Nobel ödüllü Amerikalı ünlü yazar Ernest Hemingway 1940 yılında yazdığı “Çanlar Kimin İçin Çalıyor?” adlı romanını, 17. Yüzyılda yaşamış İngiliz şair ve papaz John Donne’nin bir deyiminden esinlenerek yazmıştı. Papaz John Donne, bir Pazar ayininde kilisede vaiz verirken, birinin ölüm haberini veren kilise çanları çalmaya başlayınca, ölenin kim olduğunu öğrenmek için yanındaki rahibeye sorar, “Çanlar kimin için çalıyor?”
Yüzyıllardır edebiyatçıların, yazarların ve düşünürlerin yazılarında zaman zaman konu ettiği papaz Donne’nin tarihe mal olmuş bu sözlerini, önümüzdeki yerel seçimlerinin kapıya dayandığı şu günlerde, “Değişim” adıyla partinin üst yönetimine karşı başlatılan başkaldırıyla sarsılan CHP’nin çilekeş örgütüyle ilişkilendirmemek elde değil elbette.
Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde alınan yenilginin ertesi günü, “Siyasi mücadelede hep aynı şeyleri tekrarlayarak farklı bir sonuç elde edemeyiz.” diyerek başlattığı “Değişim” hareketinin işaret fişeğini ateşleyen sayın Ekrem İmamoğlu, Kasım ayında yapılması beklenen büyük kurultayda genel başkanlığa aday olabileceğini ima ederek CHP’deki güç dengelerini alt üst etmiştir.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile arasındaki baba oğul bağının düğümlerini, vefa duygusunun masumiyetine aldırış etmeden çözen Sayın İmamoğlu’nun, kurultay öncesi partisinin genel başkanlık gündemini bloke etmek için büyük bir ustalıkla uyguladığı “İki adım ileri bir adım geri” politikası, CHP’nin örgütünün, en üst yönetiminden en sade üyesine kadar, Kılıçdaroğlu yanlıları ve İmamoğlu yanlıları diye ikiye bölünmesine neden olmuştur.
CHP’nin son seçimlerinde aldığı yenilginin yaralarını bir an önce sararak, önümüzdeki yıl yapılacak yerel seçimlere birlik ve beraberlik içinde hazırlanması gerekirken “Değişim” adıyla yola çıkanlar, Kasım ayında yapılacak olağanüstü kurultay sürecinde, parti içi demokrasiyi rayından çıkarıp koltuk ve güç savaşına dönüştürürse eğer herkes birbirine Papaz Donne gibi “CHP’de çanlar kimin için çalıyor?” diye soru sormaya başlaması kaçınılmaz olacaktır.