İzmir’de CHP ilçe kongrelerine katılacak delegelerinin seçimleri devam ediyor. Seçimler yapılırken bazı mahallelerde partili üyeler arasında zaman zaman tansiyon yükselse de tartışmaların sosyal demokrat bir partinin hoşgörü sınırlarını içinde kaldığını görmek sevindirici.
İlçelerinde gönül verdikleri sembol renkler adına delege seçimlerini organize edenlerin, yeni seçilen kongre delegelerden, ekiplerinin ilçe başkan adayını sır gibi saklamaları, delegeler arasında iyi niyetli bir espriye neden oluyor, “Delege seçildik ama kongresinde adayımızın ‘Sarı Çizmeli Mehmet ağa’ deyimindeki gibi kim olduğunu bilmiyoruz”
Hak vermemek mümkün mü? İlçe kongresinde karar verici sıfatıyla kime oy vereceğini bile tartışmadan koşullandırılmak, parti içi demokrasi kültürünün henüz yerleşmediğini göstermektedir.
Gelelim halk arasındaki konuşulan, “Sarı çizmeli Mehmet ağa” Darbımeseline. “Sarı çizmeli Mehmet ağa” deyimi, nerede oturduğu kim olduğu, nereden gelip nereye gittiği bilinmeyen ve kendini sır gibi sak-layan kişiler için rivayet edilen deyimdir.
Vaktiyle, İzmir eşrafından hali vakti yerinde bir bey, konağının kâhyasını çağırıp iyice tembih etmiş: “Bak efendi! Aydın’dan bu gün trenle Mehmet Ağa isminde biri gelecek. Harman zamanı kendisine sarı çizme alması için yirmi akçe borç vermiştim.
Borcunun vadesi doldu; bu gün Konağa gelip ödeyeceği için borcunu defterden sildim. Şimdi faytona bin, doğru istasyona git! Uzun boylu orta yaşlı, pos bıyıklı efe kılıklı biridir. Hemen tanırsın…
Kâhya, istasyona gitmiş; aydın treninden inen yolcuların arasında bey’in tarifine uygun birini görememiş. Bari sarı çizmesinden tanıyayım diyerek trenden inen yolcuları ayaklarına bakmaya başlamış, Fakat ne görsün, sarı çizme giyen giyene.
Çaresizlik içinde sarı çizmelilerden birine seslenmiş: “Mehmet ağa! Bizim bey seni konakta bekliyor… Tesadüf bu ya sarı çizmeli adamın adı Mehmet’miş. Aydın’da kendisini Mehmet ağa diye çağırırlarmış. Peki! Demiş.
Beraberce konağa gitmişler. Bey bakmış gelenin borçlusu Mehmet ağa olmadığını görünce payladığı kâhyası, dayanamamış, “Bey, burası kos-koca şehir; başka ne yapabilirdim ki? İstasyondaki kalabalığın arasında sarı çizmeli de çoktu Mehmet ağa da. Senin Mehmet ağayı defterine ye-niden yaz bir daha.”