Arınç:“Meclis'te başörtüsünden gurur duydum“

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Demokratikleşme Paketi'nin Türkiye ve dünyada olumlu yankılandığını belirtti. Arınç, Cumhurbaşkanı Abdullan Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül’ün başörtüsü ile Meclis'e girmesinden de gurur duyduğunu söyledi. Arınç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan başörtülü bir milletvekiline nasıl bakacakları yönündeki görüşünü açıklamasını istedi.

Haberler / Yerel Politika

2 Ekim 2013 Çarşamba 17:13

PAYLAŞ

İZMİR- Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İzmir’in Kemalpaşa İlçesi’nde rulman ithalat ve ihracatı yapan Saygılı Rulman’ın Kemalpaşa Organize sanayi Bölgesi’ndeki yeni binasının açılış törenine katıldı. Arınç, tören öncesi düzenlediği basın toplantısında demokratikleşme paketinin yansımalarını değerlendirdi. Arınç, paketin Türkiye ve dünyada olumlu yankılandığını belirterek, ilk gün yüzde 75 oranında olumlu karşılandığını söylediğini hatırlatarak, "Bugün sabah Ankara’dan İzmir’e gelmeden önce Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü bana doğrudan bağlıdır. Bana iki günlük gelişmelerin analizini getirdiler. Şöyle kısa notlar aldım. Dış basında 47 haber analizi yapıldı. Bunların içinde Almanya, Fransa, ABD, İtalya, Ortadoğu basını olmak üzere 47 başlıkta haberler yar aldı. 38’i olumlu 7’i olumsuz ikisinin tarafsız göründüğü tespit edilmiş. Olumlu haberlerde başörtüsü yasağının kaldırılması, seçim sistemi, eğitim dili, azınlık haklarında gelişmeler yer aldı. Olumsuz görünenler ise bunların yeterli olmadığı ilaveler olması gerektiğini ifade ediyor. Görüşler, paketin Kürt sorununun çözümüne katkı sağlayacak kişi hak ve özgürlüklerinin gelişmesiyle birlikte çözümün olumlu noktaya evrileceği yönünde" dedi.

TÜRK BASININDA 12 GAZETEDEN 8’İ OLUMLU

Başbakan Yardımcısı Arınç, Türk basınında 12 gazetenin demokratikleşme paketine bakışı incelendiğinde sekizinin olumlu baktığını anlattı. Arınç, şöyle konuştu:

"Türkiye’de 12 gazete baz alınarak yapılan analizlerde 8’i olumlu, ikisi olumsuz, ikisi nötr. Düşünceler bizim için doğrudan geçerlidir. Elbette eleştiri olacaktır. 'Olumlu ama yeterli değildir keşke başka şeyler de yer alsaydı' diyenler var. Özel okullarda anadilde eğitim başlarsa bu Türkiye’yi bölünmeye götürür olumsuz yaklaşım. AB ile ilgili olumlu yaklaşım var. 'Yetersiz' diyenler haklı olabilirler. Başbakan dediği gibi bu açıklananlar ilk olmadığı gibi son da değildir. Demokratikleşme bir kültürdür. Zihniyetler hazır olduğu noktada çalışmalar sürece dahil olacaktır. Yeni özgürlük alanları siyasetin alanını genişletme çalışmaları devam edecektir. Yeterli görmeyenlere sizin göstereceğiniz her olumlu nokta her eleştiri bizim önümüzü açacaktır. Bunlar, yeri zamanı ve konjonktürü uygun olduğu için açıkladığımız konulardır."

SÜRYANİ MANASTIRI HAKKINDAKİ KARAR PAZARTESİ ÇIKAR

Başbakan Yardımcısı Arınç, hakkındaki yargı süreci tamamlanan Süryani manastırının yeri konusundaki kararın pazartesi en geç önümüzdeki hafta sonuna kadar alınacağını dile getirerek, şunları söyledi:

“Vakıflar ve dini azınlıkların özgürlük alanlarını genişlettik. Cemaat vakıflarının geçmişte el konulan sahibi olamadıkları gayrimenkulleri Süryani manastırı yıllardır istenen bir talepti. Burada bir manastır var onların sahip olduğu arazi kadastrodan doğan sıkıntı nedeniyle manastır elinden alınmıştı. Bizden talepleri oldu taleplerini büyük ölçüde haklı buluyorum. Yargı süreci bitti. Bu bizim dışımızda bir olay. Önümüzdeki pazartesi günü bu talepleri ele alacaklar. Vakıflarla ilk toplantıda manastırın bizden talepleri olan gayrimenkul ve arazi konusunda olumlu karar verecektir. Dosya hemen hemen 1 yıldır önümüzde duruyor. Yargı kararları nedeniyle elimizi atamıyorduk. Ne olursa olsun biz tek yetkili olan Vakıflar Meclisi bakımından pazartesi günü gecikme olursa önümüzdeki hafta sonuna kadar karar vereceğiz."

