Dikili Belediye Başkanı Adil Kırgöz, 6 yıllık icraatlarını ballandıra ballandıra anlattı.
Öyle ki dinleyen herkes “Acaba İsveç Başbakanı mı geldi?” diye birbirine bakıyordu. Borçları sıfırlamış, kültür merkezleri yapmış, yolları yenilemiş, hatta güneş enerjisiyle kendi elektriğini üretecekmiş!
Sahi, bu kadarını duyan Dikilililer NASA'ya başvurup Kırgöz’ü “Evrenin En Çalışkan Başkanı” olarak mı ilan etse?
"Borç ve mucize ekonomisi"
Başkan Bey, belediyeyi devraldığında borç batağında olduğunu söyledi.
Tam bir “kurtarıcı” hikayesi! 93 milyon borç, 59 milyon bütçe, işçilerin maaşları ödenmiyor… Ama Adil Başkan gelmiş, ekonomik mucizeler yaratmış. Tabii borçları yapılandırarak ödemek ya da belediyeye ait arsaları satarak kaynak yaratmak kolay… Ama bu yapılandırmaların ve satışların gelecekte belediyeye getireceği yüklerden bahsetmek yerine kahramanlık masalı anlatmayı tercih ediyor.
"Sülüklü Dere mucizesi: Dere tertemizmiş!"
Başkan, Sülüklü Deresi’ni ıslah etmiş.
Çok güzel. Ancak “2,5 yıl sadece ruhsatlandırma ve proje izni sürdü” diyerek bir başarı hikayesi anlatması da ironik. Demek ki belediyenin projeleri bu kadar uzun sürede tamamlanabiliyor.
Peki, Dikili halkı bu süreçte ne yaptı?
Dereyi koklayarak nostalji mi yaşadı?
"Kültür merkezi ve kadın spor devrimi!"
Mustafa Kemal Atatürk Kültür Merkezi yapılmış, spor merkezi kurulmuş. Kadınlarımız spor yapıyormuş.
Çok güzel.
Ama tüm bunlar anlatılırken “Belediyemize ciddi kira geliri sağlıyor” cümlesi dikkat çekiyor. Yani halkın spor yapacağı yer bile gelir odaklı bir projeye dönüşmüş. “Sosyal belediyecilik” dedikleri bu mu acaba?
"Gençlik Yolu’ndan nereye gidiyoruz?"
Gençlik Yolu projesi de epeyce anlatıldı.
6 kilometre yürüyüş yolu ve bisiklet yolu yapılmış.
Ancak bu projelerin yaz aylarında Dikili’ye akın eden turistlerin yoğunluğu karşısında ne kadar sürdürülebilir olduğu tartışılır. Turist sayısını artıran ama altyapı sorunlarını çözmeyen belediyecilik anlayışıyla nereye varılır, bilinmez.
"Düğün salonu mu? 9 bin TL’ye hizmette devrim!"
Çandarlı’da yapılan düğün salonu sadece 9 bin TL’ye kiralanıyormuş. İyi de başkan, halkın düğün yapacağı bir alanı bu kadar ticari bir zihniyetle sunmak övünülecek bir şey mi? Sahi, bu kadar çok “ticaret” vurgusuyla belediyecilik ne zamandan beri bir işletmecilik haline geldi?
"Enerjide devrim: Güneşe yön veren başkan!"
Güneş enerjisi projesi müthiş!
Başkan Bey, kendi elektriğini üretecekmiş.
Fazlasını da satacakmış.
Peki halk bu projeden nasıl faydalanacak?
Güneş enerjisi üretimi belediyenin kasasına gelir yazılacak bir proje mi yoksa halkın enerji maliyetlerini düşürecek bir hizmet mi olacak?
"Başkan’dan kamuya dersler!"
Kırgöz, kamu kurumlarının sıkıntılarından dem vurmuş.
KDV ve ÖTV indirimi istemiş.
Doğru.
Ama bu talepler, 6 yıllık başarı hikayesinin gölgesinde kalan acı bir gerçeği ortaya koyuyor: Belediye başkanı bile merkezi hükümetin desteği olmadan ayakta kalamayacak bir tablo çiziyor.
