Ulusal kültürümüzün en güzel geleneği bayram ziyaretlerinde konuklara ikram edilen bol köpüklü Türk kahvesini, keyifle yudumlarken doyumsuz sohbetlerimizle kalpten kalbe sımsıcak dostlukların köprülerini kurarız.
Kısık ateşte cezveyle pişirilen Türk kahvesi, eşsiz tadı ve koku-suyla dost meclislerinde höpürdetilerek içilirken yâd edilen hatıraların kapısını açılır ve her yudumunda unutulmuş geçmiş-lerin özlemiyle titrer yüreğimiz.
Kahve fincanımızın dibinde mahzun bir sevgili gibi karalara bürünmüş telvesinin gizemli çizgilerinde gizlenmiş kader denilen hayat çizgimiz, dost meclisindeki bir bilgenin yüreğinden dile gelir söz olur akar gider gönlümüze.
Bayramlar günleri, eskiden eşin dostun ve akrabaların birbirle-riyle buluştuğu, hasretliklerin giderildiği, kırgınlıkların, küs-künlüklerin dostluğa dönüştüğü, karşılıklı sevgi bağlarının pe-kiştiği, yemeklerin tatlıların ikram edildiği özel günlerdir.
Bir de uzaktaki sevdiklerimizin bayramlarını kutlamak için kırtasiyecilerden özene bezene aldığımız bayram tebriki kartları da unutuldu gitti. Bir nostalji gibi anılarda kaldı. Şimdi cep telefonu mesajlarıyla internet mailleriyle bayram kutlamak alışkanlığı moda oldu.
Daha önemlisi eski bayram yerlerinde salıncaklara, atlıkarıncalara binmemiş, bayram harçlığı ile keten helva, elmalı şeker, şambali tatlısı almamış, dizüstü bilgisayarından akıllı cep telefonundan gün boyu gözünü ayırmayan günümüz çocukları için üzülmemek elde değil ne yazık ki.
“Gönül dostlarımızla buluşmak üzere iyi bayramlar”