Bakın sevgili okurlar, Türkiye’de belediyecilik denince akla ne gelir?
Bitmek bilmeyen bahaneler, borç şikayetleri, çalışanların üç kuruşuna göz diken yöneticiler…
Ama Çiğli’de bir başkan var ki, Onur Emrah Yıldız, hepsine tokat gibi bir cevap veriyor!
Laf değil, iş üretiyor!
Masal anlatan değil, sorun çözen başkan nasıl olurmuş herkese gösteriyor!
Bakın sevgili okurlar, belediye başkanlarıyla ilgili türlü türlü hikâyeler dinledik. Kimileri makamına oturur oturmaz borç bahanesiyle ‘para yok’ türküsü çığırır, kimileri de çalışanlarının hakkını yıllarca süründürür.
Ama işte bir belediye başkanı var ki, Onur Emrah Yıldız, laf değil iş üretiyor!
Çiğli Belediyesi'nde emekliler de, memurlar da, işçiler de bayram havası yaşıyor. Başkan Yıldız, önceki dönemden kalan sosyal denge tazminatlarını ödedi, emekli olanların 85 milyon TL’yi bulan tazminatlarını sıfırladı ve işçi sendikalarıyla da önümüzdeki toplu iş sözleşmesi görüşmelerine başladı.
Yani ne mi yaptı?
‘Önce emeğin hakkı’ dedi ve sözünü tuttu!
İnsan şöyle bir durup düşünüyor: Her belediye başkanı bunu yapamaz mı? Tabii ki yapabilir!
Ama genelde ne oluyor?
Koltuğa oturunca borç edebiyatı, ‘önce projeler’ palavrası, ‘şartlar el vermedi’ gibi bahaneler havada uçuşuyor. Oysa Onur Emrah Yıldız, bahane üretmeden doğrudan çözüme gitti. Ne olursa olsun, çalışanların hakkını ödeyen, emekçisini mutlu eden bir anlayış sergiledi.
Başkan Yıldız’ın şu sözlerine dikkat edin: ‘Belediyeler çalışanlarıyla vardır, çalışanlarının motivasyonu ile iş yapar. Aksi halde, bir tabeladan ibarettir.’ İşte bu! Belediyecilik dediğin işte tam olarak budur. Çalışan mutlu değilse, hizmet de olmaz, proje de olmaz, sürdürülebilir belediyecilik de olmaz! Yani mesele sadece bir maaş meselesi değil, mesele bir belediyeyi yaşatan ruh meselesi!
Peki, tüm bunları yaparken popülist bir tavır mı sergiliyor?
Hayır!
Sürdürülebilir mali politika vurgusu da ortada.
Yani hem belediye bütçesini dengede tutuyor hem de emeğin hakkını veriyor. Herkesin örnek alması gereken bir tavır değil mi?
Şimdi soruyorum: ‘Efendim, belediyeler borç batağında, bütçeler yetersiz’ diyen belediye başkanları, siz neden yapamıyorsunuz?
Onur Emrah Yıldız bunu yapabiliyorsa, sizin mazeretiniz ne?
Sonuç olarak, Çiğli’de yaşananlar belediyeciliğin nasıl olması gerektiğinin en güzel örneklerinden biri. Emekçinin hakkını koruyan, çalışanın yanında duran, maaşlarını zamanında ödeyen ve ‘önce işçi’ diyen bir anlayış…
Lafla değil, icraatla iş bitiren bir başkan!
Başkan Yıldız, önümüzdeki süreçte de aynı hassasiyeti göstereceğini söylüyor. Bakalım, işçi sendikalarıyla yürütülen yeni toplu iş sözleşmesi sürecinde de yine aynı kararlılığı gösterecek mi?
Şimdiye kadar yaptığı her şey bunun garantisini veriyor.
Türkiye’de belediyeciliğin artık bu zihniyete ihtiyacı var.
Popülizm değil, iş!
Laf değil, çözüm!
O yüzden Çiğli’de olan biteni dikkatle takip etmekte fayda var…