POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM

Bayındır’da konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun gündeminde yine paylaşım krizi vardı. İzmir’in malları konusunda yaşanan gerginlik nedeniyle İzmir Valisi Mustafa Toprak’a sert sözlerle yüklenen Başkan Kocaoğlu, 1167 taşınmazla ilgili iş dünyası ve STK’lara “Yapacak bir şey yok” cevabı veren Toprak’a seslenerek, “Vali vardır yapar, vali vardır, bir telefonda satar. 4 milyon, İzmir’in malı İzmir’de kalsın diyor. Herkes anladı, bir tek kişi hariç” dedi.

ERMAN ŞENTÜRK/HABER SERVİSİ- Yerli üreticinin desteklenmesi amacıyla kooperatiflerle anlaşma yapan İzmir Büyükşehir Belediyesi, Bayındır Çiçek Üreticileri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ile 2014 yılı için ön alım şartları protokolü imzaladı. Bu kapsamda kooperatiften 4 milyon 981 bin TL bedelle 4 milyon 5 bin adet çiçek, ağaç, çalı alımı yapacak.
Yerli üreticilerin desteklenmesi amacıyla Bayındır Çiçek Üreticileri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi gerçekleştirilen alım sözleşmesinin imza törenine İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve Bayındır Belediye Başkanı Ufuk Sesli’nin yanı sıra, CHP İl Yönetimi,  CHP İzmir Milletvekilleri, ilçe belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, sivil toplum örgütleri ve meslek odalarının temsilcileri, belediye bürokratları, üretici kooperatiflerin temsilcileri, çeşitli siyasi parti temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katılım gösterdi.
 
“ZİHNİYET BELLİ OLMUŞTUR”
Konuşmasına belediye tarafından yerelde kalkınma parolası ile hayata geçirilen projelerden bahsederek başlayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, son günlere damga vuran paylaşım krizi ile ilgili şunları dile getirdi: “Biz kamunun kullanacağı malları istemedik. Taşınmazların tüm hepsini istemişiz gibi gösteriyorlar. Bu mallar kanunla zorunlu verilecek, başkasına vermesi mümkün değil. İl Özel İdaresi’nin 1700 parça malının dağıtımı konusunda toplantıya çağrıldık. Benim toplantıyı terk ettiğim konusunda bir propaganda yapılıyor. Dışarıdan gelen tek üye bendim. Toplantıya girdim. Köylerin ve beldelerin malları dağıtılırken, şu listeleri bize verin, bir çalışma yapalım, prensip belirleyelim dedik. Mutabık kalmadığımız konuları da burada tartışalım dedik. Aliağa’dan başlayalım dediler, böyle olmaz dedik. Mutabık kalmadığımızda şerh düşelim, siz ne yaparsanız yapın, biz de mahkemeye gidelim dedik. Devam edeceğiz dediler, olmaz dedik. Oylama yapıyoruz dedik. Bizde zaten bir tane parmak var kaldırmaya gerek yok. Tutanağı tutun, neyi dağıtıyorsanız dağıtın, tutanağı verin biz yargıya gideceğiz, zihniyetiniz belli olmuştur dedik.”

"VALİ UMUT VERMEDİ AMA KOCAOĞLU KARARLI" HABER İÇİN TIKLAYINIZ...


 
“NEREYE GELDİĞİMİZ BELLİ…”
Başkan Aziz Kocaoğlu, katıldıkları paylaşım zirvesi sonrasında da artan gerginliğe dikkat çekerek, “Ben bu dağıtılan malların tutanaklarını yazı yazarak istedim. Bir hafta oldu, cevap yok… Bugün İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, İzmir Valiliği’nden bilgi edinme yasası kapsamında, vatandaşın kullanacağı hakkı kullanarak, bu dağıtım bilgisini istemek üzere yazı yazdı. Nereye geldiğimiz, ne yaptığımız belli…” dedi.
 
“BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ACİZ Mİ'”
Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu, taşınmazların geleceği ile ilgili kaygılarını ise şöyle dile getirdi: “Büyükşehir Belediyesi bu malları ne yapaca? Büyükşehir Belediyesi, on senedir kamu mallarını ne yaptıysa, bir kuruşunu satmadan kent gelişimine projeleri ile nasıl katkı koyduysa, gelecek mallara da onu yapacak. Valilik, bunları Maliye Hazinesi’ne veyahut herhangi bir bakanlık kuruluşuna devredilebilir. Ancak, yasada Maliye’ye değil, Milli Emlak’a bağışlanabilir deniyor. Karayolları arazilerine, Tekel arazilerine ne yapmak isteniyorsa, limana ne yapılmak isteniyorsa, Maliye Hazinesi yani merkezi hükümet de onu yapacak. Ya satacak bütçe açığını kapatacak, ya yap işlet devret ile yandaşa teslim edecek. Sümerbank arazisi en önemli gayrı menkullerden biri. Bu arazi, buraya fabrika gelsin, iş alanı açılsın diye yıllar önce İzmirliler tarafından bağışlanmış. Sonra da iş bu noktaya geldi. Termal tesislerini ne yapacaksını? İzmir Büyükşehir Belediyesi, İl Özel İdaresi’nin işlettiği şirketi işletmekten aciz m? İzmir Büyükşehir Belediyesi ile İl Özel İdaresi arasında fark yoktur. İkisi de yerel servettir, yerel sermayedir.”
 
“ON SENEDİR KİME İDEOLOJİK DAVRANDIM'”
Sözlerine İzmir Valisi Mustafa Toprak’a getirdiği sert eleştirilerle devam eden Başkan Aziz Kocaoğlu, “Bu yerelin malı, bu İzmir’in malı, İzmir’de kalacak” diyerek sözlerini sürdürdü ve şunları dile getirdi: “Emek hakkımız, sermaye hakkımız, yatırım yapma aşkımız, İzmir büyüsün diye atalarımızın bağışladığı alanlar yerel sermayenin birikimi ile sağlanan bu servet İzmir’de kalacak. Vali vardır, yapar büyütür, geliştirir… Vali vardır bir telefonda satar… Vali vardır, bir telefonla Trabzon-İzmir diyerek ciddiyetten uzaklaşır. Vali vardır, ideolojik davranıyordur. Siz buraya geleli bir sene olmadı. Ben 46 senedir bu İzmir çukurundayım. On senedir de belediye başkanıyım. Kime ideolojik davranmışı? 2009’da Adalet ve Kalkınma Partisi sadece Bayındır’da yerel yönetimi aldı. Soruyorum Bayındırlılara, benim hizmetimde en ufak bir eksilme oldu m? Burası AKP’li diye en ufak bir hizmet eksikliği gördünüz mü' Bu sefer lütfettiniz, CHP’yi iktidara getirdiniz” dedi.


 
“İZMİRLİ BUNA İNANMAZ”
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, son olarak taşınmazların devri konusunda girişimlerini sürdüren sivil toplum örgütleri, iş dünyası ve İzmirli vatandaşlara teşekkürlerini sunarak, “Hep beraber uyanık olmak zorundayız. Bir kara propaganda yapılıyor… Herkes kendi yaptığı yanlışı, karşısında kendisini savunan adamı, memleketini savunan adam bunu yapıyormuş gibi bilgi kirliliği yaratarak, memleketi, İzmir’i yönetmeye çalışıyor. İzmirli buna inanmaz. 4 milyon kişinin yaşadığı İzmir, İl Özel İdaresi’nin mallarının yerel yönetimde kalması için fikir beyan etti, dayanışma içerisine girdi. Bir tek kişi hariç… İzmir Valisi… Tüm bu mücadeleye katılan, destek veren herkes, bu işin siyasi olmadığını, bu işin kentin malına sahip çıkmak olduğunu anladı. Burada ideolojik demek, bölmek, karşı güç çıkartmaktır. İzmir’in malı İzmir’de kalsın diyenlere karşı işi sulandırmak, kendisine gerekçe üretmek oyununa İzmirli gelmedi. Herkese teşekkür ediyorum” dedi ve sözlerine şöyle son verdi: “İzmirli sadece belediye hizmetlerini yapsın diye beni üçüncü kez büyükşehir belediye başkanı olarak seçmedi. Bu ülkenin malını, şerefini, yaşam biçimini, örf, adet,  geleneğini korusun diye beni seçti. İzmir Valisi’ne karşı bu görevimi gerçekleştiriyorum.”