Sonuç olarak, Adil Kırgöz’ün anlattıkları, bir belediye başkanının “vizyon projeleri” olmaktan çok, günü kurtarma çabalarını öne çıkarıyor. Ancak bu kadar başarı hikayesi anlatılırken asıl mesele şu: Tüm bu “mucizeler” halkın yaşam kalitesine ne kadar yansıdı?
Yoksa sadece sunum slaytlarında mı kaldı?
Dikili Belediye Başkanı Adil Kırgöz, 6 yıllık görev süresinin ardından yeniden aday gösterilmiş olmanın keyfiyle, "Dikili’yi ileri derece altyapıya kavuşturuyoruz!" dedi. Öyle bir anlatıyor ki sanırsınız Dikili, Paris’le yarışıyor. Ama işin içine girince anlıyoruz ki aslında anlatılan projelerin büyük bir kısmı İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin destek ve kredileriyle yapılan işler. Yani Başkan Bey’in “biz yaptık” dediği şeylerin çoğu aslında Büyükşehir’in icraat defterinden alınma.
“Atık Su Arıtma Tesisinden 50 yıla miras”
Başkan Kırgöz, en büyük projelerinden birinin İleri Derece Pis Su ve Atık Su Arıtma Tesisi olduğunu söylüyor. 66 milyon Euro’luk dev bir proje. Ama hemen ardından ekliyor: “İzmir Büyükşehir Belediyemiz, Avrupa İmar Bankası’ndan kredi buldu, biz de bu projeyi hayata geçiriyoruz.” İyi de, Sayın Başkan, Büyükşehir’in krediyi bulduğu, projenin büyük kısmını üstlendiği bir işi anlatırken sizin bu projedeki rolünüz ne?
Törene kurdele mi keseceksiniz?
Başkan Adil Kırgöz’ün basın toplantısındaki anlatımından şu sonucu çıkarıyoruz: Dikili, 6 yılda “kendi başına” kayda değer bir şey yapmamış. Büyükşehir’in projeleri, kredileri ve kaynaklarıyla ayakta duran bir ilçe profili çiziliyor. Peki, Sayın Başkan, siz bu süre zarfında Dikili için özgün bir vizyon geliştirebildiniz mi? Yoksa sadece büyükşehirden gelen projelerin “uygulanmasını” mı yönettiniz?
“Başkan’dan gelecek nesillere miras: Konuşmalar”
Başkan Bey, sık sık “Adil Kırgöz gelecek nesilleri düşünerek başkanlık yapıyor” diyor. Güzel bir söylem. Ama bu gelecek nesillere bırakılacak en büyük miras, altyapı projelerinin yanı sıra Dikili’nin ekonomik, kültürel ve sosyal kimliğini güçlendirmek olmalıydı.
Mesela turizm potansiyelini artıracak kalıcı projeler?
Ya da gençlere yönelik sürdürülebilir bir kalkınma planı?
“Tüm yük Büyükşehir’in sırtında”
Başkan’ın anlattığı hikayelerde Dikili Belediyesi hep “destek alan” konumunda. Kendi ayakları üzerinde duran bir ilçe vizyonu maalesef yok. İzmir Büyükşehir’in sunduğu imkanlarla günü kurtarmış bir tablo görüyoruz.
Ve Başkan Bey, bunu başarı hikayesi gibi sunuyor.
“İtiraf mı oldu bu şimdi?”
Başkan Kırgöz, konuşmasının sonunda aslında her şeyi özetliyor: “Bu altyapı çalışmaları Dikili’yi gelecek 50 yıla hazırlıyor.” Ancak buradaki ironi şu: Bu altyapı projelerinin çoğu İzmir Büyükşehir sayesinde gerçekleşmiş. Ve Başkan Bey’in 6 yılda Dikili’ye özgü katkılarından çok, ilçenin kayıp yıllarını itiraf ettiği bir tabloyla karşı karşıyayız.
Sonuç olarak, Sayın Kırgöz’e soruyoruz: Dikili için “kendi imzanızı” taşıyan bir proje var mı?
Yoksa 6 yıldır sadece Büyükşehir’in açtığı yolda mı yürüyorsunuz?