İZMİR- Görüşmenin iyi ilişkilere vesile olması temennisini dile getirerek sözlerine başlayan AB Uyum Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Tekelioğlu Türkiye’nin AB’ye üyeliğinin önemine vurgu yaptıktan sonra, Türkiye’nin AB ilke ve prensiplerini samimi olarak benimsediğini, Letonya’nın bu alanda desteğini önemsediğimizi ifade etti. “Bizim bir kurumsal bütünlük olarak AB’den ziyade kimi şahsi politik tutumlarla problemimiz oldu. Bu pürüzün de zaman içinde aşılacağını düşünüyorum” diyen Tekelioğlu’nun “Şaka belki ama Türkiye’ye tavır koyan Sarkozy yerini koruyamadı” şeklindeki esprili göndermesi, herkesin yüzüne ince bir tebessümün yayılmasına yol açtı.
“Türkiye, Letonya’nın NATO üyeliğini destekledi. Bu, ülkeniz ve bölge güvenliği için yapmamız gereken bir şeydi” diyen Tekelioğlu, bu arada Milletvekili olduğu İzmir’in 2020 Expo adaylığını da gündeme getirerek Başkan Ojars Kalnins’ten bu konuda destek vermelerini istedi.
İki ülke arsındaki ticari ilişkilerin daha ileri seviyeye götürülmesi gerektiğini arzuladığımızı ifade eden Tekelioğlu, ülke potansiyelimizin buna imkan verecek yeterlilikte olduğunu sözlerine ekledi.
Tekelioğlu daha sonra özetle şunları söyledi: “Biz AB Uyum komisyonu olarak ülkemizdeki mevzuatın AB’ye uyumlu hale getirilmesi için yapılması gereken yasal düzenlemelerin çalışması içinde olduk. AB ile ticaret hacmimizi geliştirmek isterken, sizlerle yaptığımız ve yapacağımız ticari ilişkilere ayrıca önem veriyoruz. Çünkü ticari ilişkiler başka diğer ilişkilere de imkan ve ortam hazırlamaktadır.”
Kıbrıs gibi kimi sorunlu konuların giderilmesine dönük temennilerini dile getiren konuk başkanın sözleri üzerine, Tekelioğlu, Suriye ve Rusya ile ilgili son gelişmeleri de içeren özlü bir değerlendirme yaptı. Çeşitli platformlarda tartışıldığını, genel anlamda herkesin, her tarafın yeterli ve gerekli bilgilere sahip olduğunu düşündüğünden, Kıbrıs konusuna girmediğini ifade eden Tekelioğlu konuşmasını şöyle bitirdi: “Biz AB’ye tam üye olmak istiyoruz. Buna bizim olduğu kadar Avrupa’nın da ihtiyacı var. Üye olmamız halinde Türkiye, katacağı birçok değerle Avrupa’yı zenginleştirecektir. Bizim isteğimiz Avrupa’nın kendi prensiplerine sadık kalmasıdır. Eğer AB kendi prensiplerine uysa ve çifte standart yapmasaydı, Kıbrıs sorunu yaşanmayacaktı. Aynı sebeple geçmişte Bosna krizi de yaşanmayacaktı. Biz AB’nin sadece dürüst ve ilkeli olmasını istiyoruz.”
“Bölgemizde Arap Baharı diye adlandırılan köklü siyasal, sosyal değişimler oluyor. Biz bu konuda tüm ülkelere aynı ölçüt ve duyarlıkla yaklaştık. Demokrasi, insan hakları ve halkların özgür iradesinin sağlanması temel önceliklerimizdir. Son olarak bu duyarlıkla, biz, Suriye’de kan dökülmesin, insanların ıstırabı dinsin diyoruz. Türkiye bu konuyla niçin bu kadar ilgili. Nasıl ilgili olmayalım, Suriye bizim en uzun sınırı paylaştığımız bir ülke. Yani, bu noktada, bir Fransa gibi değiliz. Orada olan her şey bizi doğrudan etkiliyor ve haliyle ilgilendiriyor. İşte görüyorsunuz, şu anda canlarını faciadan, kıyımdan kurtararak ülkemize iltica edenlerin sayısı 100 bini bulmuştur. Bunların bütün masraflarını Türkiye karşılıyor. Rusya’ya gelince; sıcak sularda tek bulunacağı yer olarak Suriye’yi gördüğü için, üslerini yitirmemek asıl amacı ile davranıyor. Putin yakında Türkiye’ye gelecek. Elbette bu konular ayrıntılı olarak görüşülecek. Avrupalı dostlarımızın bu konuda bizi daha iyi anlamalarını diliyor, umuyoruz.”