soruldu. Erdoğan, ilk olarak Ruhban Okulu konusunu cevapladı: "Ruhban okulları konusunu biz çözeriz. Bunu Yunanistan'ın 11 yıllık döneminde başbakanlarıyla dışişleri bakanları ile çok konuştuk, dedim 'bu bizim için anlıktır sizden bir şey istiyorum. Atina'da iki camimiz var. Burayı yapma müsaadesi var bunu yapalım. Eş zamanlı Ruhban Okulunu açalım. Lozan'a göre St. Sinod Meclisi üyeleri TC. vatandaşı olması lazım. Türkiye'de TC. vatandaşı olarak papaz olmadığı için bir tek Bartholomeos kaldı. Siz bize dışarıdan papazlar getirin biz onları vatandaşlığa alalım. Lozan'ın gereği yerine gelsin. Fakat bu arada kendilerine dedim ki Batı Trakyada 150 bin vatandaşımız var, siz oraya kalkıyorsunuz atanmış bir müftü getiriyorsunuz. Yunan devleti oradaki vatandaşlarımın dini vecibelerini getirebilecek birini nasıl atayabili? Bartholomeos'u ben mi atıyorum. Orada müftüyü seçecekler onlar yönetecekler. Bugüne kadar ipe hep un serdiler. Bush'a, Obama'ya da söyledim. Eş zamanlı olarak bunları yapın biz de yaparız. Sümela'yı ayine açtık mı açtık, Akdamar'ı açtık mı açtık. Hep ver ver diyorsun. Bir de siz verin yahu. Kaldı ki bu hak. Maalesef yapmıyorlar. Bu bir hak arayışı. Türkiye'de 2 bin Rum var. Okul noktasında ne diyorsanız hazırım dedik. Adaları açtık 4 tane öğrenci var. Burada da nerede yoğunsanız ne istiyorsanız buna hazırız. Hiçbir zaman engel olmadık hep destek olduk."
ALEVİLER MÜSLÜMAN
Alevilerle ilgili düzenlemelere ilişkin ise şunları söyledi: "Alevi vatandaşlarımız noktasında bir defa Müslüman mı değil m? Müslüman. Müslüman olduğuna göre burada ayrımcılığa gidecek bir şeye fırsat vermemek lazım. Alevi çalıştayı başlattık. Bize net bir netice gelmedi çünkü kendi aralarında ciddi bölünmeler var. Cemevini ibadethane olarak kabul edenler adeta yok gibi. Bizim buradaki anlayışımız inanç ve kültür merkezi olabilir. Siz bir teklifle gelin Bekir bey bir çalışma yapsın. Bunun neticesinde görelim. Dedelere ücret meselesi görüşüldü. Dediler ki biz satılık değiliz, bir kısmı dedi isteriz. Belli bir yere oturmuyor. Dernek misiniz değiliz. O da bizim işimize gelmez milli bütçeden pay alması lazım. Bunlar üzerinde tartışılmış konular. Buna rağmen çalışmalar devam ediyor. Ama bu arada Nevşehir Üniversitesi'nin adını değiştiriyoruz. Çok ciddi bir mesajı vermiş oluyoruz."
BAHÇELİ VE KILIÇDAROĞLU'NA YEREL SEÇİMLERE KADAR CEVAP VERMEYECEĞİM
Erdoğan ardından muhalefetin, demokratikleşme paketine eleştirilerine, paketin özellikle Öcalan'la görüşmeler sonucunda yapıldığı iddialarına şöyle cevap verdi: "Görüşmeyle böyle bir şey ortaya çıkmış olsa BDP niçin farklı bir yaklaşımla karşımızda duruyor. Çok daha ileri gidiyorlar. Bu ifadeleri cevap vererek propagandaya alet olmak istemem. Bahçeli ve Kılıçdaroğlu ile ilgili olsun yerel seçimlere kadar bunlara cevap yetiştirmeyeceğim. Verilmesi gereken cevap olursa siz verirsiniz dedim arkadaşlara. Yeni yasama yılına girdik, açarken bile nefret hakaret dolu ifadelerle konuşmaya başladılar. Beğenirsin beğenmezsin bu tür ifadeleri kullanmak niy? Bu çatının altında beraber yaşıyoruz. Bana hakaret ediyorsun bununla kazanacağın bir şey yok. Aklı selim milletim gereken cevabı verecek. Kesinlikle bizim şahsım ve arkadaşlarım hakikaten hiçbir pazarlığa girmek suretiyle böyle bir adım atmadılar. Bu bizim metin diyor Kılıçdaroğlu. Burada var. Ee? peki bu metin sizin metniniz de niye olumsuz davranıyorsu? sen de destekle. Hep beraber mesafe alalım yol alalım. Bize teşekkür et. Bizim metnimizde bu vardı iktidar da istifade etti de. Bunu yapsan benim de sana teşekkür borcum olur teşekkür ederim. Söylediğimiz şeylerin partimizin kuruluşundan beri var. Ama beraber yürümek mümkün olmuyor. Suriye ile ilgili tezkere görüşülüyor. Hakaretlerle dolu bir müzakere. Bundan önceki tezkerenin aynısı, elimizde hazırlığımız olsun. Bir tehditle karşı karşıyayız. Bir saatte meclis toplanır diyor. Böyle sulandırılmış yaklaşım olur mu. Bir yandan yeni CHP diyor bir yandan yenilikten uzak yaklaşım var. Daha dikkatli olacağız işimize bakacağız."
