Pandemi esaretinden kurtulduktan sonra yeniden sokaklara çıkabilmek ne güzeldi. Bir kaç gün önce bazı dostlarımızla karşılaşmak umuduyla Şemikler sokaklarında yürüyüş ya-pıyordum…
Uzunca bir yürüyüşten sonra gün batımı yaklaşırken yolum İzmirli gazeteci şair Okan Yüksel parkıyla kesişince duygu-larım alt üst oldu.
Aranıp sorulmamak hatırlanmamak, bir köşede yalnızlığa mahkûm edilmiş gibi unutulmak, gülün dikeni gibi can ya-kıcıdır...
Kentimize hizmet etmiş, kültürel ve sosyal yaşamına önem-li katkılarda bulunmuş insanlarımızın bir köşede yalnız kalmışlığını görmezlikten gelmemeliyiz.
“İnsan ölünce kıymetleniyor!” diye dillendirilen klişeleşmiş bir deyiminin soğuk yüzünden kurtulmalıyız. Henüz yaşa-mı sürdürürken bu güzel insanları hatırlamak harika bir ve-fa duygusudur.
Okan yüksel parkının bankında akşam güneşi seyrederek otururken edebiyatımıza, kültürümüze önemli katkılarda bulunmuş bir ozanımızın adını bu güzel yemyeşil parka ve-rerek ölümsüzleştiren Karşıyaka belediyesini yürekten kut-luyorum.
İzmir’imizin çilekeş basın emekçisi gazeteci ve şair Okan Yüksel, “Daha gidilecek çok yol var” Diyerek çağın vebası bir hastalığa, üç defa çalım atarak yaşama inatla tutunmuş ve inandığı ilkeleri doğrultusunda mücadelesini sürdürmüş-tür.
Gazeteciliğin kolaycı çıkarlarını hep elinin tersiyle iten, yü-reği dağlar gibi yüce büyük ozanımız Okan Yüksel’in adını taşıyan parkta birbirleriyle koşuşarak oyun oynayan çocuk-ların kuş seslerine benzeyen cıvıltıları arasında akşam gü-neşinin ölümsüz rengini seyrederken Okan Yüksel adına onurlu bir insan olmanın mutluluğunu yaşadım.