POLİTİKA
İZMİR - İzmir Milletvekili ve Büyükşehir Belediye Başkan A. Adayı Birgül Ayman Güler, İzmir merkezde ve ilçelerde yürüttüğü dernek, esnaf ve örgüt ziyaretleri çalışmalarını ara vermeden sürdürüyor. İlçe ve köy ziyaretleri gerçekleştirdiği Küçük Menderes’te, CHP Ödemiş İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen '90. Yılında Cumhuriyet ve Atatürk' konulu söyleşiye katılan Güler Ödemişlilere seslendi. Belediye Kültür Merkezi’nde bir araya gelen coşkulu kalabalığa hitap eden, ‘İzmir’in güçlü, Meclis’in cesur kadını’ sözleriyle kürsüye davet edilen Güler, “Türkiye’nin birçok şehrinde 29 Ekim’i kutlamaya çalışan yurttaşlar Hükümet’in gazabına uğradı” dedi.
“Coplandık, sulandık, gazlandık…”
Sözlerine Milli Bayramların bir direniş noktası haline geldiğini söyleyerek başlayan Güler, Milli Bayramların Türkiye için ne kadar önemli olduğunun altını çizidi. Güler, AKP iktidarı boyunca milli bayramlara yasaklamalar getirilmeye çalışıldığını söyleyerek “bu yasakları Türk halk dinlemedi, dinlemeyecekte” dedi.
Güler, milli bayramlar üzerinde son yıllarda yaşanan gelişmeleri şöyle özetledi: “Geçen sene 2012 yılında Cumhuriyet Bayramı’nı kutlamaya çalıştığımızda coplandık, sulandık, gazlandık. Hem de bu olay Ankara’da ilk meclisin çalıştığı Ulus Meydanı’nda oldu. Türkiye’nin birçok şehrinde 29 Ekim’i kutlamaya çalışan yurttaşlar Hükümet’in gazabına uğradı. Aynı yıl ve bir önceki yıl 19 Mayıs Törenleri hastanelere sıkıştırıldı. Gençlik ve Spor Bayramı aynı zamanda ulusal bağımsızlık bayramı olan 19 Mayıs’ta inanılmaz çelenk savaşları yaşandı. 10 Kasım, Büyük Atatürk’ü anma ve şükran günü bizim için çelenklerimizi bırakmak mesele haline geldi. Çelenkler yerlere devrildi. Dernek başkanlarına, parti yöneticilerine Ata’ya saygı çelengi bırakma fırsatı verilmedi. Bütün bunları yapan Türkiye’de hükümet edenlerdi. Bu yaşananlar anormal bir durum. Dünya tarihine baktığınızda ulusal bayramlarını kutlamaya çalışan insanlara saldırı, eğer o ülkede yabancı kuvvetler tarafından yapılırsa söz konusu olabilir. Türkiye işgal mi edild? Son üç dört yıldan buyana biz ulusal bayramlarımızı içimizden geldiği gibi kutlayamaz, yas günlerimizi de içimizden geldiği gibi yaşayamaz hale geldik.”
“İzmir’de milyonu aşkın yurttaş bayrağını kaptı”
Konuşmasında 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında halkın gösterdiği duyarlılığa, özellikle de İzmirlilerin yoğun ve coşkulu katılımına işaret eden Güler, “İzmir’de milyonu aşkın yurttaş bayrağını kaptı ve Gündoğdu’ya koştu. Hükümet’in yasağına meydan okudu” dedi. ‘Türkiye’de bir yabancı devletin işgali mi var'’ sorusunu dinleyicilere yönelterek konuşmasına devam eden Güler, “Ulusal bayramlarımızı ve ulusal yas günlerimizi biz neden bir araya gelip kutlayamıyoruz ya da üzüntümüzü paylaşamıyoru? Yaşananlar sıradışı bir durum, bu yasaklama ve bu yasağa karşı direnen yurttaşlara karşı Hükümet’in güvenlik kuvvetlerinin saldırısı tarihte görülmemiş bir durum. Biz o yasakları delmek için verdiğimiz mücadele ile tarihte görülmemiş bir direniş örneği sergiliyoruz. Direniş örneği sergiledik, çelenk savaşları yaptık başlangıçta belki meydanlarda az sayıdaydık, bu yıl hükümetin yasakları hiçbir işe yaramadı. 29 Ekim kutlamaları Hükümeti şaşkına çevirdi. İzmir’de milyonu aşkın insan bayrağını kaptı ve Gündoğdu Meydanı’nda bir araya geldi. Ankara’da, İstanbul’da ve yurdun dört bir yanında hep beraber yediden yetmiş 29 Ekim coşkuyla kutlandı. Sonra 10 Kasım günü Anıtkabir hiç görülmedik bir kalabalığa ev sahipliği yaptı” dedi.
“Devlet erkanı kıvrandı!”
Milli bayramların ilişkin tezgahlanan oyunun tutmadığını ifade eden Güler, “Devlet erkanı 29 Ekim kutlamalarını yaparken, zar zor 10 Kasım Anma etkinliklerinde konuşsak mı konuşmasak mı kıvranması içinde çok kötü bir resim sergilerken Türkiye adeta ayağa kalktı. Demek ki şunu saptamamız lazım: Türkiye’de ulusal gurura Hükümet’in koyduğu yasak bu halk tarafından tanınmadı. Biz bayramlarımızı hem de hiç kimsenin zorlaması olmadan içimizden geldiği için ve içimizden geldiği gibi kutlamayı başardık. Bu direnişin kendisi, bu zaferin kendisi. Hükümet’in yaptığı bu yasaklamalara karşı bizim direnişimizin destansı özelliklerini de hiç küçümsemeden aklımızın bir tarafına yazmamız lazım. Bundan sonra da ulusal bayramlarımızı ve ulusal yas günlerimizi daha büyük bir kuvvetle kutlayacağız ve anacağız. Bu durum Türkiye’de tezgahlanan oyunun tutmadığının göstergesidir. Ne kadarda içimiz sıkılıyorsa da Cumhuriyetin kazanımları üzerinde büyük karanlık karşısında kimi zaman umudumuzu yitiriyorsak da hepimizin görmesi gerekir ki bu karanlığı biz yarıyoruz. Hem de kitlesel direnişlerle yarıyoruz. Böyle bir yasağa böyle bir direnişte Dünya’da görülmemiştir. O yüzden gelin hem kendimizi hem Türkiye’yi alkışlayalım” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Sayfa başına git