MECLİS'TE BAŞÖRTÜSÜ TÜRKİYE’NİN NORMALLEŞTİĞİNİ GÖSTERİYOR

Başbakan Yardımcısı Arınç, bir basın mensubunun sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül’ün meclise türbanıyla girmesinden gurur duyduğunu belirterek, kendisinin TBMM Başkanı olduğu dönemde eşinin başörtüsü nedeniyle resepsiyona katılamadığını anlattı Arınç, şöyle konuştu:

"Şüphesiz onun TBMM çatısı altında kendi özel kıyafetiyle görmekten herkes kadar ben de fazlasıyla mutlu oldum. 2002 yılının son aylarında tablo böyle değildi. 23 Nisan 2003 yılında eşimle resepsiyona katılmam ve eşimin konukları başörtüsüyle karşılayacak olması tepkiyle karşılanmış ve 'Darbe yaparız' çığlıklarına varmıştı. Eşim, başında gururla taşıyacağı kıyafet nedeniyle resepsiyondan mahrum olmuştur. Bugünün Cumhurbaşkanı’nın eşinin o güzel kıyafetle katılmasından gurur duyuyorum. Türkiye’nin demokratikleşmesi özgürleşmesi açısından olumlu buluyoruz. Birilerinin 'zinhar asla' diye bağırmaktan yorulduğu zamanlardan farklı olarak bugün bazı siyasetçilerin cılız sesinden başka ses yok. Türkiye normalleşme sürecine girdi. Türkiye’nin normalleştiğini gösteriyor ve başörtüsü düşmanlığı bugün birkaç gazetede birkaç fanatik yazar dışında yer bulmadı."

Başbakan Yardımcısı Arınç, demokratikleşme paketindeki uygulamaların bayramdan sonra uygulamaya gireceğini belirterek, "Bugünden yarına uygulamaların hepsi yürürlüğe girecek. Bir kısmı bayramdan hemen uygulamaya geçecek" dedi.

KILIÇDAROĞLU’NDAN BAŞÖRTÜLÜ MİLLETVEKİLİ AÇIKLAMASI BEKLİYORUZ

Başbakan Yardımcısı Arınç, bir basın mensubunun "Başörtüsü serbest olunca TBMM’de başörtülü milletvekili olabilecek mi'" yönündeki sorusuna gülümseyerek ve farklı bir şive ile "İşte onu sormayacağıdın" dedi. Arınç, cevabını şöyle sürdürdü:

"Siyasetçiler kadar bunların makul karşılanıyor olması lazım. Kemal Kılıçdaroğlu’nun aykırı bir sözünü duymadım ama onun bazen topu taca atma huyu var. Başörtülü aday başvurursa “neden geldin demeyiz’ dedi. Sorun adayda değil Merve Kavakçı da aday olduğunda sıkıntı olmadı, mazbatasını aldığında da sorun çıkmadı. Ancak Meclis'e girdiğinde Ecevit’in 'Dışarı çıkın' diye bağırmasından, Demirel’in çıkışından dolayı kızcağızın başına neler geldi. Kılıçdaroğlu’ndan 'Başörtülü bir milletvekili de olabilir' demesini ya da aykırı düşünüyorsanız 'Olmayabilir' demesini bekliyoruz. Bu işin olup olmayacağı konusu için yasama görevine ihtiyacımız yok. Bunu yasaklayan bir kanun maddesi yok. Yeni CHP 'Olabilir' noktasındaysa bunu Genel Başkanı’nın ifade etmesi lazım. Nur Serter, Atilla Kart, Birgül Ayman Güler’e bakarak kafamız karışıyor. Mesele adaylıkta değil mesele parlamentoya girmesinde. CHP’nin tavrı ne olur bunu duymak istiyoruz. Anlıyoruz ki 'Hayır' demeyecek. Dün yasak olan her şey bugün Türkiye’de serbest olacak." (DHA)