Ege Postası
Geri

Kocaoğlu’ndan gençlere siyasete katılım çağrısı

Üç dönem üst üste İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapan İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Aziz Kocaoğlu, geçmişten bugüne Türkiye’de değişen siyasi iklimi değerlendirdi. Ülkedeki”siyasi tıkanmışlığın” nedeninin şahsi çıkarlar uğruna siyaset yapan siyasetçilerin çoğunlukta olmasına bağlayan Kocaoğlu, kendi kendine yetebilen ve iyi yetişmiş gençlerin siyasete girmesi gerektiğini belirtti ve “Ben çıkışı ve kurtuluşu, kendi göbeğini kendi kesebilen, bilgi ve becerileriyle ayakta durabilen gençlerimizin mutlaka ve mutlaka siyaset yapmasından yanayım” dedi.
Kocaoğlu’ndan gençlere siyasete katılım çağrısı
Haberler / Yerel Politika
25 Mart 2021 Perşembe 16:32
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

EGEPOSTASI- İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Aziz Kocaoğlu, TV35 ekranlarında yayınlanan Köprü programında Mustafa Cem Özkan’ın sorularını yanıtladı. “Geçmişten bugüne siyaset” başlığıyla yayınlanan programda Kocaoğlu’nun siyasi kariyeri masaya yatırılırken Kocaoğlu günümüz Türkiyesi’ndeki siyasi iklimi değerlendirdi.

Eski Başbakan Bülent Ecevit'in CHP’yi toparlayan bir lider olduğunu ifade eden Kocaoğlu, CHP’nin günümüzde oy oranlarının neden o dönemlerdekinden daha az olduğu sorusuna şu şekilde yanıt verdi; “O çok geniş ve derin bir mevzu. O yıllarda iki partili bir sistem vardı. Ufak partiler de vardı ama Adalet Partisi’nin ve CHP’nin başı çektiği bir sistem vardı. İki partinin başı çektiği bir sistemde siz proje üretirseniz, neyi ne için yapacağınızın yol haritasını belirleyip hangi sektörde ne yapacağınızı, nasıl bir ülke ve belediye başkanları için de nasıl bir kent hayal ettiğinizi aklın ve bilimin rehberliğinde bir yol haritası haline getirir, bunu kentin kanaat önderleri ve bilim insanlarıyla tartışarak bunu bilimsel bir vesika haline getirip sindirirseniz, onları tutarlı bir şekilde anlattığınızda o oranda inandırıcı olursunuz. Bugün herkes bir şeyleri tartışıyor. Bana göre bir insanın ve siyasetçinin koruması adaletidir. Adaletli davrandığını müddetçe hiçbir korumaya ihtiyacınız yoktur. Sizi bir yerlere taşıyan da güvendir. Halk size güvenirse onların desteğiyle başarılı olursunuz. Yani adil olacaksınız, güven tesis edeceksiniz ve adaletinizden, güveninizden taviz vermeyeceksiniz.”

“CHP O DÖNEMDE BÜYÜK BİR YARA ALDI”

12 Eylül 1980 darbesiyle birlikte CHP’nin büyük bir darbe aldığını ifade eden Kocaoğlu, “Biz 12 Eylül'de gençlerimizin hepsini öldürdük, tağrumar ettik. Şu kadar insan öldü denilebilir. Ama biz hayata küstürdük, iş vermedik, yurt dışına kaçmak zorunda kaldılar, yargılandı, devlet memuru yapılmadı ve hayatını idame ettirecek bir ortam sağlanmadı. İnşallah ülke bir daha böyle bir dönem yaşamaz. 1989 seçimlerinde CHP çok büyük bir başarı kazandı. CHP kurulduğundan bu yana ona hiç dokunulmadı. Taa ki 12 Eylül’e kadar. Kadroları sağlam kaldı. Siyasette okul yoktur. Siyaset, bir siyasi partide usta-çırak ilişkileriyle öğrenilir. 12 Eylül’de partinin il yönetimi, ilçe yönetimi ve ön saflarda yer alan ve yeni gelenleri yetiştiren kişilerin hepsi birden yasaklı oldu. Yasaklı olunca partinin hafızasını ve siyasetini yeni yeni öğrenen insanlar çıkmaya başladı her kademede. CHP o dönemde büyük bir yara aldı” dedi.