GEZİ PARKINDA İTİRAZIMIZ VANDALLIĞADIR
Başbakan Erdoğan'a Cumhurbaşkanı Gül'ün, New York'ta yaptığı, Gezi Parkı protestolarından gurur duyduğuna ilişkin açıklaması da soruldu. Erdoğan, "Taksim'deki olayın çevre duyarlılığından kaynaklandığını kabul etmem mümkün değil. Bizim itirazımız vandallığadır. Oradaki ilk grubu samimi olarak kabul ediyorum ama ondan sonraki süreç bir kullanılma sürecidir. Oraya daha sonra illegal örgütler girdi. Gençleri radikal örgütler kullandı." dedi.
Erdoğan'a ayrıca dış politika ile ilgili olarak NATO'nun itiraz ettiği belirtilen Çin füzeleri alım ihalesi soruldu. Erdoğan, "Balistik füzelerle ilgili olarak 4 ayrı yarışa katılan oldu, en uygun fiyatı Çin verdi. Çin bir de ortak üretime evet dedi. Diğerlerinde ortak üretim yok. Ortak üretim olmayınca o bizim için bir eksi. Savunma sanayi müsteşarlığı birçok donelerle bunu getiriyor. Teknik özellikler nedir fiyattır…Bir de üretimdeki süre. Bakıyorsunuz Çin en erken bu işin üretimini taahhüt eden. Diğerleri en az yüzde 50 fark var sürede. Puanlamalar yapılıyor ve ardından önümüze koyuluyor." dedi.
ELİNDE RUS FÜZELERİ OLAN NATO ÜLKELERİ VAR
Füzelerin NATO sistemine uygun olmadığı iddialarını ise "hilaf-ı hakikat" olarak niteleyen Erdoğan, "Öncelik olarak gördüğümüz, kim bu işe uygun olarak görülüyor. Bunlar teknisyenlerimiz tarafından onların kontrolleri altında bu çalışmalar yürüyecek. Bu şekilde de burada söylenen hilaf-ı hakikat dediğim yaklaşımlar hepsi boşa çıkıyor. NATO'nun birçok ülkesinde ellerinde Rus füzeleri olduğunun tespiti vardır. Bir ülkede bunlar var. Hepsinin isim isim yerleri de var. Sözleşmemizde NATO ülkeleri dışında bu tür silah alamazsınız diye bir kısıtlayıcı madde yoktur. Çin'le ortak tatbikat yaptık bunların hepsini NATO biliyor." şeklinde konuştu.
ASKERLİK KISALACAK
Erdoğan, son olarak uzman çavuşların durumuna ilişkin bir soruya "Uzman çavuşlarla ilgili talimatımı maliyeye çoktan verdim. Bu konuda mesafe aldığımızı biliyorum. Ama süreç ne zaman başlayacak tekrar sormamda fayda var." diye cevap verdi. Aynı şekilde askerliğin kısaltılması noktasında Milli Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı mutabık olduklarını belirten Erdoğan, "Süre düşecektir. Öyle zannediyorum 12 ay. Kısa dönem aynı kalacak. Ön hazırlık aslında var. Bedelli askerlik konusunda ise daha önce aldığımız karar neyse odur." dedi.
Erdoğan'a Suriye ve Mısır'a ilişkin herhangi bir soru yöneltilmemesi dikkat çekti. Erdoğan, başka konulardaki sorulara cevap verirken, Mısır ve Suriye'ye ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
ESKİŞEHİR VALİSİ İYİ BİR ARKADAŞIMIZ
Başbakan Erdoğan, bir gazeteciye tehdit dolu bir e-mal attığı iddia edilen Eskişehir Valisi'ne ilişkin değerlendirmesi de soruldu. Erdoğan, "O davranışı tasvip etmek söz konusu değil. İçişleri bakanı görevlendirmeleri yaptı araştırmaları yapıyorlar. Ona göre değerlendirmemizi yapacağız. İyi bir arkadaşımız." ifadelerini kullandı.
KRAVATLARININ ANLAMI NE'
Erdoğan'a ayrıca son zamanlarda sıklıkla kullandığı kravatlarının rengi de soruldu. Erdoğan, yeşil renkli kravatlarının çevreyi, kırmızının Türk bayrağını simgelediğini söyledi. Mavi kravatı ise denizciliğine bağladı. Erdoğan ayrıca kravatlarını kendisinin seçtiğini dile getirdi.