Ege Postası
Geri

Kocaoğlu'ndan Ankara salvosu!

Tarihi Kentler Birliği toplantısında konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Ankara’ya birbirinden önemli mesajlar verdi.
Kocaoğlu'ndan Ankara salvosu!
Haberler / Yerel Yönetimler
18 Aralık 2012 Salı 15:49
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
 İZMİR -Tarihi Kentler Birliği’nin “İzmir buluşması” Selçuk’ta gerçekleşti. Selçuk Belediye Başkanı Vefa Ülgür’ün evsahipliğinde Sürmeli Otel’de yapılan ‘İzmir ve Çevresi Bölge Toplantısı’nda konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, merkezi yönetimin işleyişindeki aksaklıklar konusunda önemli mesajlar verdi.

Konuşmasına Büyükşehir Belediyesi olarak tarihi ve kültürel varlıkları koruma kapsamında gerçekleştirdikleri çalışmaları özetleyerek başlayan Aziz Kocaoğlu, “Kente yapılan her dokunuş, bütüne doğru yürümekte mihenk taşları oluşturuyor. Kenti bir bütün olarak ele alıyoruz. Tarih bilinciyle, geçmişi değerlendirerek günışığına çıkarmak ve gelecek nesillere ışık tutmak için çalışıyoruz. Tarihi restorasyonlar ve kamulaştırmalar için bugüne kadar 103 milyon lira para harcadık ama emlak fonundan aldığımız pay sadece 8.5 milyon lira. Bunu, neden almadım diye değil, yaptığımız işin boyutunu açıklamak için söylüyorum” diye konuştu.

KOCAOĞLU: İZMİR'İ KİMSE ALAMAZ HABERİ İÇİN TIKLAYINIZ


BAYRAKLILILARI UYARDI: SATMAYIN BEKLEYİN HABERİ İÇİN TIKLAYINIZ


Her torba yasada aynı şey
Bütünşehir Yasası’yla ilgili görüşlerini de açıklayan Başkan Kocaoğlu, “Her torba yasada belediye başkanlarının yetkileri alınıyor, merkezi hükümete veriliyor. Türkiye Cumhuriyeti, belediyelere her yasayla görev veriyor ama son imzayı kendi koyuyor. İstediğime verim, istediğime vermem diyor. O zaman yerelleşmiyoruz; bunun için de demokrasimiz gelişmiyor” dedi. Merkezden gelen projelerin kentin ihtiyaçlarına ve ihtiyaçların öncelik sıralamasına uymadığını kaydeden Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir kenti en iyi o kentin belediye başkanı bilir, bilmek zorundadır. Bilmezse, belediye başkanı olamaz. O kentte yaşayan, o kente hayatını veren, görevi bitince de 80 yaşında bastonla da olsa, hesabı sorulacak adamdır. Belediye başkanı bu yükle, hemşehrisine cevap vermek endişesiyle çalışır. Onun duyduğu sorumluluğu, manevi hazzı ya da yaşadığı işkenceleri kimse duyamaz. Bu bizim bir meziyetimden değil, belediye başkanlığı görevi meziyetinden kaynaklanıyor.”

Emlak fonu talebi
Belediye başkanlarının giderek zayıflatıldığını ifade eden Başkan Kocaoğlu şöyle devam etti: “Büyükşehir Belediyesi otoparklardan topladığı gelirleri, otoparklar haricinde bir yerde kullanamıyor. Emlak fonu uygulaması da neden otopark uygulaması gibi değerlendirilmiyor. Benim, Sayın Vali’yle sorunum olmadığını herkes bilir. Ben genel bir sıkıntıdan, yanlıştan söz ediyorum. Bu, bir çok yanlışa da kapı açıyor. Burada toplanan para, yerelin parası; oraya gitmesi ne deme? Tarihi Kentler Birliği’nin ve ÇEKÜL Vakfı’nın arttırdığı tarih bilinci olmasa, bu kentte çok az tarihi varlık, günışığına çıkardı. Bunlar, bilinçli belediye başkanlarının dirayetiyle, gerektiğinde dilenciliğiyle gün ışığına çıkıyor. Belediyelere bu konuda yetki verilmesi ve bu fonun belediyeler tarafından kullanılması doğrudur.”
İzmir’i ekonomik olarak büyütmek ve bölgenin merkez kenti yapmak için çalıştıklarını kaydeden Başkan Kocaoğlu, “İzmir alan değil, veren; merkezi hükümeti destekleyen bir kent. Biz bu kenti, bölgeyi kalkındırmak için ‘kaldıraç kent’ yapmak için çalışıyoruz. İzmir’i dışarıdan izleyenler bu durumu görüyor. Merkezi Londra’da bulunan Belediye Başkanları Vakfı tarafından ‘Ayın Belediye Başkanı’ seçildim. İzmir’in büyümesi artık durdurulamaz hale geldi. Bu kadar yürüyen bir kentin yerel yönetimlerinin bu kadar sıkılması doğru değil. Demokratikleşme yerelden başlayacak ve sürdürülecektir” dedi.

