Kemalpaşa'da Hatipoğlu rüzgarı

Doğum Haftası etkinlikleri kapsamında Kemalpaşa Belediyesi tarafından düzenlenen etkinlikte konuşan Prof.Dr. Nihat Hatipoğlu, Müslümanların birbirini öldürdüğü bir dünyada İslam ümmetinin bunu sorgulaması gerektiğini söyledi. Hatipoğlu, güzel günlerin geleceğine inandığını belirterek, “İslam dinini bilenler çoğaldıkça bunların önüne geçeceğiz”dedi.

Haberler / Yerel Yönetimler

29 Nisan 2015 Çarşamba 11:26

PAYLAŞ

Kemalpaşa Belediyesi tarafından düzenlenen Kutlu Doğum Özel Programı’na konuk olan Prof.Dr. Nihat Hatipoğlu, hem Kemalpaşalıların gönüllerini fethetti hem de izdiham yarattı. ‘Daha İyi Bir Dünya İçin Sevgi, Saygı, Merhamet’ başlıklı konuşmasında Hz. Muhammet’in hayatından kesitler veren Hatipoğlu, İslam dünyasından yaşanan sıkıntılara değindi.

Dere Mesire Alanı’ndaki Amfi Tiyatro’da vatandaşların sevgi gösterileri arasında sahneye çıkan Hatipoğlu, İslam coğrafyasında son yıllarda yaşanan kargaşaya dikkat çekerek, “Birileri insanları öldürmeyi ibadet kabul ediyor. İslam ümmetinin bunu konuşması lazım. Mekke ve Medine’yi eskisi gibi yaşatmak için ‘Nerede hata yaptık'’ diye düşünmesi lazım” dedi.

Bunun sorgulanması gereken bir konu olduğunun altını çizen Hatipoğlu, “Ben güzel günlerin geleceğine inanıyorum. İmam Hatip Okulları çoğaldıkça, Kuran Kursları açıldıkça; okuyan ve İslam dinin bilen sayısı arttıkça bu tür durumların önüne geçeceğiz” diye konuştu. Konuşmasında Hz. Muhammet’in hayatından örnekler de veren Hatipoğlu, “Sevgili peygamberimizin geçtiği her yerden vücudunun güzel kokusu duyulurdu. Her yolculuğunda tarak, makas ve aynasını ihmal etmezdi. Kimseye baskı yapmazdı. Söylediği en ağır söz ‘Yüzüne toprak bulaşsın’ idi. Düşmanın şerefini korur onları asla ezmezdi. Yumruğunu vurabileceği an, ‘Gidin’ derdi. Sıradan bir af değildi sevgili peygamberimizin affı. Acıkmadan sofraya oturmazdı. Doymadan da sofradan kalkardı. Yapılan yanlışları kimsenin yüze vurmazdı. Genele yayar nokta işaret etmezdi. Bir yerde oturduğunda kendine ait özel bir minder falan bulmazdı. Yüzü her zaman güler; vahiy aldığında zaman ise yüzünün güzelliği artardı” diye konuştu.

KİMSEYE NASİP OLMADI
Dünyada hiçbir canlının Hz. Muhammet kadar sevilmediğini ifade eden Hatipoğlu, “Sevgili peygamberimizin kabrinin önü gece 10:00’da da sabahın 04:00’nde de doludur. Günün her anı binlerce insanın onun mezarını ziyarete gider. Bugüne kadar birçok peygamber geldi. Onlar da bizin başımızın tacı. Nice devlet adamları, sporcular, başarılı insanlar geldi geçti ancak hiçbirinin mezarı peygamberimizin ki kadar ziyaret edilmedi. Onun için rabbim bizi onun bereketinden ve yolundan bizleri ayırmasın” dedi.

BABAMDAN BİLE DEĞERLİ
Babasının bir dönem İzmir İl Müftülüğü yaptığını aktaran Hatipoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Babam 1995 yılında Medine’de vefat etti. Mezarı şu anda Medine’de. Her yıl peygamberimizi ve babamı ziyarete giderim. Geçen yıl dört günlüğüne yine gittim. Bu süre içinde babamın mezarını 3 defa, sevgili peygamberimizin ise 40 defa mezarını ziyaret ettim. Biri benim babam ama diğeri benim peygamberim. Çünkü benim babamın yüz bin tanesinden daha değerlidir peygamber efendimiz.”

BİRLİK VURGUSU
Sema gösterisi ve ilahi dinletisinin yapıldığı programda kısa bir konuşma yapan Kemalpaşa Belediye Başkanı Arif Uğurlu ise Anadolu’da İslamiyet’in şekillendirdiği bir medeniyetin yaşandığını belirterek, “Bizler İslamiyet ile yoğrulmuş bir dinin mensubuyuz. Yeryüzünün hangi coğrafyasında olursa olsun, ciğeri yanan bir medeniyetin parçasıyız. Bizde Tiranlar da olmadı Sezarlar da. Bizim medeniyetimiz de Yunus Emreler, Mevlanalar, Hacı Bektaşi Veliler oldu. Biz de kan ve kılıç olmadı. Bizde kalem, sevgi ve muhabbet oldu” diye konuştu.

DÜNYAMIZI ŞEFKATİ GÖSTERDİ
Hz. Muhammet döneminin şartlarını kısaca anlatan Başkan Uğurlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “O dönemde kız çocukları, diri diri toprağa gömülüyor; kadınlar eşya gibi alınıp satılıyordu. Böyle bir dünya yaşanıyordu. Efendilerin efendisi, işte böyle bir dünyayı sevgi ve şefkati getirdi.En vahşi insanlar bile sevgili peygamber efendimizin sevgi ve sohbetiyle uysallaştı. En katı yürekler dahi kucaklaşmaya başladı.”