BERİVAN KAYA/EGEPOSTASI-31 Mart 2024 yerel seçimlere sayılı günler kala siyasi partilerde ‘aday’ mesaisi sürüyor.
DEM Parti İzmir Eş Başkanları Mehmet Kuruş ve Zehra Veza Karabulut İzmir özelinde önemli değerlendirmelerde bulundu. DEM Parti’nin İzmir’de ve tüm ilçelerde aday çıkaracak gibi hazırlıklarının devam ettiği belirtilirken, Genel Merkez düzeyinde südürülen temaslarda anlaşma sağlanırsa, İzmir’de CHP’nin ‘faşist ve ırkçı’ olmamak kaydıyla göstereceği herhangi bir adaydında uzlaşı sağlanabileceği aktarıldı.
“ÖN SEÇİM GELENEĞİ”
Ön seçimin Türkiye açısından önemine değinen DEM Parti İzmir Eş Başkanı Zehra Vezan Karabulut, “ “Yerel seçimler partimiz için önemli. Parti politikalarımızı bu yerel seçimlerde farklı işlettik. Bunun en önemlisi doğu illerinde kendi adaylarımızı ön seçimle belirledik. Ön seçim sürecinin ikinci aşamaları devam ediyor. Bu demokrasi açısından çok önemli bir adım. Bu sadece partimiz içi demokrasimizi değil aynı zamanda Türkiye’ye de bir geleneği yerleştirmek adına önemli. Bunu tüm Türkiye’de uygulama şansımız yok. Kendi tabanımızın daha fazla yoğunlukta olduğu bölgede yaptık. Şimdi de batı illerimiz seçim çalışmalarına yoğunlaştı” ifadelerine yer verdi.
“DOĞRUDAN KATILIM SAĞLAYACAK NESNEL KOŞULLAR”
Yüzde 50+1’in toplumsal problemleri çözebilecek, geniş katılımlı bir mutabakatı sağlayabilecek ön seçim sisteminden bir tanesi olduğuna dikkat çeken DEM Parti İzmir Eş Başkanı Mehmet Kuruş , “Partimizin hassasiyeti demokratik zemini güçlendirecek toplumda kabulü olan bir şeçim sistemini hayata geçirmek. Yüzde 50+ 1 barajını aşan bir ifadeyle belirlenmesi daha doğru olur düşüncesi hakim. Belli bölgelerde tatminsizliğe yol açabilecek bir tablo oluştuğunu da söylemek mümkün. Netice itibariyle DEM Parti, demokratik işleyiş hem de demokratik bir kültür esasına dayanan ve pratik problemlere kendi kültürü ve tartışma süreciyle anında cevap verebilen siyasal olgunluğa sahip bir parti. Bunlar aşılamayacak problemler değil. 50+1 bizim için hayatın kendisi değil. Sadece toplumsal problemleri çözebilecek, geniş katılımlı bir mutabakatı sağlayabilecek ön seçim sisteminden bir tanesidir. Çok adayın söz konusu olduğunda oy dağılımıyla yüzde 50+1 barajını aşamayacak şekilde ifade edildiyse seçimin ikinci tura kalma ihtimalini de güçlendiriyor. Netice itibariyle demokratik seçime en uygun olan yaklaşım bu gibi görülüyor . Bizim halkımıza sözümüz doğrudan katılım sağlayacak nesnel koşulları yaratmak. Bürokratik, hiyerarşik ve halka dayanmayan yapıların kendisini sürdürebilme olanağı söz konusu değil. Değişen ve gelişen toplumsal ve iktisadi ihtiyaçlara her siyasi parti kendi penceresinden en doğru çözümü vermek zorunda. Vermeyenler anti-demokratik koşullardan ötürü bir müddet sonunda aşınır” diye konuştu.