“AK PARTİ ÜLKEYİ İYİCE SIKINTILI BİR SÜRECE TAŞIMIŞTIR”

Mevcut eğitim sisteminde pratiğin yok denecek kadar az olduğunun  altını çizen Kocaoğlu, toplumun ihtiyaçlarına göre eğitim verilmesi gerektiğini belirtti. Mevcut koşullarda eğitimin geldiği noktanın faturasının yalnızca 19 yıldır iktidar olan AK Parti’ye kesilmemesi gerektiğini ifade etti ve “Türkiye bugün potansiyelinin çok çok altında üretim yapıyor. Buna hizmet, turizm, kültür ve bilim teknoloji de dahil. 83 milyonluk ve eğitimi epeyce yükselen ülke teknolojide de bilimde de tarımda da hayvancılıkta da üretemiyor. Marka yaratamıyor. Bu durumu sadece AK Parti’ye yüklemek doğru değildir. İğneyi kendine, çuvaldızı karşındakine batıracaksın. AK Parti’nin hepimizin bildiği pekçok hatası vardır. AK Parti’in 2002-2007 arasında çok başarılı bir dönemi vardır. Bunun hakkını teslim etmemiz lazım. 2007-2011 arasında şöyle böyle idare eder. Ama 20011‘den sonra ve özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden sonra AK Parti benim nazarımda ülkeyi iyice sıkıntılı bir sürece taşımıştır. Her anlamda üretememek konusunda alternatif sunabilmek konusunda geldiğimizde benim mutfak dediğim ve çok da eleştirildiğim muhalefete geliyoruz. Şu partinin şusu busu va rmı bizi çok ilgilendirmiyor. Ben Bornova Belediye Başkanlığı’na hazırlanırken arkadaşlarımızla belediyeyi kazandığımızda ne yapacağımızı, nasıl bir Bornova hayal ettiğimizi konuştuk. Biz Bornova’nın yol haritasını belirledik. Daha sonra adaylık bana nasip oldu. Biz yol haritamızı belirledik, planları yaptık başkan rahmetli oldu ve görev bize kaldı. Biz oturduk İzmir’in stratejik planını yapık. Herkes stratejik plan yapar ama benim belediye başkanlığı anlayışımın farkım şudur: Tamam ben belediye başkanı oldum. Belediye yol, kanal yapar ama kentin kalkınması için ne yapması lazım? Kentin kalkınmasında önder olabilir mi? Altyapısını hazırlayarak kentin kalkınması için belediye başkanının yapması gerekenler nelerdir? Benim 2004 yılında yaptığım plan İzmir'in kalkınma planıdır” diye konuştu.

“KENDİSİNİ BİR YERE TAŞIMAK İÇİN SİYASET YAPANLARIN SAYISI ÇOK FAZLA” 

Türkiye’deki genel siyasi iklimi de değerlendiren Kocaoğlu, şunları söyledi;“Bir kişi siyaseti ne için yapar, siyasetçi olmak için neyi hayal eder? Ben milletvekili olayım, belediye başkanı olayım diye siyaset yapılmaz. Siyaset de uğraşan insanların ülke için mi, yerel siyaset yapıyorsa kentli için mi siyaset yapacak yoksa kendini bir yere taşıma için mi siyaset yapacak? Şu an Türkiye’de siyasetin sorunu budur. Kendisini bir yere taşımak için siyaset yapanların sayısı çok fazla. Ülke insanı için siyaset yapanlar maalesef şu anda azınlıktadır. Burada tıkanmıştır. Siyasetle uğraşmaması  gereken çoğu insan siyasetle uğraşmaktadır. Bugün Türkiye’de siyaseti tıkanmışlığa getirdi. Bu arada ülkede nüfusa göre üretim ve zenginleşme artmadığı için orta direk dediğimiz kesim gelir olarak daha aşağıya indi ve sayıları da azaldı. Eskiden orta direk dediğimiz esnaf, öğretmen, çiftçi, memurdu. Bugün orta direk dediklerimiz, iyi eğitim almış, lisan bilen, Türkiye'de büyük kurumlarda ve yurt dışındaki şirketlerin Türkiye temsilciliklerinde çalışan iyi yetişmiş kişiler. Bu kişiler siyasete girmiyorlar, bu şekilde de yetişmediler. Ben çıkışı ve kurtuluşu, kendi göbeğini kendi kesebilen, bilgi ve becerileriyle ayakta durabilen gençlerimizin mutlaka ve mutlaka siyaset yapmasından yanayım.”

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası