Ey Çeşme halkı, kemerleri sıkın!
Çünkü Belediye Başkanınız Lâl Denizli, sizin cebinizi değil, festival için ayrılan bütçeyi sıkıyor.
Hem de nasıl?
Alaçatı Ot Festivali'nde öyle bir para saçılmış ki, sanırsınız festival değil, para yağmuru.
Ne demişler, kriz zamanı eğlenceye para harcamak lükstür.
Ama galiba Başkan Denizli için bu durum tam tersi. Çünkü Geçmiş dönemler 1,5 2 milyona yapılan festival 16,5 milyon lira yapılmış… 16,500 milyon harcamak için "acil durum" bahanesi eklemiş. Evet, festival acil bir durummuş gibi ihale edilmiş. Biri bana acil durumun festivalden ibaret olduğunu söylese, inanır mıydım? İnanmazdım!
Bu festivalde "Öz’e Dönüş" teması işlenmiş.
Peki, nedir bu öz?
Paranın özüne dönüş mü?
Yoksa Çeşme'nin sahilindeki o masmavi denizin rahatlatıcı özüne mi?
Hayır!
Anlaşılan o ki, Başkan Denizli ve ekibinin cebine dönüş bu.
İstanbul’dan gelen ekip demişken, onlar da pek masum değil hani. Gelen ekip, festivali adeta bir İstanbul şovuna çevirmiş. Çeşme’nin lokal dokusuna ne oldu, bilinmez!
Ama anlaşılan, İstanbul’un gösterişli yaşam tarzı, Alaçatı’nın otlarına karışmış.
Başkan Denizli, bu lüks tutkusuyla, halkın cebini nasıl boşalttığını bir kez olsun düşündü mü acaba?
Belki de düşünmüştür de, festivalin o büyülü atmosferinde her şey unutulmuştur.
Ve tabii ki, tüm bu harcamaları "meşru" göstermek için 21/b maddesi devrede. “Acil durum” diye diye, neredeyse Çeşme Kalesi yanına bir saray çıkacak bu gidişle!
Çeşme halkı, bu durumu ne kadar daha kabullenecek bilinmez. Ama bir şey bilinir ki; eğer bu lüks harcamalar böyle devam ederse, Çeşme’nin özü sadece festival broşürlerinde kalmaya mahkum olur. Gerçek öz ise, halkın sesine kulak vermekle, onların cebini düşünmekle başlar.
Lâl Denizli’ye naçizane bir tavsiye: Çeşme’nin gerçek özüne dönün, halkın taleplerini dinleyin. Belki o zaman gerçek bir “Öz’e Dönüş” yaşanır. Yoksa bu festivalden geriye kalan sadece lüksün fotoğrafları ve halkın boşalan cüzdanı olur.
Çeşme halkı, kendi cebinden çıkan paralarla yapılan bu lüks şovları izlerken, acaba kendilerine ne düşüyor? İşte bu soru, her Çeşmeli'nin aklında dönüp duruyor. Lâl Denizli ve ekibi ise bu sorulara cevap vermek yerine, festivalin ışıltılı sahnelerine daha fazla para pompalamayı tercih ediyor.
Bu durum, Çeşme'nin geleneksel değerleriyle nasıl örtüşüyor, bilinmez. Alaçatı'nın samimi atmosferi, bu lüks ve israf rüzgarlarıyla nasıl bir dönüşüme uğrayacak, merak konusu. Festival, lokal kültürü zenginleştirmek bir yana, belki de yavaş yavaş onu yok ediyor.
Ve unutmayın, bu festival sadece bir başlangıç. Lâl Denizli'nin bu "acil durum" harcamaları, başka hangi projelerde karşımıza çıkacak?
Çeşme Kalesi yanına yapılacak olan "saray" mı dersiniz, yoksa başka hangi lüks inşaatlar?
Bu gidişle, Çeşme'nin doğal güzellikleri, beton yığınlarına dönüşebilir.
Çeşme halkı, bu israf karşısında sessiz kalmayacak. Çünkü onlar, her bir liranın hesabını soracak kadar bilinçli. Lâl Denizli ve ekibinin, festival harcamalarıyla ilgili şeffaflık sağlaması, artık bir zorunluluk haline gelmiştir. Halk, nereye ve nasıl harcandığını bilmek istiyor; çünkü sonuçta bu para, onların alın teri, onların emeği.
Başkan Denizli, belki de bu yazıyı okur ve bir an durur, düşünür. Çeşme'nin gerçek özüne dönmek için, lüks ve israfı bir kenara bırakıp, halkın sesine kulak vermeyi tercih edebilir. Çünkü gerçek liderlik, halkın ihtiyaçlarını gözetmek ve onların refahını sağlamakla başlar. Eğer bu değişim gerçekleşirse, belki de gelecek festivaller, gerçekten halka hizmet eden etkinlikler olarak anılabilir.
Yarın, Çeşme'nin gündemindeki diğer sıcak konuları ve festivalin perde arkasındaki daha fazla detayı ele alacağız. Bu israf rüzgarlarının daha ne kadar süreceğini ve halkın bu duruma nasıl tepki vereceğini göreceğiz.
Bu yüzden, gözünüz kulağınız bizde olsun!