İZMİR - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi ve Ziraat Mühendisleri Odası tarafından, ‘Türkiye’de Tarım Öğretiminin 168. Yıldönümü’ nedeniyle düzenlenen etkinliğe katıldı. Etkinlik kapsamındaki “Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun Kırsal Kesim Üzerine Etkileri” konulu panelin moderatörlüğünü de üstlenen Başkan Kocaoğlu, yeni yasanın İzmir ve Türkiye genelindeki olası yansımalarını değerlendirdi. Yasanın kırsal kesimde yarattığı en önemli endişenin köy tüzel kişiliklerinin elindeki arazilerin durumu olduğunu söyleyen Başkan Aziz Kocaoğlu, “mallarınızın hiç biri elinizden alınmayacak, size ek bir külfet getirilmeyecek” şeklindeki manifestoyu yeni bağlanacak ilçelerin tamamında dile getirdiğini açıkladı. Köylünün gelirinin, kazanılmış haklarının elinden alınmasına karşı olduklarını vurgulayan Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu, şunları kaydetti:
“Sözün özü bunlar, köy tüzel kişiliklerinde, beldelerde bu malları ‘ham yapmak’ üzere yapılan işlerdir. Tarım alanlarının yandaşlara ucuz fiyattan verilmesidir. Maden ruhsatı Büyükşehir’deydi. Biz Belkahve’deki taş ocaklarını kaldırınca oradan güneye doğru ilerlemeye kalkınca, elimizden yetkiyi aldılar. Valiliğe verdiler. Onların da ilk icraatı bizim yıllardır ruhsat vermediğimiz Efemçukuru’nda altın madenine ruhsat vermek oldu. O ruhsatı ben versem beni ne yaparlardı bilmiyorum.”
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, bugüne dek hizmet sınırları içindeki 21 ilçedeki arazi yollarının çok önemli bir bölümünü asfaltladıklarını, yeni bağlayacak yerleşim yerlerine de aynı hizmeti götüreceklerini vurguladı.
Özelleştirme değil “Miras Yeme İdaresi”
Mavişehir’de TOKİ tarafından satılan ve bugün imara açılması talep edilen arazi örneğinde olduğu gibi kamu arazilerinin düşük fiyatlarla satılmasını eleştiren Başkan Aziz Kocaoğlu,
“Planlamaya göre sosyal donatı alanı olarak ayrılması ve satılmaması gereken, bugün su içinde 200-300 milyon TL edecek arazi 10 milyon TL’ye satılıyor. Özelleştirme özelleştirme derken bitti. Özelleştirme, bir işletmenin sürdürülmesi amacıyla, devletin o sektörden sıyrılması mantığıyla satılması. Özelleştirilecek kurum zaten kalmadı. Şimdi ülkenin gayrimenkullerini satıyor. Özelleştirme idaresi değil, miras yeme idaresi” diye konuştu.
Soyer “İzmir modelini” örnek gösterdi
Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer ise İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin tarıma destek anlamında çok önemli üç icraatına dikkat çekerek, “Birincisi küçük üreticiye sahip çıkıyor. İkincisi üreticinin birliklerini destekliyor. Üçüncüsü bu ürünlerin pazarlaması için üreticinin önünü açıyor ve geleceğin tarım teknikleri ile üreticileri buluşturuyor. Bu bir modeldir. Bir belediyenin tarım sektöründe ne yapması gerektiği konusunda bütün Türkiye’ye örnektir. Türkiye’de hiç bir belediyenin yapmadığı işlerdir bunlar” dedi.
Yıldırım: İzmir’de şanslıyız
Dünya Gazetesi Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım da, “Biz İzmir’de şanslıyız. Belediye başkanlarımız tarıma ciddi destekler veriyor. Yeni yasanın olumlu yanı, yerel yönetimlerin tarıma destek olmasına imkan tanıması. Bu sayede İzmir’de olduğu gibi belediye başkanları tarıma destek oldukları için yargılanmayacaklar. İzmir Büyükşehir Belediyesi süt projesini 8 yıldır tıkır tıkır yürütüyor. Hükümet başladı, eline yüzüne bulaştırdı. Üstelik daha yüksek maliyetlerle bunu gerçekleştirdi” diye konuştu.
Bergama Ziraat Odası Başkanı Nuri Taşkıranoğulları da, Büyükşehir Belediyesi idaresine geçtikten sonra Bergama’ya kırsal alanda 40 küsur kilometre asfaltlama yapıldığını belirterek Başkan Kocaoğlu’na teşekkür etti.