Kongre sonrası
Yüksel daha önce 2001 ve 2003 yıllarında iki kez il başkanlığı yapmıştı. 12 yıl sonra yeniden il başkanlığına aday oldu ve 12 oy farkla rakibi Nevzat Kavalar’ı geride bırakarak seçimi kazandı.
Ancak; Yüksel’in il başkanı olması örgütte heyecan yaratmamışa benziyor.
Zaten kongrenin yapıldığı salonda seçim sonuçları açıklandığı zaman Yüksel’in etrafından olanlara baktığınızda örgütten kimse yoktu. Yanında olanlar kendisine yakın isimler ve birkaç tane belediye başkanıydı.
Yüksel’in il başkanlığını iki cümle ile özetlemek gerekirse, “Eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı.” İşte Yüksel’in durumu tam anlamıyla böyle.
Yüksel’in geçmişte İl başkanlığı yaptığı dönemlerde başarılı işler yaptığını herkes söylüyor.
Ancak; derenin altından çok sular aktı. Yüksel’in Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile birlikte 13 yıl boyunca yürüttüğü siyasetin getirdiği yıpranmışlığı da hesaplarsak Yüksel’i zor bir dönem bekliyor. Yüksel burada gerçek anlamda ya elini taşın altına koyup bütün ön yargılarından sıyrılıp intikam duygusundan arınmış bir şekilde gerçekten “ örgütte ağabeylik” yapacak, ya da kongrede olduğu gibi büyük kavgaların yaşanacağı bir örgüt yapısı olacaktır.
Evet; Yüksel’in bu süreçteki tavrı çok önemli…
Bir yanda Yüksel ve Kocaoğlu’nun başını çektiği taraf diğer tarafta ise, kongre ile birlikte daha da büyüyen karşı grup. Yüksel il başkanı olarak yıllarca biriktirdiği birikimini doğru kullanıp CHP’yi İzmir’de tek yumruk haline getirirse başarılı bir yönetim şekli ortaya çıkar. Yok, “biz ve diğerleri” diyerek ötekileştirirse o zaman ufukta “olağanüstü bir il kongresi görünür” benden söylemesi…
Gelelim kongreye damga vuran Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve İzmir Milletvekili Tuncay Özkan’ın tartışmasına…
Kocaoğlu kongrede Yüksel Çakmur’un konuşmasının akabinde kürsüye çıkarak eski dostu Yüksel’den yana tavır aldı ve kürsüde yaptığı,“Bazıları Ankara'dan ilçe başkanlarını, delegeleri, belediye başkanlarını arayana kadar taraf olmadım. CHP ve İzmirle alakası olmayanlar İzmir'i dizayn etmeye kalkamazlar. 2009 seçimlerinde 28 ilçe belediyesini alan benim şahsımdır. 2014'te 22 belediye başkanlığını alan da şahsımdır. Kimse İzmir'i köteksiz köy sanmasın. Listede seçilecek yere konulup da milletvekili olup kükremenin, önseçimden çıkanlara saygı duyuyorum ama kontenjandan gelenlerin İzmir'i dizayn etmeye hakkı yoktur" konuşmasıyla kendisini büyük bir çıkmazın içine sokmuştur.
Kongrede açık açık taraf olduğunu söyleyen Kocaoğlu’nun genel merkez ve milletvekillerini hedef alan konuşmasında söylediği “2009 seçimlerinde 28 ilçe belediyesini alan benim şahsımdır. 2014'te 22 belediye başkanlığını alan da şahsımdır.” Kocaoğlu’nun kongre üzerine kurduğu baskının en açık göstergesiydi.
“Ben kongrede taraf olmam” diyen Kocaoğlu’nun kongre sürecinde farklı açıklamalar yapması İzmir kamuoyunda kendisiyle ilgili ciddi sıkıntılar yaşatacak gibi görünüyor. Zaten Kocaoğlu’nun bu açıklamalarının gölgesinde giden delegelerin büyük bir bölümü Kocaoğlu’nun desteklediği listeye oy vermeyerek tepkilerini ortaya koydular.
Ve konuşmasın bir bölümünde CHP Genel Merkezi’ne “burada patron benim” mesajı da verdi. Kocaoğlu’nun bu mesajı CHP Kurultayı’nda nasıl bir karşılık bulacak hep birlikte göreceğiz.
Ve bugüne kadar “iki kongrede taraf olduğunu” söyleyen Başkan Kocaoğlu bundan sonra il başkanlığında olacak her şeyden sorumluluğunu da almıştır. Ve ben önümüzdeki günlerde Kocaoğlu ve Yüksel arasında ciddi sıkıntıların yaşanacağına inanıyorum. Bence Kocaoğlu ile Yüksel arasında ilk kriz kurultayda çıkabilir.