İZMİR VE İLÇELERDE SÜREÇ DEVAM EDİYOR
İzmir’de ve aday çıkarılması planlanan Bayraklı, Menemen ve Torbalı için son karar merakla beklenirken, sürecin devam ettiğini aktaran Zehra Vezzan Karabulut, “Batı illerimizde parti politikalarımıza ters düşmeyen, bizimle bir çok kendi ilkelerimiz çerçevesinde ortaklaşabilen, ırkçı faşit dili olmayan adayları çıkaran partilerle iş birliği yapabiliriz. İzmir ile ilgili görüşmeler netleşmedi. 3 ilçemizde kendi adayımızla gireceğimiz konusunda karar var. Ancak diğer siyasi partiler ve hareketlerle görüştükten sonra İzmir ve ilçeleri netleşecek. Biz seçimlere kendimiz girecekmiş gibi bütün ilçelerde hazırlıklarımızı yapıyoruz. İl seçim komisyonumuz çalışıyor. Adaylarımız başvurularını yapıyor. İzmir’de şu an durum bu şekilde. Adaylarımızın hepsini bir aday havuzunda toplanıyoruz. Genel Merkezin, demokratik anlayışımıza uyan siyasetle ve kent uzlaşısı çerçevesinde görüşmeler yapılacak. Adaylarımız bizde saklı duruyor. Gelişen duruma göre önümüzdeki hafta süreçler tamamlanacak” dedi.
MENEMEN’DE UZLAŞI OLABİLİR Mİ?
Seçimi kritik görülen ilçelerden biri olan Menemen’e ilişkin değerlendirmelerde bulunan Zehra Vezzan Karabulut, “Menemen çok önemli bir ilçe. Biz de süreçleri izliyoruz. Menemen’de kendi adayımızı çıkaracağız ancak Genel Merkez düzeyindeki iş birlikleri sağlandığı zaman iş birliğine gidilebilir. Belki bizim adayımız üzerinde anlaşma yapılabilir. Belki başka bir partinin gösterdiği aday üzerinde uzlaşılabilir. Ancak ilkeler çerçevesinde demokratik anlayışa sahip olması gerekiyor. Irkçı, faşist olmayan, ranta değil halka bütçe ayırabilen bir anlayışa hahip bir aday olması gerekiyor. Kendi sermayesini arttıracak şekilde yaklaşımla yerel yönetimi süredürecek olan kimse ile bizim işimiz olmaz. Adaylar belirlendikten sonra iş yerellere düşecek. Adaylardan bir şikayet varsa biz bunu dile getiririz. Başka partinin kendi adayını seçip seçmemesi konusunda yaptırım yapma şansımız yok” diye konuştu.
İZMİR’DE SÖYLEYECEK SÖZÜMÜZ VAR
DEM Partili Kuruş ise iş birliğine ilişkin yaptığı açıklamada, “DEM Parti tabanı kendi gerçekliğine uygun tutum geliştirmeyen, hizmeti eşit götürmeyen, kültürel siyasal taleplerine duyarlılık göstermeyen bir belediye başkan adayını desteklemekle gibi bir zorunluluğa sahip değil. DEM Parti’nin İzmir’de söylecek sözü var. Kenti yönetmeye talip olan bütün anlayışlara söyleyecek sözü var. Bir ittifak gelişirse açık ve şeffaf olacak. Politik kültürel talepleri karşılayan bir başkan adayı ile çalışmak istediğimizi deklare edeceğiz. Şu an isim telaffuz etmiyoruz. Her hangi bir adayı işaret etmiyoruz. Başka partilerin iş işleyişine karışmak gibi bir niyet taşımıyoruz. Biz demokrat olmayan, kültürlere duyarlı olmayan, toplumsal problemleri toplumla kucaklaşmadan çözmek isteyen ve kendisini mutlak güç olarak ifade eden herhangi bir adaya yakın değiliz. Irkçı ve faşist bir adayın kürt meselesini demokratik yöntemlerle çözümüne sıcak bakmasını beklemek doğru değil. Bizim taleplerimizin bir tanesi, bu toplumun problemlerine halkların penceresinden cevap verebilecek Bir yerel yönetim anlayışı. Bir ırkçı ile faşist ile yan yana duramayız” ifadelerine yer verdi.
“MERKEZİ ANLAMDA İTTİFAK OLMAZSA…”
İttifak gerçekleşmeme durumunda bütün ilçelerde kendi adayları ile seçime girileceğinin altını çizen Kuruş, “ Bizim sadece önceden açıkladığımız 3 ilçe var. Bu ilçelerde kürt nüfusu da çok yoğun. Yönetim süreci dışında bırakılmış kitlelerin yaşadığı bölgeler. Adına politika üretilen ve söz söylenen sermayenin kendini daha güçlü ifade ettiği bölgeler burası. Bizim güçlü adaylarımız söz konusu. Merkezi anlamda bir ittifak söz konusu olmazsa bu 3 ilçede adaylarımızla seçime gireceğiz” dedi.
POLİTİKA
Sayfa başına git
