Sevda Kılıç'tan gazeteci Can Dündar'a destek
CHP İzmir 1. Bölge Milletvekili Adayı Avukat Sevda Erdan Kılıç, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar hakkında soruşturma başlatılmasını ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarını sert bir dille eleştirdi. Kılıç, “Can Dündar hakkında açılan soruşturma ve kendisine yönelik tehditler, basına gözdağı vermek, halkın gerçekleri öğrenme hakkına doğrudan müdahaledir. Kabul edilemez” dedi.
CHP İzmir 1. Bölge Milletvekili Adayı Avukat Sevda Erdan Kılıç, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar hakkında soruşturma başlatılmasını ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarını sert bir dille eleştirdi. Kılıç, “Can Dündar hakkında açılan soruşturma ve kendisine yönelik tehditler, basına gözdağı vermek, halkın gerçekleri öğrenme hakkına doğrudan müdahaledir. Kabul edilemez” dedi.
HALK DA DÜNYADA HESABINI SORAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, canlı yayında “Bu haberi yapan kişi bunun bedelini ağır ödeyecek öyle bırakmam onu….” şeklindeki sözlerinin endişe verici oluğunu dile getiren CHP İzmir Milletvekili adayı Kılıç, Türkiye'nin bir süredir demokrasi, temel hukuk sınırlarını çiğneyen olağan dışı bir rejimle idare edildiğini belirtti. Bunun son örneğinin de Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'ın tehdit edilmesi ve hakkında soruşturma açılmasında yaşandığını belirten Kılıç, “Can Dündar hakkında MİT-TIR'ları ile ilgili haberden dolayı soruşturma açılması kabul edilemez. Canlı yayında açıkça tehdit edilmesi basına gözdağı vermek ve halkın gerçekleri öğrenme hakkına, basın özgürlüğüne doğrudan müdahaledir. 'TIR'ların içinde ne var, kimseyi ilgilendirmez' diyemezsiniz. Hele ki ilaç altında silah sözkonusu ise vatandaşın da dünya da sorar bunun hesabını” diye konuştu.
MEDYAYI SİNDİRME
Devletin kapısında iş aramayan, halk adına devletten hesap soran gerçek gazetecilerin yanında yer aldıklarını belirten Kılıç, geçtiğimiz günlerde de Doğan Medya Grubu'na yönelik eleştirileri ve Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin'e yönelik suç duyurularını hatırlatarak, “Bütün bunlar, ülkede basın ve ifade özgürlüğüne müdahaledir. İktidarın, her eleştiriyi darbecilik olarak tanımlaması, gazeteciliği terörizm, ajanlık, casuslukla bağdaştırması, ‘medyayı sindirme’ pratiği haline geldi. Bu durum giderek daha da kaygı verici boyutlara ulaşıyor. Halkı kutuplaştıran ve geren baskıcı uygulamalardan hiçbir zaman fayda sağlanamamıştır. Halkın barış ve huzur içinde yaşaması için tüm siyasetçilerin sorumlu davranması gerek” dedi.
POLİTİKA
Sayfa başına git
