Sevgili okurlar, CHP'nin deneyimli İzmir milletvekili Mahir Polat, bugün yine ses getiren açıklamalar yaptı. Kurultay sonrası sessizliğe bürünen CHP'nin, yerel seçimlerde sahneye çıkan Polat, partinin içindeki gerilimleri ve dedikoduları ele aldı.
Peki, Polat ne dedi?
"CHP'nin içini bu tartışmalarla karıştırıp, ruhunu karartmamak, motivasyonunu da bozmamak lazım. CHP'yi aşağı çekmek isteyenlerin yaptığı bir dedikodu bu," dedi.
Evet, tam da bu noktada biraz durup düşünmek lazım...
CHP'nin içindeki gerilimler ve tartışmalar gerçekten partiye zarar mı veriyor, yoksa dışarıdan bakıldığında parti içi demokrasi ve fikir özgürlüğünün bir göstergesi mi?
Mahir Polat'ın açıklamaları, bir nevi manifestoya dönüşmüş durumda.
Ancak bu manifesto, partinin içini karıştıran dedikoduların üzerine bir örtü mü çekiyor, yoksa gerçekten bir çözüm mü sunuyor?
İşte burası tartışmaya açık.
Yoksa gerçekten partiyi ileriye taşıyacak bir motivasyon kaynağı mı?
Bu soruların cevabı, CHP'nin önümüzdeki günlerde atacağı adımlarla netleşecek gibi görünüyor. Belki de şöyle bitirmek lazım: "CHP'nin içini karıştıran dedikoduların kaynağı kim olursa olsun, Mahir Polat'ın açıklamaları bir şeyi net olarak gösteriyor: Parti içindeki her tartışma, aslında bir fırsat da olabilir. Yeter ki bu tartışmalar, partinin ruhunu karartmak yerine aydınlatacak bir fener olsun."
Sevgili okurlar, CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat’ın açıklamalarıyla bir kez daha dikkatleri CHP’de yaşananlara çektik.
Polat, “Partimiz büyük bir başarıya imza atmış CHP var” diyor.
Mahir Polat’in dediğine göre CHP’lilerin bir kısmı, partinin içini karıştırmak, ruhunu karartmak ve motivasyonunu bozmakla meşgul. “CHP’yi aşağı çekmek isteyenlerin yaptığı bir dedikodu bu” diyor.
Vallahi bravo!
Meğer biz CHP’liler dedikodudan öteye geçemeyen bir grup hizipçiyiz. Mahir Polat’ın kalemiyle çizdiği bu tablo, adeta bir Matisse eseri gibi.
Renkli, kaotik ve biraz da anlaşılmaz.
“Yarın tüzük kurultayına gidildiğinde bir grup arkadaş bunu isteyebilir” diyor. Demek ki, yarın kurultaya gidince bu dedikoducu arkadaşlar ortaya çıkacakmış. Bir nevi CHP’nin gizli ajanları gibi… Fakat Mahir Polat’in kaleminden dökülen bu kelimeler, beni bir hayli düşündürdü.
CHP’de böyle ajanlar mı varmış?
Neyse, biz yine de Mahir Polat’ın samimiyetine güvenelim ve bu dedikodu çarkından uzak duralım.
Polat’ın, “Kim 1 Nisancı ya da 1 Nisancı var mı yok mu” sorusuna da açıklık getirmiş.
Diyor ki, “Böyle bir şey olsa neden savunmayayım ki, partinin demokratik işleyişinde bunlar da olabilir.” Yani, demek ki Mahir Polat’a göre CHP’nin demokratik işleyişinde bu tür şeyler olağan. Bir yandan dedikoduya karşı duralım derken, diğer yandan dedikoduların doğal olduğunu söylüyor. Hayran kaldım doğrusu, bu ne güzel bir denge!
Ve İzmir…
Sevgili İzmir, siyasetçilerimizin yüreğini ağzına getiren o anketler...
Mahir Polat’in dediğine göre “bolca manipüle edilmiş anketler” dolaşmış ortalıkta. Demek ki biz İzmir halkı, siyasetin tam ortasında, manipülasyonların içinde debelenen zavallı bir kitleyiz. Yürek çırpıntısı içinde mücadele etmişler, helal olsun!
Ama kimse Mahir Polat’a “1 Nisancı var mı?” diye sormamış.
Vah vah!
Sonuç olarak Mahir Polat’ın bu coşkulu açıklamaları, CHP’nin içindeki küçük hizipçi grubun nasıl da büyük gerilimler yaratmak istediğini gözler önüne seriyor. Bir yandan CHP’yi savunan, diğer yandan dedikodulara karşı duran bu açıklamalar, CHP’liler için ders niteliğinde. CHP’nin içini bu dedikodularla karartmayalım…