Sevgili okurlar, geçtiğimiz günlerde sizlerle paylaştığım “Siyaset, medya ve bürokrasi üçgeninde gizli iş birlikleri” başlıklı yazımda, sadece kalem sallamakla kalmayıp aynı zamanda terfi ve atamalarda da belirleyici rol oynayan bir gazeteciden bahsetmiştim. Hani şu, sadece haber peşinde koşmakla kalmayan, aynı zamanda belediyedeki önemli kararların ve atamaların perde arkasında da etkili olan gazeteci arkadaşımızdan…
İşte, bu gazeteci arkadaşımızın İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde nasıl bir rol oynadığını öğrenmek isteyenler için bomba bir iddiayı daha ortaya atıyorum: İZSU Genel Müdürü Ali Hıdır Köseoğlu, İller Bankası'ndan kredi çekmek için kapıları zorlarken, bir türlü sonuç alamıyordu.
Ta ki devreye bu gazeteci girene kadar…
Bir AK Parti milletvekilini arayarak gerekli randevuyu alıyor ve sonuç?
İZSU istediği krediyi kullanıyor.
Evet, gazeteci haber yapmakla kalmıyor, adeta bir bürokrat gibi hareket ediyor.
Şimdi, sevgili okurlar, düşünün bir kere. Bir gazeteci olarak, haber peşinde koşmak yerine belediyedeki daire başkanı ve müdür atamalarında etkin rol oynuyorsunuz.
Hem de ne için?
Tabii ki “ihale” almak için.
Bunu ben söylemiyorum, içeriden beni arayan “namuslu bürokratlar” söylüyor.
Evet, namuslu bürokratlar, bu gazetecinin nasıl ihale peşinde koştuğunu, hangi firmaların ihaleleri alacağını önceden belirlediğini ve bunun karşılığında nasıl cebini doldurduğunu anlatıyorlar.
Sevgili okurlar, İzmir'in nemli havası kadar yoğun olan gündemimizde, sizlere bugün adeta bir gerilim filmi senaryosu gibi bir hikaye anlatacağım.
Hazırsanız başlıyorum: Bir gazetecinin, bildiğiniz gazetecinin, haber peşinde koşmak yerine ihale peşinde koştuğu bir dünyaya hoş geldiniz!
Evet, yanlış duymadınız.
Kentin dört bir yanında konuşulan iddialara göre, bu gazeteci arkadaş, İZSU’dan ihale alacak müteahhitleri önceden belirliyor, sonra da ihaleler o firmalara veriliyor. Bu yetmiyormuş gibi, yaptığı bu aracılığın karşılığında da cebini dolduruyor.
İhale komisyonculuğu mu dersiniz, gazetecilikte kariyer değişikliği mi?
Muhteşem bir iş modeli, değil mi?
Benim bu yazdıklarıma İZSU Genel Müdürü Ali Hıdır Köseoğlu’ndan ses var mı?
Tık yok!
Hamle yapmasını bekliyorum…
Ahhh bir konuşsa…
Gazeteci ne diyordur sizce: “ben okumuyorum, haberim yok” diye ölü taklidi yapıyor…
Peki, tüm bunlar olurken İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ne yapıyor dersiniz?
Bıçak gibi kesiyor tabii ilişkileri.
Hem de öyle bir kesiyor ki, İZSU Genel Müdürü Ali Hıdır Köseoğlu'nun görevden alınma gerekçesi bile bu olay oluyor.
En azından iddia bu...
Şimdi gelin, asıl soruya gelelim: İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, İZSU Genel Müdürü Ali Hıdır Köseoğlu ile ilgili bir inceleme başlatmalı mı?
Ben derim ki evet, kesinlikle başlatmalı.
İddialar doğruysa, “kentte temiz eller operasyonu” başlamış demektir.
Tugay, dürüstlüğüyle tanınan bir başkan olarak, bu “zararlı otları” ayıklamalı. Eğer bu iddialar sadece bir dedikodudan ibaretse, o zaman da en azından bu dedikoduların son bulmasını sağlamalı.
Sevgili okurlar, İzmir'in başkanına bir çağrımız var: Sayın Tugay, temiz eller operasyonuna belediye ve basın içinde de devam edin. Kentimizde, herkes işini layıkıyla yapmalı.
Sonuçta, her şeyden önce bu kentin temiz bir nefese, pırıl pırıl bir yönetime ihtiyacı var.
Haydi, bakalım, bekliyoruz başkan!