Yumurta örneği

Başkan Kocaoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Küçük Menderes’in kurtarılması, artık bizim sorumluluğumuzdadır. Ama yumurta örneğini unutmamak lazım: Bir yumurtayı bir kişiye görev vererek taşıtırsanız, sağlam gider. İki kişiye verirseniz, kırılır. Üç kişiye verirseniz, yumurtayı bile bulunamaz. Bir işi, bir konunun sorumlusu kim olacaksa, A’dan Z’ye ona verirsin ve ona hesap sorarsın. Bir işten üç beş kişinin sorumlu olması demek, o iş yapılamayacak demektir; ortada istediğiniz şekilde top yuvarlayacak ve istediğinize uygulamayacak, istediğinize uygulamayacaksınız demektir. Yani demokrasi tam olarak oturmamış demektir.”

Expo’daki en büyük gücümüz
İzmir Valisi M. Cahit Kıraç, K.Menderes’le ilgili çalışmaların tamamlanması için İzmir Kalkınma Ajansı’nın görevlendirilebileceğini belirterek bu konudaki önerileri beklediklerini söyledi. Efes’in yanı sıra Bergama ve Birgi’nin de Dünya Kültür Mirası listesine girebilmesi için çaba harcadıklarını kaydeden Vali Kıraç, “İzmir’in Expo adaylığındaki en büyük güvencesi, bu tarihsel ve kültürel zenginliğimizdir” diye konuştu.

Unesco değil kendimiz için

Toplantıya evsahipliği yapan Selçuk Belediye Başkanı Vefa Ülgür, tarihi ilçede gerçekleştirdikleri koruma ve marka çalışmalarını özetledi. Efes’te yürütülen çalışmaların Unesco istediği için değil, ülkemiz ve bölgemiz için tamamlanması için gerektiğine dikkat çeken Ülgür, “Eğer Efes, Agora ve Muğla’da gerekli çalışmaları yaparsak, Türkiye’yi dünya kültür envanterinde İtalya’nın önüne geçiririz” dedi.
Tarihi Kentler Birliği Danışma Kurulu ve ÇEKÜL Vakfı Başkanı Prof.Dr. Metin Sözen ise, Tarihi Kentler Birliği’nin her kentte bir bellek ve hafıza merkezi kurmanın önemini ortaya koyduğunu belirtti. Sözen, “Bu anlamdaki ilk merkez, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi’dir. Onun arkasından Selçuk’ta oluşturulan kent müzesi aklımızı, hafızamızı tazeliyor. Bu toplantıda ortaya konan fikirler, İzmir ve yakın çevresinin önce Akdeniz potasında, sonra dünyada ortak bir akıl ve bellek merkezi olmasına imkan verecektir” dedi.

İzmir merkezli bütünlük
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, Tarihi Kentler Birliği’nin kurulmasıyla, kültürel ve tarihi alanda adeta yeni bir Kurtuluş Savaşı başladığını belirtti. Birliğin o günden bu yana çok ciddi bir yol aldığını kaydeden Gürün sözlerini şöyle sürdürdü:
“Belediye Başkanları, kurullardan çıkarken kendini talan ve yıkıma giden bir kişi gibi hissediyor. Finans konusunda, sıkıntımız var. O zamanki Kültür ve Turizm Bakanı tarafından emlak vergilerinden yüzde 10 koyarak yaratılan finans, yeni Bütünşehir yasayla elimizden alınmak üzere. Bunun önüne geçmek gerekiyor. Bu hesap, Valilik ve Hükümet tarafından denetlenir. Ama bu para, mutlaka Büyükşehir bünyesine verilmelidir. Merkeze giderse, biz el pençe divan bu parayı dilenmeye devam ederiz. Demokrasiye inanıyorsak, yerel yönetimlere mutlaka güvenmeli ve kıskanılmadan, bonkörce yetki ve kaynaklarını arttırmalıyız. Kendi kentimizde başta kültür varlıkları olmak üzere her konuda yaptığımız hareketleri, İzmir merkezli bir bölge bütünlüğü içinde uyumla yürümeliyiz. Her koyun kendi bacağından asılır mantığıyla değil, el ele tutuşmalıyız ve birlikte horon tepmeliyiz.”

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası