Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından her yıl Ekim ayının ilk haftası düzenlenen 'Camiler ve Din Görevlileri Haftası' Süleymaniye Camii'nde başladı. Bu yıl 'cami, kadın ve aile' vurgusunun öne çıktığı etkinlikler kapsamında Süleymaniye Camii'ni dolduran binlerce kişi, okunan Kuran-ı Kerimleri ve ustaların dilinden kasideleri büyük bir zevkle dinledi. Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr. Mehmet Görmez'in camilerde kadının yerine ilişkin çarpıcı tespitleri dikkat çekti. Görmez, camileri, ailenin ve kadınların aktif olarak kullanmasının önündeki engellerin kaldırılması konusunda çalıştıklarını ancak bu konuda hem algı hem de mimari eksiklikler bulunduğunu belirtti.
Süleymaniye Camii'nde düzenlenen etkinliğin açılışında Kuran-ı Kerim tilaveti yer aldı. Camiyi dolduran katılımcıların büyük bir zevkle takip ettiği programda Ankara Kocatepe Camii İmamı İsmail Coşar'ın seslendirdiği kasideler dinleyenlerin beğenisini kazandı. Yağış nedeniyle cami avlusunda planlanan organizasyon Süleymaniye Camii içinde yapıldı.
Organizasyonun en dikkat çeken ayrıntılarından biri, mescidin erkekler için ayrılan ana bölümün yarısının kadınlara ayrılmasıydı. Kadınlar tarafından alabildiğinde doldurulan alanda neredeyse hiç yer kalmadı. Etkinlik için okunan Kuran-ı Kerim ve diğer sunumlar, kadın katılımcılar tarafından erkeklerle yan yana izlendi.
Ünlü sunucu Serdar Tuncer tarafından yapılan sunumun ardından Diyanet İşleri Başkanı Görmez, cemaate hitap etti. Bu yıl yapılacak etkinliklerin ana temasının kadın, cami ve aile olduğunu belirten Görmez, camilerin sadece namaz kılınan yerler olmadığını, aynı zamanda özgürlüğün ve bağımsızlığın da sembolü olduğunu kaydetti.
"KADINLARI MAHRUM BIRAKAN ANLAYIŞIN ÖRNEKLERİ HALA MEVCUT"
Görmez, bu yıl yapılacak çalışmalarda Camiler ve Din Görevlileri Haftası'nın ana temasının kadın, cami ve aile olarak belirlendiğini ifade eden Görmez, bütün bu yanlış algıları, yanlış anlayışları, yanlış uygulamaları ve aksamaları sorgulamayı hedeflediklerini belirtti..Görmez, "Zira bu konuda anlayış sorunu o kadar ileri bir düzeyde ki, adeta Hz. Peygamber’in de önüne geçme teşebbüsü söz konusu. Yerleşik kültür, gelenek ve görenekler dine karşı direnmekte ısrarcıdır. Ne hazindir ki bugün İslam dünyasında hala hanımları ilimden, irfandan, camiden, cemaatten mahrum bırakan anlayışın örneklerini görmek pekala mümkündür." ifadesini kullandı.
Camilerin cemaatiyle birlikte yaşlandığını anlatan Görmez, camilerin ailecek gidilecek yerler olmasının unutulduğunu söyledi. Camilerin sadece yaşlı cemaate hitap eden yerler olmadığını da hatırlatan Görmez, oluşan bu yanlış algıları ortadan kaldırmak için bu haftanın ana temasının bu şekilde belirlendiğini kaydetti.
Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (SAV) Mekke'de, sonra Medine'de kurmuş olduğu toplumun en temel ilkesinin kişinin herhangi bir ayrım olmaksızın Allah karşısında eşit olduğu gerçeğini hatırlatan Görmez, "Allah, Âdem ve Havva'yı birbirine eş olarak, topraktan yaratmıştır. Her ikisini de yeryüzünü birlikte imar etsinler diye var etmiştir. Her ikisine de halifelik görevi vermiş, sorumluluk yüklemiştir. Bu yaratış insanı cinsiyet ayrımı olmaksızın Allah karşısında ve dünyaya gönderiliş amacında eşit kılmıştır. Ne yazık ki insanlık tarihi kısa bir sürede kendi içinde bir ayrıma gitmiş ve kadın-erkek arasındaki biyolojik farklılıkları bir üstünlük meselesine dönüştürmüştür. Bu üstünlük iddiası o kadar ileriye varmıştır ki, medeniyetin beşiği denilen topraklarda bile kadınların haklarına tecavüz edilmiş, onlar daha aşağı varlıklar olarak algılanmışlardır." dedi.
Hz. Muhammed döneminden ve uygulamalarından örnek veren Görmez, "Resul-ü Ekrem'in döneminde Mescid'i Nebevi'de kadınsız bir tek namazın kılınmadığını, bütün hadis ve siyer kitaplarından okuyoruz. Resul-ü Ekrem'in hayatında kadınların, çocukların, ailenin, gençlerin katılmadığı cuma namazının, bir bayram namazının olmadığını hepimiz biliyoruz. Ancak bütün İslam dünyasında daha sonra bir takım gelenek ve görenekler önce çıkacak ve bazı insanlar Resul-ü Ekrem'in önüne geçmeye çalışacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
Camileri özel yerler olarak tanımlayan Görmez, bu mekanların bir canlılık, bir toplu hayat, bir dinginlik ve derinlik, bir ulvi yöneliş olduğunu belirterek, "Ancak bu yönelişin, bu dinginliğin bize dönük yüzü somuttur, mimaridir. Mimari ise terbiyedir. Her mimari eser, kendisine muhatap olana bir terbiye, bir davranış biçimi öğretir. Cami bize alçakgönüllülüğü öğretir, cami bize inşirahlar yaşatır, cami bize ölümü hatırlatır, cami bizi Allah'la baş başa bırakır, cami bizi müminlerle buluşturur." dedi.
Başkanlık olarak kadınlarla ilgili cuma ve bayram namazlarına yönelik bazı çalışmalar yaptıklarına da belirten Görmez, "Camilerde kadın mekanlarının iyileştirilmesi çalışmalarına ağırlık verdik. Konuyla ilgili uygulamayı yakinen takip etmek amacıyla; kadınların bayram ve Cuma namazı kılabilecekleri camilerin tespit edilmesi, bu camilerin tuvalet ve abdest alma mekanlarının varsa iyileştirilmesi, yoksa oluşturulması amacıyla ülke genelinde çalışmalar başlattık. Bütün bu çalışmalar neticesinde kadınlar için özel düzenleme yapılan cami sayısı 3 binlerde iken, 2012 yılının sonlarında bu sayıyı 11 bin iki yüzlere ve kadınlar için abdest alma yeri olan cami sayısını da 12 binlere çıkarttık. Bugün itibariyle ülke genelinde kadın mekanları iyileştirilen toplam cami sayısı 19 bin 260’lara ulaşmış bulunmaktadır." şeklinde konuştu.
POLİTİKA
Sayfa başına git
