Hafta sonu ortaya atılan haberlerle Karabağlar Belediye Başkanlığı seçim kampanyası hakkındaki yolsuzluk iddiaları gündeme bomba gibi düştü. Patlamayla birlikte ortalık yangın yeri, fakat ne hikmetse, yangını söndürmesi gerekenler 48 saattir sessiz. Olayın baş aktörlerinden Başkan Emine Helil Kınay, adeta sağır dilsiz rolünde. Tüm olanlara bakıp, "Bu iddialar sanki başka bir ilde geçiyor," diye düşünmeden edemiyoruz.
Hadi Başkan sustu diyelim, ama İzmir’de CHP’li belediyelerden uzun yıllardır her türlü festival, konser ve etkinliklerin ihalesini alan Tuncay Baki Ugantaş'ın da ağzını bıçak açmıyor. Seçim kampanyasının finansmanından sorumlu olan Ugantaş, meclis üyeleri ve iş insanlarından 25 milyon TL topladı. İşin garibi, paralar Ugantaş’ın annesi Keziban Ugantaş’ın hesabına yatırılmış.
Koca kampanyayı bir annenin banka hesabıyla yönetmek, gerçekten de orijinal bir fikir!
Belediye Başkan Yardımcısı Burcu Ugantaş ve Helil Kınay’ın eşi Melih Kınay’ın da işin içinde olduğu söyleniyor. Aynı gün ve saatlerde milyonlarca liralık işlem yapmaları, kuyumculardan ve döviz bürolarından usule uygun olmayan işlemler gerçekleştirmeleri... Efsane bir ekip çalışması! İddialara göre, “Biz kendi birikimlerimizle kampanyayı yürüttük” diyerek finansör paraları aklamışlar. Meclis üyeleri bu masala inanmıyor, “Geri ödemede sorumluluk almamak için finansör paralarını akladılar” diyorlar.
Karabağlar Belediyesi'nin seçim sürecinde yaşananlar, Yeşilçam'ın entrikalarla dolu filmlerine taş çıkartacak cinsten. Başrolde Emine Helil Kınay, yan rollerde ise Ugantaş ailesi var. İddialara göre, 25 milyon TL’lik seçim kampanyası, Ugantaş ailesinin finansal zekasıyla organize edilmiş.
Hadi gelin, bu büyük prodüksiyona birlikte bakalım.
Tuncay Baki Ugantaş: Hollywood Yapımcısı Gibi
Seçim kampanyasının finansörü olarak seçilen Tuncay Baki Ugantaş, adeta bir Hollywood yapımcısı gibi çalışmış. Meclis üyelerinden ve iş insanlarından topladığı paralarla kampanyayı finanse etmiş. Ancak, bu paralar Ugantaş’ın annesi Keziban Ugantaş’ın hesabına yatırılınca işin rengi değişmiş. Anne Ugantaş’ın hesapları, seçim sürecinde para trafiğinin ana üssü olmuş. Bu durum, hukukun açıkça ihlal edilmesi anlamına geliyor. Finansal şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleri yerle bir olmuş durumda.
Kınay'ın "Birikimlerim" Yalanı
Helil Kınay’ın seçim kampanyasını yürütürken paraların kendi birikimlerinden harcandığı iddiası, belediye meclis üyeleri tarafından şiddetle reddediliyor. Onlara göre, bu kampanya bir aile işletmesi gibi yönetilmiş. Melih Kınay ve Burcu Ugantaş, kuyumculardan ve döviz bürolarından yüksek miktarda işlem yaparken yakalanmış. "Bizim birikimlerimizle kampanyayı yürüttük" demek biraz zorlama gibi duruyor, değil mi?
Bu durumda, siyaset etiği ve doğruluk ilkeleri ağır bir darbe almış oluyor. Halkın güveni, bu tür yalanlarla nasıl kazanılabilir?
Noter İhtarları ve İcra Tehditleri
Seçim kampanyasına borç veren alacaklılar, paralarını geri alamayınca noter ihtarları göndermişler. Ancak Helil Kınay, borçlarla ilgisi olmadığını ve paraların toplanmasından haberi olmadığını söylemiş. Tuncay Ugantaş ise “Alacağı olan icra yapsın” diyerek topu taca atmış. Bu tutum, siyasetin nasıl kirli oyunlara sahne olduğunu gözler önüne seriyor. Borçlu belediye başkanının bu kadar rahat davranması, hukukun üstünlüğüne olan inancı sarsıyor.
CHP Genel Merkezi Sessiz
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in olaylardan haberdar olduğu ve İzmir’e bir avukat gönderdiği iddia ediliyor. Ancak genel merkezin olayları büyütmek yerine uzatma kararı alması, sorunun çözümüne ne kadar katkı sağlar, tartışılır. Genel merkezin sessiz kalması, siyasetin etik değerlerine ne kadar bağlı olduğunu sorgulatıyor. Halkın çıkarlarını korumakla yükümlü olanların, bu tür olaylara sessiz kalması kabul edilebilir mi?
Ugantaş Ailesi'nin Krallığı
Ugantaş ailesinin belediye içindeki güçlü konumu, adeta bir krallık kurmuşlar gibi. Tuncay Baki Ugantaş, Burcu Ugantaş ve Koray Ugantaş, belediyenin çeşitli kademelerinde önemli pozisyonlarda yer alıyor. CHP Genel Başkanı’nın “Aile boyu çalışanlar olmayacak” sözü, Karabağlar Belediyesi’nde pek geçerliliğini korumuyor gibi. Bu durum, siyasi etik açısından büyük bir sorun teşkil ediyor. Kamu kurumlarının aile işletmesine dönüştürülmesi, halkın vergileriyle finanse edilen bu kurumlara olan güveni zedeler.
Demokrasi Karabağlar’da Pahalıya Patladı
Karabağlar’da yaşananlar, siyasetin kirli yüzünü bir kez daha gözler önüne serdi. 25 milyon TL’lik seçim kampanyası, iddialar ve suçlamalarla dolu bir süreç oldu. Belediye başkanı ve ailesi, bu olayların ardından nasıl bir yol izleyecek, merak konusu. Ancak bir gerçek var ki, demokrasi Karabağlar’da oldukça pahalıya patladı. Hukuksuzluk ve etik dışı davranışlar, demokrasinin temel prensiplerini yerle bir etti.
Helil Kınay İstifa Edecek mi?
Başkan Kınay, benim haberim yok diye açıklama yapıyorsa, bu yaşanan skandalın gerçekleri ortaya çıkıncaya kadar, Karabağlar belediyesinde görev alan bu aile fertlerinin görevlerinden uzaklaşması gerekmez mi?
Aksi halde kamuoyunda ortaya atılan iddiaların ortağı olacaktır. En kısa zamanda belediye başkanının, bu vehim iddialarla ilgili hem iç soruşturma başlatması hem de kapsamlı bir açıklama yapması gerekmektedir. Bu tür skandalların ardından sessiz kalmak, siyasi etik ve sorumluluk bilinciyle bağdaşmaz.
Karabağlar Belediyesi'nde yaşanan bu skandal, Türk siyasetinin trajikomik ve aynı zamanda utanç verici yüzünü bir kez daha gözler önüne serdi. Hukuksuzluk ve etik dışı davranışlar, demokrasinin temel prensiplerini yerle bir etti. Demokrasi adına utanç verici olan bu süreç, umarız ki gelecekte daha şeffaf ve hesap verebilir bir belediye yönetimi için ders niteliğinde olur. Halkın çıkarlarını korumakla yükümlü olanlar, bu tür olaylara sessiz kalmamalı ve gerekli adımları atmalıdır.
Oysa bütün siyasi partiler kampanya için para toplar. CHP’de para toplama işi il başkanlığından yapılacaksa, işin içinde örgütten en az üç kişi olur ve bu gelen paraların nasıl ve nereye gideceği takip edilir. İlçede toplanıyorsa, ilçe başkanı mutlaka işin içinde olur ve o denetler.
CHP’de teamül böyle işler.
Ama burada öyle olmamış.
Bir kişinin tekelinde, dolayısıyla iş başından yanlış başlamış.
Sonuç
Sessizliğin derinliğinde kaybolmuş bir başkan, bankamatik annesi ve sihirbaz bir ekip. Şimdi yetkililere sesleniyoruz: Bu iddiaların üstü örtülmesin, araştırılsın. Yoksa seçim kampanyası mı yönetiyorsunuz, yoksa gizli hesaplar mı?
Anlamak gerçekten zor...