Ve ABD Büyükelçisi Pearson şöyle bitiriyor kriptoyu: “Bu bakımdan konu değerlendirildiğinde güçlü bir medya grubunun oluşturulmasına ihtiyaç vardır. Bu konu Erdoğan ile paylaşılmış olup tarafından değerlendirilmesinin ardından gereğinin yapılacağı teyidi alınmıştır.”
“HALK OZANININ NAAŞINI İSTİSMAR ETTİN”
Cami avlusunda halk ozanının naaşını istismar edebilirsiniz. Ama ben Erdoğan’a bu belgenin içerdiği konuları açıkça sormak istiyorum.
“KENDİ ÜLKESİNİN ÇIKARINI KORUMAYANA HAİN DENİR”
Bu belge doğru mudur yanlış mıdır. Bu belge dolayısıyla sen o taahhütleri kimden izin alarak verdin. Kendi ülkesinin değil başka bir ülkenin çıkarlarını koruyan biri bu ülkede Başbakan olamaz. Halkımızın görmesini isterim. Kendi ülkesinin çıkarlarını korumayan adama hain denir. Kendi iktidarını başkasına borçlu olan biri ülkeye hizmet edemez.
NEŞET ERTAŞ'IN VEFATI
Dün Neşet Ertaş’ı toprağa verdik. Aşık Veysel’in dostu ‘kara toprak’a verdik. O hakka yürüdü. Sazıyla sözüyle hepimizin gönlünde yeri olan bir ozandı.
Para, pul unvan peşinde koşmadı. Devlet sanatçılığı teklif ettiler elinin tersiyle itti.
Hepimiz yaşamımızdan bir parçayı onun türkülerinde bulurduk. Güzel bir insandı Allah rahmet eylesin.
HATAY GEZİSİ
Geçen hafta Hatay, Gaziantep ve Kilis’e gidip incelemelerde bulunduk. Neler oluyor orada, biz eleştiriyoruz ama vatandaş da Suriye politikasını eleştiriyor mu diye gittik inceledik.
Gördük ki vatandaşın hemen hepsi izlenen politikadan rahatsız. Kiraların yüksekliğinden şikayetçi herkes. Memur artık ev bulamıyor. Suriyelilerin kiraladıkları evlerde bazen 20-25 kişi kaldığı için mahalleli şikayetçi.
Suriye politikası iki temel sorun ortaya çıkartıyor bir ekonomi iki güvenlik…
Hükümet yabancı askerlerin Türkiye topraklarında konuşlanmasına izin veriyor. Sayın başbakan’a bunun yanlış olduğunu ısrarla söyledik. Şimdi medyaya düşen haberlerde Özgür Suriye Ordusu’nun Suriye’ye gittiğini okuyoruz. Demek ki CHP olmasa yanancı askerler Türkiye topraklarında konuşlanmaya devam edecekti.
“DOSTUMUZ KALMADI”
Siz hangi devletin düşman üreten bir politika ürettiğini gördünüz. Her ülke dost yaratma üzerine çalışır. Bugün geldiğimiz noktada coğrafyamızda dostumuz yok. Herkes Türkiye’ye mesafeli bakıyor.
Sadece bizim coğrafyamız mı. AB ile gelinen nokta tamamen tıkanmış durumda. Tam bir açmaz içinde. Herkes o nedenle kaygılı.
Ekonomide geldiğimiz noktaya da bir bakın. Büyüyen Türkiye tablosu çiziyorlardı.
“FRENE Mİ BASACAĞIZ, GAZA MI BASACAĞIZ”
Dünyanın en pahalı benzinini kullanan 1. mazotunu kullanan 2. ülkeyiz. Ekonomiyi kötü yöneteceksin faturayı da vatandaşa çıkacaksın
Kimin ne dediği belli değil. Bir bakan diyor ki ‘frene basacağız’, diğeri diyor ki ‘gaza basacağız’. Bunlar farklı yerlerde yaşamıyor. İkisi de aynı yerde yaşıyor.
Sormazlar mı adama frene mi basacağız gaza mı basacağız. Arada ‘nüans farklılığı’ varmış hangi nüans farklılığı.
Dünyanın ilk 20 ekonomisi içinde olduğumuz için övünüyoruz. Ama soruyorum 1999’da 15. büyük ekonomiyken bugün 20 büyük ekonomiyiz. Sormayacak mıyız ‘niye geriliyoruz’ diye.
“EMEKLİLERİ DE BÖLDÜLER”
Bu hükümetin temel özelliği ülkeyi bölmektir, ayrıştırmaktır. Bu yolla oy devşirmektir. Türkiye tarihinde görmediğimiz bir şey yaptılar emeklileri de böldüler. Bir kısmına bayramdan önce bir kısmına bayramdan sonra maaş verdiler. Hangi gerekçeyle sen emekliyi bölüyorsun.
4+4+4’e karşı çıktık. Bugün gazetelerde 5,5 yaşındaki çocuğun diğer çocuklar tarafından nasıl darp edildiği yazıyor. Defalarca yapmayın dedik. Dinlemediler.
“YARGI DELİLLERE BAKMAM DİYOR”
Yargılamaları görüyorsunuz. Yargıç ben delillere bakmam diyor. Çünkü ben sizi mahkum edeceğim diyor. Özel yetkili mahkemeler aracılığıyla yapılıyor. Bu mahkemeler siyasi otoritenin elindeki sopadır. Bu mahkemeler adalet dağıtmaz. Vatandaş artık “Allah kimseyi mahkemeye düşürmesin” diyor.
Demokrasi,ye bakın milletvekilleri, siyasiler, öğrenciler, askerler hapiste. Türkiye büyük bir cezaevine dönüşmüş durumda. Bütün dünya alay ediyor Türkiye ile. Demokrasi adına hapse girenler olur mu. Demokrasiyi özlem olarak dile getirmek bile suç bu ülkede.
“DARBEYE KARŞIYIZ”
Her ortamda dile getirdik: darbeye karşıyız. Demokrasilerde darbe olmaz ama demokrasilerde vesayet sistemi de olmaz. Kimden kaynaklanırsa kaynaklansın vesayet sistemi olmaz.
“Siz darbeye karşıysanız gelin Kenan Evren ve arkadaşlarının getirdiği yasaları değiştirelim” dedik gelmediler.
(Hürriyet)