İzmir, hani şu AK Parti'nin bir türlü yüzünü güldüremediği o güzelim şehir...
İşte orada, parti içinde bir değişim rüzgarı esiyor.
Kim mi estiriyor bu rüzgarı?
Elbette, yeni AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı.
Bilal Bey'in atandığı o gün, kim bilebilirdi ki AK Parti İzmir'de böylesine köklü bir dönüşüm yaşayacak? Demek ki bazen tek bir kişinin etkisi, bir kurumu baştan aşağı yenileyebiliyor.
Nereden başlamıştı değişim?
Tabii ki teşkilatlardan...
Bilal Saygılı, teşkilatlarda bir adalet rüzgarı estirdi.
Öyle ki, daha önce 'onun bunun adamı' denilen meclis üyesi listelerini altüst etti.
İşte bu, teşkilatlara gerçek anlamda bir 'hak eden kazanır' havası getirdi.
Şimdi, İzmir'deki herkes 'AK Parti seçim kazanabilir mi?' diye soruyor.
Ekonomik zorluklara rağmen bu soruyu gündeme getiren de Bilal Saygılı ve onun yenilikçi yaklaşımı.
Seçim sürecinde dikkat çeken bir başka nokta da, Bilal Bey'in sadece kritik zamanlarda açıklamalar yaparak adaylara destek vermesi.
Bu, stratejik bir zeka ve siyasi ustalık işareti.
En önemlisi, Hamza Dağ ile olan uyumlu çalışması. Bu ikili, teşkilatlara ciddi bir güven aşılıyor. Öyle ki, sanki 'Bu sefer İzmir'i alacağız' inancı her yerdeler.
Bilal Saygılı, AK Parti'nin İzmir'deki yüzünü değiştiren, teşkilatlara yeni bir ruh getiren bir lider olarak ortaya çıkıyor. İzmir, siyasetin sıkıcı ve tahmin edilebilir akışında bir yenilik arıyorsa, Bilal Saygılı'nın bu enerjik ve yenilikçi yaklaşımı tam da aradığı şey olabilir.
Dedik ya bir zeka ve siyasi ustalık işareti.
Bilal Saygılı, yapay zekayla değil, zekasının keskinliğiyle İzmir siyasetindeki dengeleri sorguluyor. Ve bu, İzmir'deki siyasi tartışmalara yeni bir boyut kazandırıyor.
Saygılı, CHP lideri Özgür Özel'in yapay zeka açıklamalarına bir 'gerçeklik testi' yapmış gibi. 'Yapay zekaya yolsuzluk şikayeti olan yerleri sormuşsunuz, ama yanıtı üstünüze hiç alınmamışsınız' diyor.
Vay canına!
Yani, Saygılı'nın iddiasına göre, CHP'nin 'doğru-dürüst' söylemi, kendilerinin yüzünden İzmir'de ortaya çıkmış bir ihtiyaçtan başka bir şey değil.
Hani bu yapay zeka meselesi, bilim kurgu filmlerindeki gibi bir şey olsa, eminim ki, bu zeka Saygılı'nın keskin yorumlarına bile şapka çıkarır.
Saygılı'nın vurgusu şu: CHP'nin İzmir'de kendi belediye başkanlarına bile 'doğru-dürüst değilsiniz' dediği. Hatta daha da ileri gidiyor ve diyor ki: 'Bakın, Cemil Tugay ve Tunç Soyer'e, hatta Aziz Kocaoğlu'na bile yapay zeka 'yolsuzluk var' demiş.'
Bu demeç gerçekten 'şaka gibi' bir ciddiyet taşıyor.
Saygılı, CHP'nin İzmir'deki yönetim anlayışını ve yapay zekayla kurduğu ilişkiyi adeta topa tutmuş. İzmir siyasetinde böyle bir eleştiri, zekice kurgulanmış bir stratejinin parçası gibi duruyor.
Ve evet,
Saygılı'nın bu eleştirisi, CHP'nin İzmir'de 'aynaya bakma alışkanlığı olmadığını' ortaya koyuyor. Yapay zeka, acı gerçeği sunmuş; ama Saygılı'nın sözleri, bu gerçeği daha da acı hale getiriyor.
Sonuç olarak, Bilal Saygılı, yapay zekayla değil, zekasının keskinliğiyle İzmir siyasetindeki dengeleri sorguluyor.
Ve bu, İzmir'deki siyasi tartışmalara yeni bir boyut kazandırıyor."