1977 Milletvekili Genel Seçimlerine doğru adı dağa taşa “Umudumuz Ecevit“ ve “Karaoğlan” diye yazılan CHP Genel Başkanı Sayın Bülent Ecevit’e halkın gösterdiği büyük sevgi ve güven nedeniyle postacı, iktidar müjdesini vermek için CHP’nin kapısını ilk kez çalmıştı.
Bu seçimde CHP’nin kazandığı 213 milletvekili gücünü arkasına alan Bülent Ecevit, siyasi tarihimizin en unutulmazları arasına giren ünlü Güneş Motel’de günlerce süren görüşmelerden sonra tek başına hükümet kurabilmek için 13 bağımsız milletvekiline altın tepsi içinde bakanlık payesi verdi.
Bu olay CHP için sonun başlangıcı oldu. Altı ay sonra yapılan Milletvekili Ara Seçimini CHP, beklenmedik bir şekilde 6–0 kaybedince, duygusal bir çöküntü içine giren Sayın Bülent Ecevit, sürpriz bir kararla Başbakanlıktan istifa edince sosyal demokratların umutları başka baharlara kaldı.
+ + +
Otuz yıl aradan sonra 22 Mayıs 2010’daki CHP 33. Kurultayına sayılı günler kala Sayın Deniz Baykal’ın CHP Genel Başkanlığından istifa etmesi üzerine, Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanlığına aday olduğunu açıklaması, kamuoyunda büyük bir heyecan yaratmıştı.
Sayın Kılıçdaroğlu’nun adaylığı için ulusal medyanın önemli bir bölümü ağız birliği etmiş gibi CHP’nin oy oranının bir anda yüzde 40’lara tırmandığını ve “Gandi” gibi büyük bir liderin ayak seslerini manşetlerine taşıyınca tek başına iktidar olma şansını yakalayan CHP’nin kapısını postacı ikinci kez çaldı.
Kurultayda, özenle hazırlanmış bir manifesto niteliğindeki yazılı bir metinle konuşma yapması beklenen Sayın Kılıçdaroğlu’nun, beklenenin aksine,“Yırtık ayakkabı” ile başlayıp “Recep Bey” muhabbetiyle bitirdiği irticalen konuşması kurultay önce CHP’nin yüzde 40’lara fırlayan oyunu bir balon gibi söndürmüş, tekrar %25’lere düşmesine neden olmuştu.
CHP’nin o gün yönetiminde bulunan siyaset bilimcileri, deneyimli kurmayları sosyal demokrasinin gerçek anlamla gelişimi sağlayacak böylesine önemli bir kurultayda, Sayın Kılıçdaroğlu’nun milyonlara umut verecek yazılı bir metinle konuşma yapmasını önermemeleri ve bu konuda suskun kalmalarının gizemi, siyasi mecralarda uzun yıllar hep tartışılacaktır.
+ + +
Bu güne gelince, CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel ve parti yönetiminin elde ettiği, tek başına iktidar olma şansını, CHP mutlaka gerçeğe dönüştürmek zorundadır. Bu büyük fırsat, kişisel siyasi ikballer uğruna feda edilmemelidir.
CHP’deki değişimin gerçek nedeni, CHP’nin yıllardır girdiği bütün seçimleri art arda kaybetmesidir.
CHP yönetimi, ufukta kendini gösteren erken seçimlerde, adaylarını örgütünün emek ve liyakat terazisinde tartmalıdır. Anlaşılabilir farklılıklar dışında, listeler hazırlarken, kimi adaylar daha önceki gibi Genel Başkanın iki dudağına arasına sığınmamalıdır. Bazı olası durumlarda özgül ağırlığı, toplam %2 oy gücü olan partilere, ödül gibi 38 milletvekilliği hediye edilmemelidir.
Sözün özü:
Değişim rüzgârıyla halka büyük umutlar vadeden CHP’nin yeni üst yönetimi, önceki yönetimler gibi milletvekili aday listelerine, mevcut milletvekillerinden 3 milletvekilini 6. kez, 25 milletvekilini 5. kez, 50 milletvekilini 4. kez yeniden aday listelerinde yer verme anlayışını elinin tersiyle itmelidir. Demokrasinin en güzel hali, önseçim ruhuyla hareket etmelidir. Çünkü iktidar müjdesini vermek için postacı, yine CHP’nin kapısı çalmak üzeredir.
Sayfa başına git
POLİTİKA