Ülkemizin kurucusu Ulu Önderimiz Atatürk’e son zamanlarda artarak devam eden hakaret saldırısı neden'
Bu ülke küllerinden doğmuşsa onun müthiş dehasından…
Bütün dünya onun önünde saygıyla eğiliyor..
İngiltere’de dönemin Başbakanı Lloyd George’un Mustafa Kemal Atatürk hakkında söylediği “İnsanlık tarihi birkaç yüzyılda bir dahi yetiştirebiliyor. Şu talihsizliğimize bakınız ki Küçük Asya’da çıktı. Hem de bize karşı.. Elden ne gelebilirdi'” sözünü duymayanınız yoktur.
Bu sözü düşmanı söylüyor.
Ama gelin görün ki çocuklarımızı emanet ettiğimiz bir öğretmen Atatürk için "20. asrın gördüğü en büyük şeytan" diyor.
İnanabiliyor musunu? Bir öğretmen…
Biz bu adamdan eğitim öğretim bekliyoruz.
Geçtiğimiz aylarda da bir başka densiz, Safiye isimli bir kadın hakaret etmişti.
Anıtkabir'in önünde, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e ağır hakaretlerini sıralarken bir de video çekmiş ve utanmadan paylaşmıştı.
Yine bir TV kanalında “Derin Tarih” isimli programda güya tarih konuşan ancak tarihi bu kadar saptırabilen 3 isim hafızalarımızda hala taze…
Her gün skandal bir hakaret haberiyle sarsılıyoruz ve “artık yeter” diyoruz.
Şimdi bunları neden anlatıyorum;
Her gün bir yerlerde Atatürk’e ve aziz hatırasına saldırılırken, hakaret yağdırılırken iktidarıyla muhalefetiyle cılız birkaç sesten başka bir şey çıkmıyor.
Şimdi hal böyleyken, Cumhuriyetin kalesi ve Atatürk’e en çok sahip çıkan İzmir’de durum ne'
Gelin birlikte irdeleyelim…
Yalnızca 23 Nisan’da mı, 19 Mayıs’ta mı, 30 Ağustos’ta mı, 9 Eylül’de mi, 29 Ekim’de mi, 10 Kasım’da mı hatırlayacağız.
Hayır tabii ki.
Hayatın her anında onun fikirlerini savunmalıyız… Hem de hiç yılmadan..
Şimdi CHP’li belediyelere bir bakalım…
Ne yapıyorlar diye…
İnsanları ya da kurumları kategorize etmek her ne kadar doğru olmasa da
Atatürk’ün şehrinde onu “en çok savunan kim” diye sorarsanız
Hiç eveleyip gevelemeye gerek yok.
Bence yaptıklarıyla, söylemleriyle onun ismi öne çıkıyor.
Kim mi'
Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ…
Her etkinlik, program, davette, canlı yayında kısacası bulunduğu her ortamda savunan tek isim…
Hem de lafta değil, gösteriş için hiç değil…
Korkmadan, yılmadan, çekinmeden…
23 Nisan, 19 Mayıs, 29 Ekim, 10 Kasım gibi önem verdiğimiz günlerde Bayraklı’da gerçekleştirdiği etkinliklerle hem gelecek kuşaklara hem de onu unutturmaya çalışanlara ders veriyor.
Karabağ döneminde belediyenin düzenlediği etkinliklerde özellikle Cumhuriyet Bayramı kutlamaları okul bahçelerine hapsolmaktan kurtuldu. Cumhuriyetin kuruluşunun yıl dönümünde 1923 kişi bir araya gelerek ‘1923’ rakamını, bir de Türk Bayrağı oluşturdu. 23 Nisan'da çocuklar minik bedenleriyle 'Atam İzindeyiz', 19 Mayıs'ta gençler kanolarla denize '1919' yazdı. Son olarak 29 Ekim'de 4 bin kişi bir araya gelerek "Atatürk'ün kalpaklı portresini" oluşturdu.
Oluşan muhteşem görüntülerle Bayraklı Türkiye’nin gündemine girdi.
Başkan Karabağ da, Atatürk ve Cumhuriyete saldırılara tepkisini her konuşmasında "Bayrağımıza bu kadar çok saldırı olduğu bir dönemi daha önce yaşamadık. Bunlar bazı şeyleri unutuyor. Hatırlatmak da bize düşüyor. Eğer Atatürk ve silah arkadaşları bu ülkeyi kurtarmamış olsaydı isimleri Hans, George, Eleni, Maria olacaktı. Bunlar dindarlık kisvesi altında saldırırken düşünmeleri gereken bir konu daha var. Anadolu'nun her yerinde bütün dinlere saygılıyız. Atatürk ve silah arkadaşlarının mücadelesi olmasaydı her yerde çan sesleri olacaktı, asla camiler olmayacaktı. Atatürk'e dinle saldıranlar bilmiyor ki; Kurtuluş Savaşı sonrası bin 500 camiyi tamir ettirmiş, kendi adına cami yaptırmıştı. Sağında Alevi dedesi solunda imamla bir cuma günü Kur'anla ve dua ile meclisi açmış adamdır Atatürk" sözleriyle dile getiriyor.
Neyse yazılacak çok şey var da…
Keşke herkes biraz Karabağ kadar Atatürkçü olsa…