Sayın İYİ Parti Gaziantep Milletvekili Mehmet Mustafa Gürban, adını borsada manipülasyon iddialarıyla duyuran ilk milletvekili değil, ama "etki yaratma" konusundaki performansı takdire şayan! Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından “borsada yatırımcıları yanıltıcı bilgiler verdiği” gerekçesiyle işlem gören ve ceza alan Gürban, şimdi de Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Cumhurbaşkanlığı Tezkereleri ile gündemde.
Tam anlamıyla bir "Yavuz hırsız ev sahibini bastırır" hikayesiyle karşı karşıyayız.
Daha önce borsada manipülasyonla ilgili sert çıkışlarıyla iş insanlarını suçlayan Gürban, şimdi kendisi aynı suçlamaların odağında. Şimdi soralım: Halkı temsil eden bir milletvekili, sermaye piyasasında halkı manipüle ederse, bu nasıl bir ironidir?
Ukrayna’dan Gelen İddialar ve “Borsadaki Mafya” Tartışmaları
Borsada manipülasyon yapıldığı gerekçesiyle Gürban’ı suçlayan bir sosyal medya kullanıcısı olan Ahmet Yarım, bu iddiaları sosyal medya paylaşımlarıyla duyurdu. Yarım’ın iddiaları tüyler ürpertici: “Milletvekili tarafından ölümle tehdit ediliyorum,” “Borsadaki mafya yapılanması Türkiye’deki ailemi tehdit ediyor.” Daha ne olsun?
Meclisin bir üyesinin adı, borsada manipülasyon ve mafya yapılanmasıyla birlikte anılıyor.
Sayın vekilin tehdit iddialarına karşı bir açıklama yapmaması ve bu süreçte dokunulmazlık zırhının ardına sığınarak süreci sessizce izlediği iddia ediliyor.
Peki, gerçekten borsa manipülasyonu gibi ciddi bir konuda bu sessizlik ne anlama geliyor?
Vekillik Dokunulmazlığı, Hukuk Tanımazlık mı?
Gürban’a yöneltilen suçlamalar, yalnızca sermaye piyasasına zarar vermekle kalmıyor; aynı zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin itibarını da sarsıyor. Dokunulmazlık, vekillerin görevlerini özgürce yapması için verilen bir güvence midir, yoksa "suç işleme özgürlüğü" mü?
Sayın Gürban’ın profilindeki lokasyondan Ukrayna’nın başkenti Kiev’de bulunması, iddiaları daha da ilginç hale getiriyor. Kendisi yurtdışında konum bildirirken, Türkiye’de adının karıştığı borsa skandallarına dair açıklama yapmaması, “Acaba hesap mı kaçırılıyor?” sorularını akla getiriyor.
Meclisteki “Borsa Baronları” ve Sessiz Çığlıklar
Ahmet Yarım’ın ifadeleri bir yana, Gürban’ın tehdit iddialarıyla gündeme gelmesi bile tek başına bir skandaldır. Mecliste halkı temsil eden bir milletvekilinin, halkı tehdit ettiği, borsa manipülasyonuyla suçlandığı ve “mafya yapılanması” iddialarıyla gündeme geldiği bir Türkiye hayal bile edilemezdi. Ama işte buradayız.
Son olarak şunu sormak gerek: SPK'nın cezası açık, iddialar ortada, tehdit mesajlarının ekran görüntüleri bile sosyal medyada dolaşıyor. Ama hâlâ, “Bu iddialar iftiradır” diye bir savunma yapılmıyor. Yoksa Sayın Gürban, “Savunma yapacak bir şeyim yok, en iyisi sessiz kalmak” mı diyor?
Eğer vekillik dokunulmazlığınız varsa, suç dokunulmazlığınız da mı var?
Bu soruların cevabını kamuoyu da, mahkemeler de merak ediyor.
Ama en çok, sizi Meclis’e gönderen Gaziantep halkı merak ediyor.
Asıl merak edilen şu: Bu tür iddialarla gündeme gelen bir milletvekili hakkında yasalar gerekeni yapacak mı, yoksa yine yapılan usulsüzlükler dokunulmazlığın arkasına mı saklanacak?
Sayın vekil, sizden beklentim çok açık ve net: Gelin, kendi dokunulmazlığınızın kaldırılması için bizzat dilekçe verin. Hakkınızdaki iddialar araştırılsın; hem Türkiye’nin hem de Gazianteplilerin kafasındaki soru işaretleri ortadan kalksın.
Eğer gerçekten halkı temsil ettiğinizi ve dürüst bir siyasetçi olduğunuzu göstermek istiyorsanız, bu en doğru yol olacaktır. Aksi halde, “dokunulmazlık zırhına saklanan bir vekil” olarak anılmak, hem size hem de partinize zarar verecektir. Seçim meydanlarında halktan yetki isteyen bir vekilin, bu tür iddialar karşısında halkına hesap vermesi en büyük sorumluluğudur.
Buyurun Sayın Gürban, top sizde.