EGE POSTASI/ HABER SERVİSİ- Türkiye yıllardır Ergenekon, Balyoz ve KCK gibi onlarca insanın yargılandığı davaları tartışıyor. Bu davalarla ilgili getirilen eleştirilerin başında gelense, suçlamaların çoğu zaman sadce itirafçılara ve imzasız belgelere dayandırılıyor olması. Hukukçuları ikiye bölen ‘ıslak imza’ gerekir mi, gerekmez m? Tartışması, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın verdiği bir kararla bambaşka bir boyut kazandı.
WİKİLEAKS BELGELERİ
Tüm dünyayı sarsan Wikileaks belgelerinde Başbakan Erdoğan’la ilgili iddiaları gerekçe yapan Halkın Kurtuluş Partisi, Başbakan Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. HKP adına yapılan başvuruda Wikileaks belgelerinde Başbakan Erdoğan hakkında İsviçre bankalarında 8 ayrı hesap olduğuna dair iddialar gündeme getirilmiş, eski bakanlardan Abdüllatif Şener’in de tanık olarak ifadesine başvurulması istenmişti.
SAVCILIK ISLAK İMZA YOK DEDİ!..
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, HKP’nin suç duyurusu hakkında takipsizlik kararı verdi. Takipsizlik kararını ise şöyle gerekçelendirdi: Erdoğan’ın başbakanlık yaptığı döneme ilişkin iddiaları soruşturma yetkisinin, Anayasa’nın 100. ve TBMM İç Tüzüğü’nün 107. Maddesine göre TBMM’de olduğu, bu nedenle işin esasına girilerek hukuki değerlendirme yapılamayacağı belirtildi. Erdoğan’ın, başbakan olmadan önce 10 Eylül 2001’de ”hukuka aykırı servet edindiği” iddialarına ilişkin, Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesinin “beraat” kararı verdiği hatırlatılan kararda, kesinleşmiş mahkeme kararı nedeniyle bu iddiayla ilgili de soruşturma yapılmadığı ifade edildi.
Ve Wikileaks belgelerine ilişkin, “Doğrulanmayan, dedikodu malzemesi niteliğinde olabilecek belgelere, delil değeri verilmesi”nin kabul edilemeyeceği, belgelerin hiçbiri ceza hukukunda delil değeri açısından ıslak imzalı belge niteliğinde olmadığı, herhangi bir kişi tarafından uydurularak yazılma ihtimalinin de en az gerçekliği kadar mümkün olduğu” kaydedildi.
DİĞER DAVALARA EMSAL TEŞKİL EDER Mİ'
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kararına sert tepki gösteren Halkın Kurtuluş Partisi İzmir İl Başkanı Avukat Tacettin Çolak, “hukuk herkese objektif olarak uygulanmalıdır. Madem ıslak imza olmadan o belgeler delil değeri taşımıyor, aynı durum Balyoz ve Ergenekon gibi davalar için de geçerli olmalı. Bu karar o davalar için emsal teşkil etmeli. Bu davalarda ıslak imza olmadan delil olarak kabul edilmiş belgeler olduğu artık tüm kamuoyunun malumu. Savcılığın yapması gereken bizim suç duyurumuzun ardından soruşturma safhasını tamamlayarak, kovuşturmaya geçmesiydi. Ne yazık ki, hukuk herkese objektif davranmıyor, çifte standart uygulanıyor” diye konuştu…
O GEREKÇE ÇOK TARTIŞILIR
Halkın Kurtulu Partisi’nden konuyla ilgili yapılan açıklamada “
Kurtuluş Partisi’nin Tayyip hakkında yaptığı Suç Duyurusu reddinin dayandırıldığı gerekçe, Balyoz, Ergenekon ve KCK Davalarında da emsal teşkil etmeli
Halkın Kurtuluş Partisi’nin Başbakan Erdoğan’a açtığı dava sonucunda verilen kararın kesinleşmesi; Ergenekon, Balyoz ve KCK gibi dijital delillerin sıkça kullanıldığı davalarda da örnek karar olarak gündeme gelecek, emsal teşkil edebilecek.
Ankara Başsavcılığının “dijital belgelerin hiçbirinin ceza hukukunda delil değeri açısından ıslak imzalı belge niteliğinde olmadığı, herhangi bir kişi tarafından uydurularak yazılma ihtimalinin de en az gerçekliği kadar mümkün olduğu” yorumu, önümüzdeki süreçte görülmekte olan davalarda gündeme gelecek” görüşü savunuldu…