Yaşanan bu kadar sıkıntıya rağmen bence kongrenin kazananları Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ’dır…
Alaattin Yüksel kongrede seçim kazanmış gibi görünse de kongre salonunda “Aziz Kocaoğlu’nun gölgesinde kalmıştır.”
Bu kongrede ben “Yüksel’in karizmasını çizdirdiğini” düşünüyorum.
Son olarak bir konuya da değinmeden edemeyeceğim.
Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ’ın Kocaoğlu’na Nevzat Kavalar ismini önermesinin ardından Başkan Kocaoğlu “olabilir” diyerek yeşil ışık yakmıştı. Hızlanan kulis görüşmelerinde Kocaoğlu’nun “bir oyum var onu da aday olursa Nevzat beye veririm” açıklamasından sonra il başkanlığına seçilen Alaattin Yüksel’in devreye girmesi ve aday olduğunu Kocaoğlu’na iletmesinin ardından İzmir’de Kavalar lehine olan rüzgar bir anda tersine döndü.
O güne kadar ‘Kavalar olur’ diyenler bir anda Alaattin Yüksel’e döndüler… Bu dönüşün ilk açıklaması ise, Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin’den geldi. İzmir siyasetine damga vurmuş isimlerden olan Başkan Şahin’in bu açıklaması herkes tarafından şaşkınlıkla karşılandı.
Çünkü Baykal-Sarıgül kavgasında Sarıgül’den yana net tavrını koyan kızının düğününde “benim siyasi ideolümdür” dediği Sarıgül’ün arkasında yıllarca dik duran ve bu inancından bir defa dahi taviz vermeyen Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin Kavalar isminde dik duramadı. Kavalar ismine “olur dediği, sıcak baktığı ve destekleyeceği” gibi çıkan haberlere bir hafta boyunca ses çıkarmayan Başkan Şahin Yüksel ismi ortaya çıktığında tabir-i caizse “geri vites“ yaparak “ben Nevzat Kavaklar’ı desteklerim demedim” diyerek açıklama yapması büyük hataydı.
Başkan Şahin’in bu açıklaması çok net söyleyeyim bende büyük bir şaşkınlık yarattı. Yıllarca CHP Genel Başkanlığı yapmış olan “Deniz Baykal’a diz çökmeyerek” herkesin takdirini kazanan Şahin bu açıklamasıyla da “karizmayı çizdirdi.”
NOT: Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ’ın verdiği röportajın içindeki mesajı dikkatle okumanız gerekiyor. Karabağ’ın kongreye yönelik yaptığı açıklamada şu sözlere dikkat etmek gerekiyor. “ Bu tür zoraki alınan galibiyetler mağlubiyettir aslında. Adaylığı zaten hataydı. Büyükşehir arkasında imajıyla siyaset yapıyor. Arkadaşları gibi girseydi önseçime çıkamayacaktı. Burada Büyükşehir gücünü arkasına alarak il başkanı olmayı başardı. Bu tablo 2019'a giderken İzmir Örgütü'ne zarar veriyor. Örgüt ikiye bölündü. 2014'te kaybedilen 8 ilçenin nedeninin cevabının bir bölümünü taşıyor kendisi. Ya ben olacağım ya arkadaşlarım olacak niteliği ne olursa olsun mantığı bundan sonrada hakim olmaya devam edecek. İnsanlar huylarından vazgeçmez.
Dolayısıyla bize partiyi gerçekten seven kalben CHP'li olanlara büyük görev düşüyor. Bundan sonraki süreçte bizi daha zor ve sorunlu günler bekliyor." diye yaptığı açıklamada “Partiyi gerçekten seven kalben CHP'li olanlara büyük görev düşüyor. Bundan sonraki süreçte bizi daha zor ve sorunlu günler bekliyor." cümlesinde İl Başkanı Yüksel’in önümüzdeki süreçte CHP İzmir’de yaşanabilecek sıkıntılarda CHP’yi sevenlerin sağduyulu davranmasına dikkat çekerek, bu dönem de parti içinde yaşanacak “kavgalardan uzak durulması gerektiği masajını” net bir şekilde veriyor. Başkan Karabağ aslında bu açıklamasıyla bütün partililerin duyduğu kaygıyı açık açık dile getirmiş oldu.
Son cümle de şunu ifade etmek gerekirse, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocoğlu’na karşı aday çıkardığı bazı köşe yazarları tarafından yazılıp çizilse de ben Başkan Karabağ’ın ilk dakikada Kocaoğlu ile mutabık kalınan adayla devam ettiğini ve Başkan Kocaoğlu’nun bir gün kala fikrini değiştirerek Yüksel’e destek vermiştir. Bu neden ile yanlış yapan Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ değil, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’dur…