İZMİR- İzmir Adliyesi A -Protokol kapısı Baro Vesitiyeri önünde yapılan eyleme Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu da katıldı. Feyzioğlu yaptığı konuşmada, İç Güvenlik Yasası paketinin bir iç güvenlik değil 'sarayın güvenliği' yasası olduğunu öne sürerek, "Sarayın iradesinin sokakta milli iradenin üzerinde olması için çıkarılmak istenen bir yasadır" dedi. Paketle demokratik hakkını kullanan yurttaşların başını ezmenin, önceden gözaltına alınarak terörü önlemenin amaçlandığını söyleyen Feyzioğlu, "Terörden anladıkları da devlet büyüklerine yanlış yapmaktır" diye konuştu. Feyzioğlu, siyasi iradenin düşünceyi bastırmak için kanun çıkardığını, bunun bir sıkıyönetim kanunu olduğunu öne sürdü. Bu paketin, kendilerini alkışlamayan herkesi terörist ilan ederek gözaltına alma çabası olduğunu dile getirdi.
HAKİM VE SAVCILARIN YETKİLERİ VALİ VE KAYMAKAMLARA Kanunla hakim ve savcılar devre dışı bırakılarak, valilere, kaymakamlara, polislere gözaltı yetkisi tanınacağını belirten Feyzioğlu şunları söyledi:
"Zatıalilerinin şehir ziyaretleri öncesinde, kendilerine dikensiz gül bahçesi yaratma kanunudur. Kendilerini alkışlamayan herkesi terörist ilan ederek gözaltına alma çabasıdır. Hukukçular, avukatlar olarak bu kanuna sonuna kadar direnmek boynumuzun, mesleğimizin borcudur."
İzmir Barosu Başkanı Aydın Özcan da, kanunla 48 saatlik gözaltı süresinin getirileceğini, hukuksuz dinlemelerin yasaya uydurulacağını, hakim ve savcıların yetkilerinin vali ve kaymakamlara devredileceğini savundu.
Muğla Barosu Başkanı Cumhur Uzun da, bu paketin çıkmaması için avukatlar, hukukçular olarak mücadele edeceklerini söyledi.
Konuşmaların ardından, Metin Feyzioğlu avukatları üniversite öğrencisi Özgecan Aslan için bir dakikalık saygı duruşuna davet etti. Daha sonra avukatlar 1 saatlik oturma eylemi gerçekleştirdi. Birçok avukat Feyzioğlu ile cep telefonları ile 'selfie' çekti.
SAVCILIKTAN GAZETECİLERE 'GÖRÜNTÜ' UYARISI Öte yandan İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, oturma eylemini ve Feyzioğlu'nun konuşmasını takip eden basın mensuplarına, sözlü olarak, görüntü alınmasının ve yayınlanmasının yasak olduğunu, buna uymayanlar hakkında yasal işlem yapılacağını bildirdi. Aynı yerde her yıl adli yıl açılış törenleri yapıldığını ve basın mensuplarının davet edildiğini, görüntü de alındığını belirten avukatlar ise, aradaki çelişkiye dikkat çekti.
ÇHD'li avukatlardan tutuklama tepkisi ÇAĞDAŞ Hukukçular Derneği (ÇHD) İzmir Şubesi üyesi avukatlar, geçen cuma günü, 'Cumhurbaşkanına hakaret' suçundan cezaevine konulan, Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Parti Meclisi Üyesi ve Birleşik Haziran Hareketi İzmir İl Koordinasyon Kurulu üyesi Onur Kılıç'ın tutukluluğuna itiraz etti.
İtiraz öncesi yapılan basın açıklamasına Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, İzmir Barosu Başkanı Aydın Özcan, Muğla Barosu Başkanı Cumhur Uzun ve Onur Kılıç'ın babası Kemal Kılıç ile çok sayıda avukat, ellerindeki, Tarsus'ta öldürülen Özgecan Aslan'ın fotoğrafları ile katıldı. İzmir Adliyesi önünde basın açıklaması yapan ÇHD üyesi avukat Ayşegül Karpuz, Onur Kılıç'ın tutuklandığını, Birleşik Haziran Hareketi'nin hedef gösterildiğini belirterek, bunun 'İç Güvenlik Kanunu' provası olduğunu öne sürerek, “İtiraz ediyoruz. Onur Kılıç, yalnız değildir. Kılıç, 11 Ocak'ta yapılan gösteride Cumhurbaşkanı'na hakaret ettiği iddiası ile gözaltına alındı. Gözaltı uygulaması ile iddianın haksız ve kanunsuz olması nedeniyle Onur, polise ifade vermedi. Savcı da ifadesini almadan sevketmiş, 5'inci Sulh Ceza hakimi tarafından tutuklanmıştır. Aynı gün tüm Türkiye'ye yayın yapan bir televizyon programına konuk olarak davet edilen Kılıç'ın sesini duyurması engellenmek istendi. Onur Kılıç'ın tutuklanmasını protesto eden üniversite öğrencileri Kadir Yavaş Edirne'de ve Şafak Kurt da Manisa'da aynı suçtan tutuklandı. Bu gelişmeler karşısında biz, İzmir özelinde 'İç Güvenlik Yasası' provası yapıldığı tespitinde bulunuyoruz. İşte, 'İç Güvenlik Yasası' budur diyoruz" dedi.
Onur Kılıç'ın 'Cumhurbaşkanı'na hakaret' ettiği iddiasının asılsız ve gayrimeşru olduğunu öne süren Avukat Karpuz, "Cumhurbaşkanı'na hakaret fiili 1-4 yıl arasında hapis cezası öngörülen bir fiil olup, 'Terörle Mücadele Kanunu' kapsamında olmadığı için terör timi tarafından soruşturulması kanun dışıdır. Bir siyasi parti yöneticisinin, davet üzerine ifade vermesi mümkün ve kaçma şüphesi mevcut değil iken gözaltına alınması ve tutuklanması gayrimeşru ve kanun dışıdır. İzmir'de prova edilen 'İç Güvenlik Kanunu'nu tasarasını, topluma giydirilmeye çalışılan bir 'deli gömleği' kabul ediyor, giymeyeceğimizi ilan ediyoruz. İç Güvenlik Kanunu'na itiraz ediyoruz. Onur Kılıç, Kadir Yavaş ve Şafak Kurt yalnız değildir" diye konuştu.
Basın açıklamasının ardından, Onur Kılıç'ın avukatları nöbetçi sulh ceza hakimliğine, tutuklamaya itiraz dilekçesini verdi.
(DHA)