CHP'nin kurultaydan zaferle çıkan yeni Genel Başkanı Özgür Özel, partisinde rüzgarları tersine çevirdi. "Yumuşama" adı altında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yakınlaşma adımları, CHP içinde ciddi rahatsızlık yarattı. Seçim zaferiyle güçlenen CHP'nin, erken seçim çağrısı yapmak yerine Erdoğan'a yanaşması, muhalefet ve özellikle AK Parti karşıtı seçmenden sert tepki aldı.
Erken seçim istememek, onun siyasi kariyerinde bir dönüm noktası olabilir.
İhtiyatlı mı, korkak mı?
Bu sorunun cevabını önümüzdeki süreçte göreceğiz. Özel'in hamleleri, Türk siyasetinin geleceğini belirleyecek gibi görünüyor.
Özgür Özel'in genel başkanlık koltuğuna oturmasıyla birlikte CHP'de değişim rüzgarları esmeye başladı.
Seçim zaferinin ardından gelen bu "yumuşama" politikası, Erdoğan'ın 22 yıllık iktidarında en zayıf olduğu bir dönemde geldi.
Peki, bu adım gerçekten siyasette bir yumuşama mı, yoksa Erdoğan'ın bilinçli bir stratejisi mi?
CHP kulislerinde bu durum, Erdoğan'ın CHP içinde bir gerilim yaratmak için attığı bir adım olarak yorumlanıyor.
CHP'nin içinde bulunduğu bu yeni durum, partinin temel dinamiklerini ve seçmen tabanını sarsmış durumda.
Erdoğan'ın bu hamlesi, CHP'nin içindeki çatlakları derinleştirmek için atılmış bilinçli bir adım olabilir mi?
Özgür Özel'in bu "yumuşama" politikasıyla nereye varmak istediği belirsiz. Ancak, CHP'nin seçimle zafer kazanmış bir parti olarak, bu tür adımlarla ne kazandığını ya da ne kaybettiğini iyi analiz etmesi gerekiyor.
Muhalefetin bu tür stratejik hamleleri, sadece parti içindeki dengeleri değil, aynı zamanda Türkiye'nin siyasi geleceğini de etkileyecektir.
CHP'nin Erdoğan'a yakınlaşması, muhalefetin birliği ve direnci açısından ciddi bir tehdit oluşturuyor.
AK Parti karşıtı seçmenin bu durum karşısında nasıl bir tepki vereceği, önümüzdeki günlerde daha da netleşecek. Ancak şu bir gerçek ki, siyasetteki bu "yumuşama" adımı, CHP içinde büyük bir tartışmayı ve gerilimi beraberinde getirdi.
Özgür Özel'in genel başkanlık döneminin ilk büyük sınavı, bu "yumuşama" politikasının sonuçları olacak. CHP, Erdoğan'a yakınlaşarak kazanacağı şeylerin, kaybedeceği şeylerden fazla olup olmadığını iyi hesap etmeli. Siyasette atılan her adım, bir strateji ve bilinçle atılmalı. Aksi takdirde, bu tür adımlar, partinin geleceğini ve siyasi dengelerini derinden sarsabilir.
Peki Özgür Özel’in Erdoğan’a bu kadar yanaşmasının altında ne yatıyor olabilir…
CHP'nin iç dinamiklerinde sular kaynıyor, gözle görülmeyen fırtınalar patlıyor. CHP lideri lideri Özgür Özel'in Cumhurbaşkanı Erdoğan’a olan yakınlığı, CHP kulislerinde büyük bir dalga etkisi yaratıyor. Bazıları, Erdoğan’ın Özel’i rakip olarak istediği için bu kadar yakınlaştığını düşünüyor.
Ama mesele, bundan çok daha derin.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Özel’in Erdoğan’a bu kadar yakın olmasından ciddi şekilde rahatsız. CHP içindeki kaynaklara göre, İmamoğlu ve Özel arasında derin bir gerilim var. Bu gerilim, CHP’nin yaklaşan kurultayında İmamoğlu’nun Özel’e destek vermeyeceği iddialarını güçlendiriyor.
Özel’in Erdoğan’a yakınlaşmasının perde arkasında yatan başka bir neden daha var: İmamoğlu’nun siyasi yasak tehdidi.
Evet, yanlış duymadınız!
Kulislerde dolaşan iddialara göre, Erdoğan İmamoğlu’nun rafta bekleyen siyasi yasağını devreye sokabilir. Bu durum, Özel’in Erdoğan’a olan yakınlığını açıklıyor olabilir mi?
Elbette olabilir.
Erdoğan, CHP içinde İmamoğlu’nu pasifize etmek için Özel’i kullanıyor olabilir mi? Bu olasılık, kulislerde yüksek sesle dile getiriliyor. Bu hamle, İmamoğlu’nun kurultayda Özel’e destek vermemesine neden olabilir ve CHP’nin içindeki dengeleri altüst edebilir.
Erdoğan’ın stratejik hamleleri ve Özel’in manevraları, CHP’nin iç dinamiklerini derinden sarsıyor. İmamoğlu ve Özel arasındaki bu gerilim, partinin geleceğini şekillendirecek önemli bir etken olacak. CHP’de sular durulacak gibi değil. Erdoğan’ın her hamlesi, CHP’nin içinde daha büyük dalgalara neden oluyor.
Bu dalgalanmalar, CHP’nin geleceğini nasıl etkileyecek?
Bekleyip göreceğiz.