12 Eylül 1980 darbesiyle kapatılan siyasi partilerin 1982’de ye-niden kurulmasına izin verilince, Cezmi Kartay’ın Genel Baş-kanlığında kurulan SODEP’in İzmir İl Başkanlığına getirilen Ek-rem Bulgun, partiye üye yazımı için kurucu ilçe yönetim kurul-larına ilçelerdeki eski CHP üyelerini ziyaret etmelerinin talimatı-nı verdi.
Emekli savcı Nazım Karaaslan’ın başkanlığındaki Karşıyaka ku-rucu ilçe yönetim kurulu, il başkanı Ekrem Bulgun’un talimatını yerine getirmek için zaman kaybetmeden Karşıyaka’daki eski CHP’li üyeleri ziyaret etmeye başladı.
Bir dönem İzmir İl Genel Meclis Üyeliği yapan Dr. Ergin Özalp, Karşıyaka SODEP İlçe Yönetim Kurulu üyeleri Aydaner Tando-ğan ile Cahit Bilgilioğlu’nun kendisini ziyarete geleceğini, bu zi-yarette benim de bulunmamı istemişti.
Ziyaret sırasında konu genellikle CHP’de yıllardır bir türlü sonu gelmeyen karşılıklı guruplaşmalardı. Bu arada Cahit Bilgilioğlu, Ekrem Bulgun’un bizzat yazıp verdiği dokuz kişilik bir listeyi cebinden çıkarıp Dr. Ergin Özalp’e uzattı…
“Bakın, sayın doktorum, il başkanımız bu kişileri sakın partiye üye yapmayın; bunların hepsi de aşırı solcu; ileride başımıza be-la! Olurlar. ”Diyerek bizi uyardı. Bu nedenle listedeki bu arka-daşları kesinlikle partiye üye yapmayacağız. Burada bulunan Hü-seyin Bey gibi eski CHP’lileri üye yapacağız.”
Bu sırada, Cahit Bilgilioğlu’nun kendisine uzattığı listeye göz atan Dr. Ergin Özalp, listenin ilk sırasında Ali Rıza Bodur, ikinci sırasında Ecz. Mustafa Sezen, üçüncü sırasında Hüseyin Gün-lü’nün olduğunu görünce gülmemek için kendini zor tuttu…
“Sayın yönetim kurulu üyem, sevgili Cahit Bey, müsaade eder-seniz size bir şey sormak istiyorum; anladığım kadarıyla siz bu-radaki Hüseyin Bey gibi eski CHP’lileri partiye üye yapmak isti-yorsunuz.
Evet, Hüseyin Bey gibi CHP’lilerin başımızın üstünde yeri var.
“Peki, Cahit Bey İyi güzel söylüyorsunuz da bu listenin üçüncü sırasında bulunan Hüseyin Günlü yanınızda oturan Hüseyin Bey”
1970’lerden beri kendisine daima sevgi saygı gösterdiğimiz Ek-rem Bulgun ağabeyimize, bu konuda hiç gönül koymadık. Onu hep sevdik… Parti içinde bizim solculuğumuzla onun orta yolcu-luğunun serüveni yıllar boyu dostlukla sürüp gitti hep.